187- ASEF VE KEREM

18K 1.2K 541
                                    

+18

Kerem mekanın sakinleşmesini fırsat bilip personel odasına geçip kapıyı kilitledikten sonra koltuklara geçip yayıldı. O kadar yorulmuştu ki kendisini zor atmıştı odaya ama aslında tek sebep bu değildi.

İş yaparken şu an evde olan sevgilisi aklına geldikçe sevgi doldu, düşündükçe kendini kaybetti. Ve sonuç olarak ona hissettiği yoğun arzu attığında bu istek alt taraflarına da vurdu. Mekan kalabalık olduğu için gidemiyordu, çocuğu yorgun olduğu için o da gelemiyordu.

Bir sigara yakıp telefonunu çıkardı ve ardından Asef'in sohbetini bulup görüntülü aradı. Biraz ergenler gibi kendisini rahatlatması gerekiyordu yoksa akşama kadar dayanamayabilirdi.

Gözlerini kısıp sigarasında bir duman daha çekerken telefon üçüncü çalıştan sonra açıldı. İlk başta bebek saçı kadar yumuşak olan esmerler gözünün önüne geldi, ardından ise uykudan dolayı kısılmış gözlerle kendisine bakan Asef.

Dudakları öne çıkık duruyordu ve aşırı kırmızı duruyordu. Saçları dağılmıştı, saatlerdir uyuduğu belli oluyordu. Son anda saçının nemli olduğunu fark etti, kaşları çatıldı.

"Terledin mi sen?" diye sordu direkt. Asef tek gözünü kaşırken kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Yok, duş aldım. Saçımı kurutmadan mayışıp uyumuşum havluyla." diye açıkladı tatlı tatlı.

"Evde kimse var mı?"

Asef gözünü kaşıyıp esnemeden önce cevap vermedi. Uykuluyken aşırı yavaş oluyordu.

"Arda var herhalde, Erhan eğer mekanda değilse dışarı çıkmışlardır." dedi, Erhan mekanda yoktu demek ki beraberlerdi.

"Güzel, o zaman şimdi seninle biraz işimiz var bebeğim." dedi Kerem sigarasını dudaklarının arasına alıp telefonu tutmayan eliyle fermuarını açtı.

"Ne işi?" dedi Asef anlamayarak. Kerem sırıttı ama gözüne sigaranın dumanı geldiği için kısmak zorunda kaldı. Uykulu Asef'i gördüğünde daha da sertleşen aletini çıkardığında kamerayı biraz aşağı tutup aletini gösterdi. Normalde olsa bu utanç verici gelirdi ama Asef ile o kadar yakınlardı ki bundan utanmıyordu.

"Özledim." dedi Asef mızmızlanarak, Kerem onun sesini duyduğunda sırıtarak telefonu yüzüne çevirdi. Dumandan rahatsız olunca sigarayı parmaklarının arasına aldı ve sehpanın üzerindeki küllüğe bastırdı.

"O zaman sende benim özlediğim şeyi göster." dedi Kerem geriye yaslanırken. Asef güldü, gülüşü bile güzeldi.

"Cidden görüntülü mü soyunacağız?" Kerem sırıttı.

"Evet, göster hadi."

Asef birkaç saniye etrafına bakındı, ardından aradığını bulmuş gibi arka kenarayı açtı. Aynadan kendisini gösterirken beyaz havusunu yavaşça açıp biraz yan durdu ve güzel kalçasını gözler önüne serdi.

Kerem anında elini aletine atıp yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Ama bebeğim böyle çok uzak duruyor, deliğini görmek istiyorum." dediğinde Asef ön kamerayı açtı. Bu sefer yuzu ekrana geldiğinde Kerem kendini daha hızlı çekmeye başladı. Galiba bu güzel yüze baktığında daha çok kendini kaybediyordu.

"Başka nasıl yapacağım ki?" dedi etrafına bakınıp.

"Telefonu yatağın kenarına koy." dedi Kerem, Asef onu dinleyip ayakucuna bir yastık koydu ve ardından telefonu oraya yasladı. Çırılçıplak önünde duruyordu ama umursamadı.

"Oldu mu?" dedi, Kerem dişlerini sıktı gördüğü manzara ile.

"Oldu, bacaklarını ayır." kalçasını daha rahat görmek istiyordu.

Asef ayağını çarşafa bastırıp dizlerini kırdı ve uzandığı yerden bacaklarını ayırdı. Kalçası kameradan net bir şekilde görünürken Kerem derin bir nefes aldı.

"Parmağını yala." dedi hâlâ uykulu olan çocuğa, Asef onu ikiletmeden iki parmağını ağzına aldı. Parmağını küçük küçük yalarken gözleri kapanmak üzereydi.

"Deliğine sok." dediğinde Asef bakışlarını kameraya çevirdi. Birkaç saniye duraksadı ama ardından ıslattığı iki parmağını deliğine götürdü.

Islaklığı sürüp kasılıp gevşeyen deliğinde daireler çizdi. En sonunda bir parmağını soktu. Hareket ettirmeden öylece duruyordu.

"Parmakla kendini." dedi Kerem son anda hatırlayınca, kendisi yönlendiriyordu ve o demeden bir şey yapmamıştı.

Asef parmağını kendisine sokup çıkarırken tatlı bir şekilde inledi, anında ikinci parmağı da soktu. O kendini yavaş yavaş parmaklarken Kerem kendini kaybetmişcesine aletini çekiyordu.

"Daha hızlı." dedi Kerem boğuk sesiyle. Asef aynı anda hızlandı.

Kıvranıyordu ve sızlanarak inliyordu.

"Kerem..." diye inledi kapalı gözlerinin ardından.

Kerem dişlerini sıktı, delirecekti bu çocuğun güzelliğine.

"Kerem bu yetmiyor." dedi parmaklarını kastederek. "Daha çok dolsun istiyorum."

Kerem onun bu laflarından sonra kendini kaybetmiş gibi bir küfür mırıldandı ve ayağa kalktı.

"Bekle, geliyorum." dedi ve zonklayan aletini içeri soktu.

"Hızlı gel, lütfen."

Kerem kıvranan sevgilisinin yüzüne telefonu kapatıp üzerini düzeltti ve dışarı fırladı. Kimseyi umursamadan mekandan çıktı.

Keşke aramasaydı, daha fena olmuştu.

***

Diğer bölüm +40 olabilir

Ayrıca keyfim ve kahyası isterse Asef ve Kerem'e özel yeni kitap yazarım.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin