"Lütfen, siz gidin ben zaten tanımıyorum o grubu pek."
Kerem rahatsızca konuştuğunda Asef artık onun bininci defa 'siz gidin' lafına sinirlenmeye başlamıştı.
Konser alanına geldiklerinde ortamın aşırı kalabalık olması Kerem'in içeri girmemesine sebep olmuştu. Tabi bunu açık açık belirtmemişti 'başım ağrıyor, kalabalık ortamları sevmiyorum' diye geçiştirmişti. Millet ısrar etmeseydi evden bile çıkmayacaktı ama Arda'nın bir şeyden haberi olmadığı için ısrar etmesi sonucu Kerem onu kırmamak için gelmişti.
Gerisi ise malumdu, akşam saatlerinde konserin bulunduğu yerin biraz üstünde arabayı park edip, karşılarındaki ışıltılı konser alanına bakıyorlardı. Sadece bir kısmı görünüyordu, zaten konsere para verip girmeyecek kişiler uzaktan izlemek için burada durmayı tercih etmişti.
"Bir şey olmaz, zaten giresimiz yoktu. Sevmiyorum bu grubu." dedi Sonat sigarasını içerken, Kerem'in gözleri onun yüzüne kaydı. Millet afallamıştı ama Asef zaten onun ilişki harici diğer konularda bu kadar iyi olduğunu bildiği için çok tepki vermedi.
"Eyvallah." dedi Kerem, sesi biraz mesafeli çıkıyordu ama dudaklarında hafif bir gülümseme peydah oldu. Samimi ya da zorunlu bir gülümseme miydi çözemedi Asef.
"Hem biralarımız var, burdan hem dinler hem sohbet ederiz." dedi Yasef konuya dalarak. Arabanın arka ve ön kapı arasındaki kısıma yaslanmış Kerem'in yanına gitti. Elindeki siyah poşeti açtığında herkes bir bira aldı eline. Erhan ve Arda harici.
Asef yan yana duran iki gence bakıp bıkkın bir nefes aldı, fazla yakın duruyorlardı ve bu yine kanını kaynatıyordu, sinirden ve öfkeden.
O arada Kerem'in diğer yanında duran Arda ile göz göze geldi Asef. Gözleriyle 'çekil' gibisinden bir işaret verdiğinde Arda ilk anlamadı, ardından anlayıp Sonat'a baktı ve istemeye istemeye Erhan'ın önüne geçti çaktırmadan.
Asef onun yanı açıldığında elini cebinden çıkarıp arabanın üzerinde duran içki poşetine ulaşmak istermiş gibi gitti, şimdi kolu Kerem'e değiyordu ve teni alev alev yanıyordu. Nefesi kesilmişti resmen. Poşetin içinden bir bira çıkardı, ardından arkasını dönüp birayı açtı.
Eski yerine dönmedi çünkü bu konseri Kerem ile yan yanayken dinlemek istiyordu.
Birasından bir yudum alıp geriye yaslandığında Kerem istemsizce yanına dönüp baktı, neden burada durduğunu sorguluyor gibiydi. Asef hiç aldırmadan Arda'nın kulağına eğildiğinde o da saniyeler sonra önüne döndü.
"Teşekkür ederim kardeşim." diye fısıldadı. Arda sadece kafasını sallamakla yetindi ve etraf kalabalık olduğu için Erhan'ın elinden tutmak yerine küçük beyaz ellerini bileğine dolamıştı.
Asef yeniden önüne döndü, Kerem yanından gitmediği için istemsizce dudakları kıvrıldı. Şimdi kolları birbirine temas ediyordu, istemsizce gözleri dolu dolu oldu. Ona temas eden kolu yüzünden aşırı derecede heyecanlanırken boğazında bir yumru oluştu.
Kerem ile yan yana duruyordu, yıllar önce bu imkansız gibi geliyordu ama işte şimdi hemen yanında durmuş sigarasını içiyordu.
Dolan gözlerini saklamak için kafasını eğeceği sırada ağaç kenarına oturmuş Turgay ve Bulut'u gördü. Öyle bir bakıyorlardı ki resmen Asef için illet ve şirret bir çift olmuştu ikisi. Asef gözlerini devirmemek için zor tuttu kendini.
"Yarın ben kendi evime geçerim." Yasef'in Fransızca konuşması ile tüm dikkati ona kaymıştı Asef'in, önüne bakarken onu dinliyordu. Fransızca anladığını bilmiyordu sanırım, gerçi gördüğü eğitimler kimsenin ilgisini pek çekmiyordu. Kendi kardeşlerinin bile bildiğinden şüpheliydi.
"Sen bilirsin, ben de bir zaman sonra yanına gelirim." Kerem'in düzgün Fransız aksanı ile ilk başta afalladı, ardından karnı kasıldı. Aşırı karizmatik duruyordu.
"Tamam." dedi Yasef, ardından gülmeye yakın bir ses çıkardı. "İstiyorsan benim yanıma geç."
Asef belli etmeden elinde tuttuğu şişeyi sıktı. Dilini ısırdı, sırıtan ağzına bir tane vurmak istiyordu.
"Ayıp olur." dedi Kerem, Asef yutkundu. Alt dudağını bükmemek için kendiyle savaştı. Keşke direkt yanından gitseydi, bunu demesi daha çok üzmüştü.
"Yeme beni." Yasef'in söylediği şeyi yarım yamalak duydu. Birasından büyük bir yudum aldı.
"Oğlum ne konuşuyorsunuz anlamıyoruz lan." dedi Turgay araya girerek. Yanındaki beden güldü, güldüğünü titreyen vücudundan anlamıştı Asef.
Onlar konuşmaya başladığında gözleri tek başına duran Sonat'a kaydığında kalbi acıdı. Sonat ona bakıyordu ama suçlayıcı değil, geçen gün söylediği şeylerin doğru çıktığını belirtircesine bakıyordu. Ondan da kaçırdı gözlerini.
"Lan Erhan, sizde mi buradasınız? Lan oha yuh Kerem gelmiş." ani gelen sesle herkes irkilerek sesin geldiği yöne baktı. Üç kişilik bir grup ellerinde biralarla onlara bakıyordu.
"Vaaay Kutay," dedi Erhan sevgilisinin yanından ayrılıp onların yanına giderken, Kutay dediği çocukla el sıkıştı, diğerlerine kafa selamı verdi. Pek tanımıyor gibiydi.
"Ahmet Şafak konseri olsa neyse de buralarda görmek değişik geldi." dedi Kutay. Kerem sesli sesli güldü.
Kutay herkesle tokalaşırken kendilerinin olduğu tarafa döndü. İlk Yasef ile selamlaştı mesafeli bir tavırla. Kerem rahatsızca yerinden kıpırdandı, Asef kaşlarını çattı. Kutay gülerek Kerem'e döndü ve elini uzattı.
"Reis hoş geldin." dedi diğer elini de omzuna koyup sarılmak için bir hareket yaptığında Asef birden Kutay'ın elini tutup elini sıktı. Kutay ve diğerleri afallarken Asef hiç aldırmadan gülümsedi.
"Asıl sen hoş geldin." dedi kendine çekerken, tek amacı Kerem'den uzaklaştırmaktı. Çünkü burada biri ona dokunursa daha kötü olacaktı, ortam hiç uygun değildi. "Geçen gün eve geldiğinde iş arıyorum demiştin, sana bir iş buldum."
Asef'in yalandan muhabbeti ilgisini çekmişti, hevesle yüzüne baktı. O an Kerem'i bile unutmuştu. İş hakkında bilgi alırken Asef gördüğü tek iş ilanını ciddi ciddi anlattı. Onun da hoşuna gitmiş olmalıydı.
Arkadaşları ona seslendiğinde sonra konuşmak için sözleşip yanlarından uzaklaştı. O gittiğinde ise herkesin gözü Asef'in üzerindeydi, yanındaki bedenin bile. Nasıl baktıklarını bilmiyordu.
Sadece Sonat'ın üzgün bakışları dikkatini çekti, gözlerini ondan ayırıp konser alanına dikti. Kendisi ile savaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...