162- ARDA VE OĞUZ

16K 1.8K 2.9K
                                    

"Gitti mi?" diye sordu Erhan sinirle.

Oğuz diğer sokağa dönen adamı izledi, tamamen gözden kaybolmuştu.

"Gitti yavrum." telefonu hoparlörden alıp kulağına götürdü. "Yavaş gel, hız yapma. Daha gelmez o."

"Tamam, dikkat et." dedi Erhan, hâlâ sinirli olması istemedende olsa kendisini geriyordu.

"Sen de." dediğinde telefon kapandı.

Bir an önce yanına gelmesini istiyordu, daha sabah görmüştü onu ama özlem doluydu içi. Hiç yanından ayrılmasa, sürekli beraber olsalar sesini bile çıkarmazdı.

Hissettiği şeylerin hoşlantının dışına çıkmasından korksada kendine engel olamıyordu. Zaten dünyaya, doğaya bile aşıkken Erhan gibi birini sevmemek aşırı saçma olurdu.

"Oğuz!" adını farklı bir sesten duyduğunda omzunun üstünden arkaya baktı, kendisine doğru çatık kaşları ile yaklaşan Arda'yı gördü.

Hafifçe gülümseyip vücudunu tamamen ona çevirdi, saniyeler içinde Arda tam olarak dibine geldi. Öyle büyük bir öfke ile bakıyordu ki bu Oğuz'u daha fazla güldürdü.

"Niye onunla konuşuyorsun?" dediğinde Oğuz ilk başta anlayamadı, daha sonra Yasef'den bahsettiğini anladı.

"Ben konuşmadım, o konuştu." dedi sakince.

"Kötü biri, seninle konuşuyorsa sana da bir şey yapar. Konuşma." Oğuz kendisini düşündüğü için şaşırdı ama çaktırmadı.

"Zaten Erhan'a söyledim, konuşmam bir daha endişelenme." Arda kafasını salladı.

Gergin bir sessizlik oluştu, ikiside bir şey demiyordu. Bu sessizliği bozan kişi Arda oldu.

"Erhan ile sevgili misiniz?" Oğuz elini cebine koydu.

"Sayılır." diye cevap verdi.

Arda'nın bakışları değişti, sinirlendi. Ama onun aksine gülümsedi.

"Üzülüyorum sana biraz," dediğinde Oğuz kaşlarını alayla kaldırdı.

"Nedenmiş?"

"Çünkü Erhan'ın benden başka biriyle olmayacağı malum." Oğuz bu tavıra kahkaha attı.

"Sağır olduğunu kadar körsünde sanırım." böyle bir konuda eski sevgilisine hava atmayı hiç istemesede içindeki hırsa engel olamadı. "Her gece sırf öpmek için yorgun argın evime gelmese dediğine inanabilirdim. Bunları sen de görüyorsun."

Arda söylediği her sözde daha fazla sinirlendi, soluk alışverişleri bile hızlanmıştı.

"Boş konuşma." diyebildi sadece, Oğuz sırıttı.

"Boş sözler değil bunlar."

"Kes." gittikçe daha da sinirleniyordu.

"Ne oldu Arda? Abilerini çağırıp beni mi dövdüreceksin?"

Arda'nın çenesi kasıldı, üzerine doğru bir adım atıp bir anda yakasından tuttu ve yumruk yaptığı elini çenesine indirdi. Ani gelen darbe ile kafası yana düşerken yüzündeki o sırıtış silindi. Dişlerini sıkıp kendisine bir kere daha vurmaya hazırlanan çocuğun bileğinden hızla tuttu.

Kolunu indirip aynı onun yaptığı gibi sıkılı yumruğunu kaldırıp gözünün altına bir darbe indirdi. Soluk alışverişleri hızlanmıştı, karşısındaki kişinin kim olduğunu umursamadan bir yumruk daha attı. Arda'nın dudağının kenarı kanarken umursamadan onun yakasından itti.

"Bir daha bana o siktiğimin elini kaldırırsan senin ecdadını sikerim!" dedi işaret parmağını tehdit eder gibi ona doğru tutarken.

Arda yanağını tutmuş büyük bir öfke ile bakarken dudağından gelen kanı sildi. Sinirleri daha çok bozulurken yeniden üzerine bir adım atmıştı ki bir ses onu durdurdu.

"Oğuz!" sinirli bağırışın sahibi Erhan'dı.

Çatık kaşları ile arkasını döndüğünde kendisine gelen sinirli esmeri gördü. Elindeki anahtarı avucunun içinde sıkarken ikisine gözlerini değdirip büyük birkaç adımda yanına geldi.

"Ne oluyor lan burda?" dedi ilk Oğuz'a bakıp, ardından Arda'ya döndü.

Arda'nın ağzından gelen kanı gördüğünde sinirin yerini büyük bir endişe alırken gözlerini irileştirip yanağını tutan çocuğun yanına ilerledi. Anahtarlı eliyle Arda'nın çenesinden tutup kendine çevirdi.

"Lan..." dedi dişlerini sıkarak, ardından kendisine döndü. "Ne yapıyorsun sen?"

Öyle büyük bir sinirle sormuştu ki Oğuz cevap veremedi. Cevap vermeyince yeniden Arda'ya döndü ve baş parmağı ile kanayan kısmı sildi.

"Ben de ona vurdum." dedi Arda sanki kendisini savunduğunu göstermek istermiş gibi.

"İyi bok yemişsiniz." diye bağırdı Erhan büyük bir sinirle. Ardından kolundan tuttu. "Yürü."

Arda'yı apartmana yönlendirirken kolunu bırakmadı ve onunla beraber birkaç adım attı. Ardından omzunun üstünden kendisine baktı.

"Seninle sonra hesaplaşacağız." dediğinde Oğuz yine cevap veremedi.

Arda'yı yanından uzaklaştırırken onunla ilgilenmesini izledi uzaktan. Sanırım yanağına atılan yumruktan daha çok canını acıtmıştı. 

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin