Yasef yüksek sesli mekana girerken yüzünde her zaman bulundurduğu o gülümsemeden vardı.
Masalarını bile kendisinin yerleştirdiği, pejmürde mekanın böyle ışıltılı bir yere dönüşmesi ve kalabalık olması kendisini mutlu hissettirdi. Elini cebinden çıkarıp dans eden kalabalığa ilerledi.
Uzun süredir dans bile etmiyordu.
Alt dudağını ısırıp kalabalığın arasına karışırken müzikle uyumlu bir şekilde gövdesini oynattı. Piste girdiği an dans eden kızlardan birkaçının gözleri kendisine döndü ve yanına yaklaştılar. Boyları kısa olduğu için dizini çok hafif kırıp gülümseyerek kızlara eşlik etti.
Onlar kendisine sürtünerek dans ederken bakışlarını bar kısmına yöneltti. Bulut sigarasını içerek içki hazırlıyordu, her zaman olduğu gibi kaşları çatık ve kibirli duruyordu.
Ardından hemen yanındaki Erhan'a kaydı gözleri, bu ortamlardan hoşlanmadığını belli eden ifadesi yüzünden eksik olmuyordu. Bulut'un aksine bar kısmına hiç yakışmamıştı, soğuk olmasına rağmen siyah bir kısa kollu tişört ile duruyordu.
Ve ardından gözleri bir güzelliğe takıldı. Asef... Gözlerini telefonuna dikmiş dikkatle bir şeylere bakıyordu, öyle güzel duruyordu ki istekle kasıldı, gülüşü yüzünde asılı kaldı. Dişlerini istemsizce sıktı.
Gözleri onun üzerindeyken hemen yanına gelen bedenle hareketlerini durdurdu. Yıllardır her gün gördüğü yüz karşısında özlemle gözleri doldu. Dudakları ve çenesi titrerken alt dudağını ısırdı. Hem ani bastıran özlem duygusuna hem de kendisine lanet etti.
Az önce evlendiği ortam aniden kendisine cehennem gibi gelirken gözleri bu sefer personel kapısından giren Ayaz'a takıldı. Birkaç adım elinde tepsi ile yürürken kendisini kalabalığın arasında fark etmedi ama sanki hissetmiş gibi kafasını kaldırıp kendisine baktığında gözleri buluştu.
İçinde hissettiği yıkımın aksine dudaklarına hin bir gülümseme yerleştirip kafasıyla selam verdi. Ayaz donup kalmış ve hatta telaşlanmıştı. Öyle ki kendisine seslenen Kerem'in bile farkına varamadı. Saniyeler sonra ise Kerem'in gözleri onun baktığı yere yani kendisine döndüğünde Ayaz piçinden bakışlarını çekip ona yönlendirdi.
Kerem ilk başta afalladı ama ardından gözlerinde kendisini kahreden o ifadeyi gördü. Saf öfke.
Yaslandığı yerden ayrıldı, çenesi kasılmıştı. Asef'e bir şey söylediğinde Asef kaşlarını çattı ve kafasını ekrandan kaldırıp gözleriyle etrafı taradı. Kendisi ile göz göze geldiğinde ise o da afalladı. Ardından onunda gözlerine beklediği o bakışları gördü.
İnadına gülümsedi.
Kerem olduğu yerden çıkıp üzerine geldiğinde kendisine sürtünen kızlardan ayrıldı, onu kalabalığın içine girmeden yarı yolda yakaladı. İnsanların az olduğu yere geldiklerinde anında kolundan sertçe tutulması ile daha fazla gülümsedi. Özlemişti.
Kerem onu dışarı sertçe götürürken ona hiç engel olmadı, kapıdan çıkarıp fırlatır gibi kolunu bırakmasınıda umursamadı. Sırtını dikleştirdi ve gülümsedi ama arkasındaki bedene dönmeden önce yüzündeki gülümsemeyi sildi.
"Ne işin var ulan senin burada?" Kerem'in sesi sinirden titriyordu. Yasef gözlerinin içine bakarken az önceki silmek zorunda olduğu gülüşünü içten içede sildi.
"Olum çok özledim lan seni." dedi en içten sesiyle.
Kerem'in kaşları daha çok çatıldı, dudakları aralıktı ve kendisine anlam veremeyerek bakıyordu.
"Dalga mı geçiyorsun lan benimle? Siktir git." dedi Kerem birkaç adımda yanına gelip. Yasef kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Çok pişmanım lan ben."
"Sikimde bile değil." dedi Kerem hiç fırsat vermeden.
"Kerem-"
"Siktir git yoksa seni burada döve döve öldürürüm." dedi elini kaldırıp, o sırada gözleri alyansına takıldı. Yutkundu ama hemen bakışlarını çekti.
"Sıkıntı mı var?" ikiside farklı bir ses duyduğunda aralarındaki gerilime çok kısa bir ara verip hemen yanlarına baktılar. On adım kadar ötede duran bir çocuk elleri cebinde, çatık kaşları ile kendilerine bakıyordu.
"Yok," dedi Kerem kendisine dönüp. "O sıkıntı şimdi gidecek."
Yasef o sırada kendisine bakan çocuğa kısa bir bakış atıp Kerem'e döndü ama mekandan çıkan Erhan'ı gördüğünde bu seferde ona takıldı.
"Oğuz!" dedi sert sesiyle, az önceki çocuk Erhan'ı gördüğünde yavaşça onun yanına yürüdü.
Erhan yanına varan çocuğun beline elini koydu ve kulağına bir şey söylerken sinirli gözlerini kendisine yöneltti. Oğuz kafasını salladı ve omzunun üstünden arkaya kısa bir bakış atıp içeri girdi.
O içeri girdiği anda Erhan büyük bir öfkeyle üzerine geldiğinde bu sefer yumruklarını sıktı, dayak yemeye niyetli değildi bu sefer.
"Niye gelmiş lan yine bu siktiğimin piçi?" Erhan tam üzerine atlayacakken Kerem onu göğsünden tuttu ve engel oldu.
"Erhan, şimdi polisleri başımıza toplama. Siktir olup gidecek zaten."
İkisi birkaç saniye öfkeyle baksa da ardından Kerem'in zoru ile yeniden mekana yürüdü Erhan.
Yasef onlar içeri girdiği anda sırıttı. Özlemişti.
Kahkaha atarak arkasını döndü ve elini cebine koydu. Çok fena özlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...