147- SOKAKLAR

16.2K 1.8K 665
                                    

"Tamam, siz oraları halledin ben zaten yarım saate geleceğim."

"İki saat, iki saat." dedi Asef gözlerini mağaza vitrinlerinden çekmeden, telefonda mekandaki çocuklar ile konuşan sevgilisi bir an duraksadı.

"Bir saat sonra oradayım." dedi ve Asef'in itiraz etmesine izin vermeden telefonu kapattı. Yoksa bu saatler gittikçe çoğalacaktı.

"Kerem seni hayatta bir saatte bırakmam." dedi parmağını daha sıkı tutarken. Baş parmağını tutup sokaklarda ve AVM'de öyle geziyordu.

"Aşkım işim var ama ne yapayım?" Kerem bıkkın bir şekilde konuştuğunda omuz silkti.

"Beraber dışarı çıktık ve gezip alışveriş yapacağız. Umrumda bile değil." o sırada bir kuyumcunun önünden geçerken gözleri vitrindeki yüzüklere takıldı ve adımlarını durdurdu.

"O kadar gezdik bir şey bile almadın." sevgiliside otomatik olarak durdu. Ona aldırmadan gözüne kestirdiği yüzüklere baktı. İkisine de bir yüzük almanın zamanı gelmişti.

"Hadi gel girelim." dedi kuyumcunun kapısına girerken, Kerem o an fark etmişti bir kuyumcunun önünde durduklarını. İtiraz etmeden kendisi ile beraber içeri girdi.

İçeri girdiği anda kuyumcudaki sıcaklık yüzlerine vurdu, dışardaki soğuktan sonra iyi gelmişti. Asef bu sefer içerideki bileklik ve yüzüklere bakarken mağaza görevlisi kadının sesini duydu.

"Buyrun, hoş geldiniz." Kerem'in baş parmağını bırakmadan cam tezgahın önüne ilerledi.

Kadına baktığında onun gözleri ikisinin elindeydi, yüzündeki gülümseme hafifçe solar gibi oldu ama kötü bir bakış değildi sanki. Afallamış gibiydi, tam önünde durduklarında kendine geldi.

"Merhaba, yüzüklere bakacaktık." dediğinde kadın ikisini yendiden süzdü ve ardından gülümseyerek Asef'e döndü.

"Tabi, nasıl bir yüzük?"

"Alyans." dediğinde kadın o an tam olarak aydınlanmıştı.

"Sizin için mi?"

"İkimiz için." Asef öyle sakin cevap veriyordu ki, Türk insanına LGBT bireylerini onları korkutmadan tanıtıyor ve alıştırıyor gibiydi.

Kadın yine duraksadı ama ardından hemen kafasını salladı ve göz temasını çekerek alyansların olduğu bölüme ilerledi. Asef o sırada arkasını dönüp sevgilisine baktığında onun sakince kendisini izlediğini gördü. Bakışları birleştiği an Kerem göz kırptı.

'Seni seviyorum.' dedi dudaklarını oynatarak. Kerem gülümsediğinde kadının topuklu sesi geldiğinde önüne döndü.

"Böyle modellerimiz var beyefendi." kadının sesi daha normal çıkıyordu. Asef önüne konulan yüzüklerin olduğu tablaya baktı.

Kerem arkada durmak yerine birkaç adımda yanına gelip kendisi ile beraber inceledi, yüzükler öyle güzeldi ki arasında seçim yapmak çok zor olacaktı.

"Kerem acaba ben beş parmağımı da alyansla mı doldursam?" dedi Asef alt dudağını dişlerinin arasına alıp.

"Saçmalama Asef, bir tane takılır." dedi Kerem ciddiyetle. Kadının ufak kıkırtısını duyunca kafasını kaldırıp baktı.

"Siz hangisini önerirsiniz?" kız gülümseyerek tablaya baktı.

"Dört tane yüzük modelini çok beğeniyorum." deyip dört tane alyansı cam tezgahın üzerine bıraktı. Asef hepsine tek tek baktı ve içlerinden birini seçip parmağına taktı.

Uzun, ince ve kemikli eline çok yakışmıştı. Biraz daha yukarı kaldırıp baktı.

"Eşime de aynı modelden çıkarabilir misiniz?" diye sorduğunda kadın kafasını salladı ve aynı modelden bir tane daha çıkarıp Kerem'e uzattı.

Kerem kadına kibarca gülümseyip yüzüğü taktığında Asef anında ona dönüp yüzüğün yakışıp yakışmadığına baktı. Çok yakışmıştı, zaten en çok ona yakışırdı.

Ellerini yan yana koydu ve telefonunu çıkardı, Kerem ona uyum sağlayıp elini sabit tuttu. Asef kamerayı açıp saniyeler içinde fotoğraf çekip anında iki eliyle telefonu tutarak ekrana kitlendi.

"Bulut'a sormam lazım." diye mırıldandı sohbetten onun adını bulurken.

Asef: *fotoğraf*

Asef: Acil cevap ver

Asef: Güzel mi?

Bulut çevrimiçi

Bulut yazıyor...

Bulut: Başka model yok mu?

Asef'in yüzü düştü, böyle diyorsa kesin beğenmemişti.

"Noldu?" diye sordu Kerem, Asef yeniden yüzük modellerine bakmaya başladı.

"Beğenmedi."

Dakikalar içinde görevli kadınla bir tüzük daha bulup yeniden parmağına taktı. Bu sefer Kerem'e gerek yoktu. Elinin fotoğrafını çekti.

Asef: *fotoğraf*

Bulut çevrimiçi.

Bulut yazıyor...

Bulut: Çok parlak, yeni gelin gibi duruyorsun. Daha uygun bir şey bul.

Bulut: Altın rengi parlamasın, daha solgun dursun.

"Sen çok biliyon." diye sesli cevap verdi ama yine de onun istediğini yapıp daha sade modellere bakmaya başladı.

Kerem o sırada kadın ile bakışıp montunun yakasını tutup iki kere sirkeledi. 'İlallah ettim' der gibi muzip bir ifadeyle, kadın kıkırdadı. Asef hiç umursamadan modellere bakmaya devam etti. En sonunda birini kadına gösterdi.

Görevli kadın onu da çıkarıp verdiğinde diğer yüzüğü çıkardı, onu taktığında anında kendi ellerine aşık olmuştu. Bu sefer heveslenerek kamerayı açtı ve elinin fotoğrafını çekip arkadaşına gönderdi.

Asef: *fotoğraf*

Bulut çevrimiçi

Bulut: Bu güzel, beğendim.

"Tamam bu olsun," dedi telefonun ekranını kapatıp. "Eşime de aynı modeli çıkarır mısınız? Bunu alacağız."

"Hemen efendim." dedi kadın yüzüğün modeline bakıp bir eşini Kerem için çıkarırken. Kerem o sırada ilk taktıkları yüzüğü çıkarıp kenara koydu ve kadının verdiği yüzüğü taktı. Asef merakla onun eline baktı, tabi ona da güzel olmuştu. Her zamanki gibi. Gülümsedi.

Kadın fiyatını söylediğinde Kerem direkt cüzdanını çıkardı, ona engel olmadı çünkü alyanslı eline hayranlıkla bakmakla meşguldü. Heyecanla kasıldı.

"Kolay gelsin." dedi Kerem ödeme işlerini halledip.

"Teşekkür ederim efendim, iyi günler."

Kerem kendisine döndüğünde yeniden onu parmağına uzanıp tuttu ve kadına gülümseyerek mağazanın çıkışına ilerledi. Gözü sürekli yüzüklerindeydi.

"Çok güzel oldu." dedi mutlulukla.

"Evet." dedi Kerem ona biraz daha yaklaşıp.

"Gel sana bir yemek ısmarlayacağım." dedi Asef sevgilisini çekiştirirken.

Kerem hiç itiraz etmeden kendisiyle beraber lüks mekana girdi. İkisi masaya oturduğunda ancak o an acıktıklarını fark ettiler. Garsona sipariş verdikten sonra Asef sevgilisine baktı.

"Ara onları, üç saat benimlesin." dediğinde Kerem itiraz edecek gibi oldu ama ardından kafasını salladı.

"Adam ol." dedi Asef tek kaşını kaldırıp gülümseyerek. Ardından yanında duran ikram şekerlerinden birini iki parmağının arasına aldı ve sevgilisine fırlattı.

"Asef, rahat dur." dedi Kerem kucağına düşen şekeri alırken.

"Okey." dedi ama rahat durmaya pek niyeti yok gibiydi.

***

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin