164- TARTIŞMA

15.8K 1.8K 2.1K
                                    

Erhan pamuğu istemeden sertçe bastırdığında Arda'nın yüzü ekşidi, ağzını açıp bir şey söylemedi. Erhan buruşmuş suratını görünce derin bir nefes alıp daha sakin olmaya çalıştı.

Ev sessizdi ve geldiğinden beri hiçbir şey söylemeden direkt koltuğa oturup kanayan dudağına pansuman yapmaya başlamıştı. Kan az gibi dursada muhtemelen derisi dişine takıldığı için çok kanıyordu. Küçük pamuğu değiştirip yenisini aldı.

"Okul çıkışında kavga eden ergenler misiniz siz?" diye mırıldandı sinirle. Arda'nın gözleri yüzüne kaydı.

"Yasef ile konuşuyordu, uyarmaya çıktım."

"Haberim var, beni aradı zaten." dedi pamuğu dudağına bastırırken. Arda sustu, bir şey demedi.

Uzun bir sessizlikten sonra yine Arda konuştu.

"Beni sinirlendirdi, çok fazla. Yoksa ben kavga etmem, biliyorsun. Dayanamadım vurdum bir tane." dediğinde Erhan'ın kaşları çatıldı.

"Senin kalıbın ne ki vuruyorsun?" bu sözü pansuman yaptığı genci sinirlendirdi. Bileğinden tuttu ve pansuman yapan elini indirdi.

"İşte bu yüzden ben bu haldeyim Erhan." dedi sinirle, ani gelen lafla afalladı. "Neden vuramayayım?"

"Arda, sana kimseye vuramazsın demedim. Onun kalıbı ile seninki bir mi?"

"Ne olursa olsun Erhan, sürekli beni pasifleştirmenizden sıkıldım." dedi ayağa kalkarken.

Erhan ayağa kalkan sinirli gence şok ile baktı, ilk defa bu kadar açık konuşuyordu ve bu şaşırtıcıydı.

"Biz yapmadık Arda, seni ilk tanıdığımda zorla içeri aldığımda bile 'abilerime söyleyeceğim' diyen çocuktun sen." Arda arkasını döndü ama gülüyordu.

"Çünkü abimler bana öyle alıştırdı." Erhan gittikçe afallıyordu.

"Lan o zaman alışmasaydın, şimdi mi geldi aklına?" şimdi kendiside engel olamıyordu sinirlerine.

"Evet çünkü gerçek hayatı gördüm." dedi ve saniyeler sonra arkasını döndü. Bakışları ciddiydi, dudağındaki kan durmuştu. "Tavırlarımı değiştirmek, size bunu yansıtmak istedim ama buna bile izin vermediniz."

"Tavırlarını değiştiğini bize göstermedin ki, kendi kendine gösterdin. Bana yalan söylemeyip seni öpen çocukla gezip tozduğunu gizlemeseydin emin ol senin değiştiğini çok net anlardım." imalı laflarıyla Arda ona doğru bir adım attı.

"Gizlemek zorunda kaldım çünkü buna da engel olacağınızı biliyordum. Arkadaşlarımla gezme-"

"Lan konu senin arkadaşların ile gezmen değil!" diye bağırarak sözünü kesti. Sinirden yine titremeye başladı. "Seni öpen bir çocukla, benimle sevgili olduğun halde gezip tozman. Üstelik benden habersiz."

"Çünkü ben kendimi biliyordum, ona o gözle bakmayacağımı. Bana öyle yaklaşsa da ondan uzak duracağımı. Bazı insanlar yanlış yapabilir, öptü kendine engel olamayarak ama ben onu uyardığımda bir daha imasını bile yapmadı anladın mı? Yoldan geçen herhangi biri bunu yapmadı. Yakın arkadaşım yaptı ve bir yanlıştı. Uyardım, bir daha yapmayacağına emin olduktan sonra onunla konuşmaya devam ettim."

"Arda, seni öpen biriyle aynı ortamda bulunmuyorsun. Sen, onunla sarmaş dolaş geziyorsun. Hem de ben varken."

"Tamam, özür dilerim Erhan." dedi Arda kendini açıklayamayacağını anladığında. Pes etmişti artık. "Özür dilerim."

"Bunun için çok geç Arda, biz seninle şu an ayrılmadık ki sırf seni sevdiğim için özürünü kabul edip devam edeyim. Daha düne kadar gidip onunla gezmeye devam ediyordun, çocuk değilsin sonuçta aklın başında. Biliyorsun bunları değil mi?" karşısındaki çocuk omuzlarını düşürdü, yorulmuş gibiydi.

"Ne yaptığımı bilmiyorum." diye yanıtladı itiraf ederek. Gözleri dolu dolu olmuştu. "Tek bildiğim şey seni başkası ile görmeye dayanamadığım."

Erhan uzun uzun onun suratına baktı, Arda ise kendisine yaklaştı. Ağlamak üzereydi.

"Senin yaptığın ayıp değil mi peki? Her gece onunla gözümün önünde öpüşmen? Hemen mi vazgeçtin benden?" sesi üzgün çıkıyordu.

"Bana vazgeçmemem için bir şey söyledin mi Arda? Sakinleştirmek için ağzını açıp tek bir kelime dedin mi? Sevgilindim ben senin, bana gelip 'beni öpen biriyle bilardoya gidip eğlendim, ders çalışıyorum diyerek sana yalan söylerken onun yanındaydım, aldığım harçlıkların yetmemesi kitaplardan dolayı değil, gezmemden dolayı' deyip özür diledin mi?" sesi şimdi cılız çıkıyordu, takati kalmamıştı.

"Özür dilerim." dedi Arda yeniden, sesi titriyordu.

Erhan yutkunup kafasını başka yöne çevirdi, artık sinirden çok üzüntü hissediyordu yüreğinde.

"Vazgeçtin mi benden?" diye sordu Arda uzun bir aradan sonra.

Erhan hiçbir tepki vermeden öylece durdu, gözlerini kapatıp bedeninin yönünü değiştirdi. Yüzün bakmadan sessizce dış kapıya doğru yürüdü.

Dış kapıyı açıp çıkarken adımlarını hiç durdurmadan aşağı indi. Düşünceleri ile başa çıkmaya çalışıyordu.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin