68- YASEF

20.7K 2.1K 1.3K
                                    

Bölüm şarkısı: Seviyorum Sevmiyorum- Nil Karaibrahimgil

Kerem arabasını rastgele park edip bir hışımla kapıyı açıp çıktı ve sinirle onun oturduğu binaya ilerledi. Cebinden çıkardığı anahtarla apartmanın kapısını açtı ve asansörü siktir edip ikişer üçer merdivenleri tırmanmaya başladı.

Saniyeler geçtikçe içindeki öfke daha da büyüyordu, bir yandan onu görmek istemiyordu çünkü ne yapacağını kestiremiyordu. Kendisini durduracak kadar iradeli değildi, diğer yandan da karşısına çıkıp sevgilisine zarar veren adama dersini vermek istiyordu.

Tokat attığı için kendi elini parçalamışken, yabancı biri bebeğinin kolunu mosmor ediyordu. O morluk aklına gelince öfkesi daha da arttı.

Onun kapısına vardığı anda elindeki anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdi. İçeride yüksek seste müzik vardı, anında yüzünü buruşturdu. Kapıyı kapatıp içeri girerken elindeki anahtarı çeviriyordu.

Salona girdiğinde koltuktaki çıplak bedenleri gördü. Yasef koltukta kollarını iki yana açıp oturmuşken gözleri kapalıydı. İki kız önünde diz çökmüş aletini yalarken, iki kızda göğsüne öpücükler konduruyordu, çırılçıplak duran kızlara kısaca baktı ve kafasını çevirip müziğin kaynağını bulup oraya ilerledi ve bir anda yüksek sesli müziği kapattı.

Kendini işine veren kızlar irkilirken Yasef yavaşça gözlerini açtı. Göz göze geldiklerinde hiç tepki vermedi, Kerem ona baktığında daha fazla sinirlendiğini hissetti.

"Toparlanın, evden çıkın." dedi Kerem soğuk bir ifadeyle, gözleri Yasef'in üzerindeydi ama muhatabı kızlardı.

Kızlar ilk başta afallayıp kendisine baksa da ardından izin almak için bakışlarını Yasef'e yönlendirdiler. Yasef birkaç saniye durup kafasını seri bir şekilde yavaşça salladığında kızlar anında ayağa kalktılar.

Kenarda duran giysilerini giyinirken oldukça utanmazlardı. Yasef ise istifini hiç bozmuyordu. Kızlar sadece elbiselerini üzerlerine geçirdiler ve ardından çıkmak için bir hamle yaptılar. O sırada akıllarına gelmiş olacaktı ki birden döndüler.

"E para?" yabancı aksanı net belli oluyordu. Kerem dişlerini sıktı ve gözlerini kendisine dik dik bakan Yasef'den çekip kızlara ilerledi.

Cebinden çıkardığı cüzdanını açtı ve içinden bir tomar para çıkardı. Kendisine en yakın kıza parayı uzattığında kız fazla olduğunu anladı ama çaktırmamaya çalışarak aldı.

Kızlar Rusça fısıldaşarak konuşarak evden ayrıldıklarında kapı kapandığı an önündeki çırılçıplak bedene döndü Kerem. Sinirle dişlerini sıktı.

"Kalk, üstünü giyin." dedi, hâlâ kalkmış olan aletini görmek sinirini bozuyordu.

"Ne oluyor Kerem? Evime neden baskın yapar gibi giriyorsun?" Yasef ciddiyetle sorduğunda hâlâ giyinmek için bir atakta bulunmayınca Kerem onun sorduğu soruya aldırmadan koltuğun üzerinde duran kıyafetlerini alıp onun çıplak vücuduna doğru sinirle attı.

"Evine baskın yapar gibi girdim çünkü.." dedi ama ani gelen sinirle gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve kapalı olan gözlerini açıp karşısındaki adama baktı. "Sevgilime neden vurdun?"

Onu ilk önce dinlemek istiyordu.

Yasef kaşlarını çattı, gözlerindeki birkaç saniyelik korku dolu ifadeyi gördü ama ardından dümdüz bir şekilde kendisine bakıp kıyafetlerinin arasından baksırını buldu.

"Sevgiline vurmadım." dedi oturduğu yerde baksırını giyinirken. "Sadece sana bir zarar verdiğini düşünüp kolunu sıktım."

Ayağa kalkıp baksırını üzerine çekti, diğer kıyafetlerini giymeye gerek bile duymadan birkaç adımda yanına geldi. Kerem onun bu haline istemeden de olsa afalladı, ne kadar kolay bir şekilde sevgilinin kolunu sıktım diyebiliyordu?

"İsterse beni öldürsün, ona dokunmayacaksın. Kimse dokunmayacak, canını yakmayacak. Anladın mı?" öfkesi sesinden bile belli oluyordu.

"Kimse dokunamaz ama sen onu dövüp, tokat atabilirsin öyle mi?" diye sordu alayla. Kerem çatık kaşları ile yüzüne bakmaya devam etti.

"Kendimi kaybettim Yasef, yoksa ona el kaldırır mıydım ben?" Yasef kafasını salladı ve etrafına bakındı öylesine.

"İşte, bende kendimi kaybettim. Kendimden çok sevdiğim insanın canını yaktığını düşünüp onun canını acıttım." diye cevap verdi sakince ve konuşurken yöneltmediği inatçı bakışlarını yeniden gözlerine dikti. Yine onunla oyun oynuyordu sanki.

"Ne istiyorsun?" dedi Kerem konudan bağımsız çünkü beklediği Yasef yoktu karşısında.

"Ne istiyorum biliyor musun?" dedi dibine girip.

"Artık üzülmemeni, eskiden olsa seni üzene öfke duyardım ama şimdi kendini üzüyorsun. Ve sana oldukça öfkeliyim bu yüzden." sonunda ruh halini belli edecek şekilde kendisiyle konuşuyordu. Yüz ifadesi hem sinirli hem de üzgündü.

Kerem bir şey demeden geldiğinden beri ilk defa kendisine bu derece kızan arkadaşına baktı.

"Oradayken üç yıl boyunca bana neler anlattın hatırlıyor musun? Asef'i daha tanımadan düşmanım bellemiştim, kendisinden başka kimseyi düşünmeyen, seni gram sevmeyen biri sanmıştım." dedi öfkeyle. "Ama öyle bir şey yokmuş."

Gülerek söylediği şeye Kerem ifadesini hiç bozmadan bakmaya devam etti.

"Ulan çocuk seni deliler gibi seviyor, iyi olmak için uğraşıyor ama sen bir adım bile atmıyorsun. Anlıyorum, öfkelisin ama o zaman çocuğu serbest bırak. Çünkü bu öfken ve sevgin birleştiğinde en çok sana zarar veriyor." aylardır içinde tuttuğu şeyleri söylerken rahatladığını hissetti Yasef.

"Ona adım atıyorum." dedi Kerem, sesi o kadar az geliyordu ki kendisi bile zor duyuyordu.

"Atmıyorsun amına koyayım, çocuk adım attığında da onu itiyorsun." karşısındaki genç ona bağırırken ilk defa sesini çıkarmadı.

"Onu affetmeye çalışıyorum." gözlerini kaçırdı, Yasef ona böyle bakarken dikkatini toplayamıyordu.

"Sen onu affetmek istemiyorsun Kerem, öyle olsaydı her defasında onu denemezdin. Affetmek istemiyorsun, yeni bir yanlış yapmasını bekliyorsun."

Beyni yalan söylediğini haykırsada kalbi ona hak verdi.

"Eğer onu affetmek için çabalayacaksan bu yola devam et ama affetmek istemiyorsan siktir olup gidelim çocuğun hayatından Kerem. Yoksa onunla beraber kendini de kaybedeceksin."

Kerem cevap vermedi, sadece titrek bir nefes aldı. Boğazındaki yumru yutkunduğunda canını yaktı.

Yasef birkaç saniye ona baktı ama dayanamayıp sarıldığında ona karşılık verdi.

Onun doğru söylediğini biliyordu.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin