Bölüm şarkısı: Ölürüm Hasretinle- Seksendört.
Bacaklarını kendine çekerek oturduğu koltukta kendisine atılan bakışlar ile iyice küçüldüğünü hissediyordu. Onların video olayından haberi bile yoktu ama herkes biliyormuş gibi geliyordu.
Normalde olsa böyle bir şey yaşasa umursamadan direkt polise gider, dava ederdi ama işte şimdi durum çok farklıydı. Utandığı ve üzüldüğü konu, o videoyu Kerem'in görmesiydi.
O günün yaşandığını bile unutmuştu, bir iki saatlik sıradan bir sevişmeden farkı yoktu onun için. Ama şimdi her ayrıntısı beyninin içinde dönüp dolaşıyordu.
Vücudunda gezen eller, ıslak kalçası ve ikisinin çırılçıplak vücudu.
Beynine doluşan görüntüler ile gözlerini sıkı sıkı kapattı, hatırlamak istemiyordu.
Daha doğrusu arkadaşlarının bakışlarını da görmek istemiyordu.
Eve geleli bir saat olmuştu, o olay gerçekleşeli bir buçuk saat. Kerem çekip giderken Asef direkt ambulansı aramış ve Sonat'ın durumunu kontrol etmişti. Kerem deli gibi vurmuştu her yerine, kanlı yüzünü gördüğünde onun haline gözyaşı dökmeden edememişti. Kendisine yaptığı büyük kötülüğe rağmen yüzünü kandan gözükmeyen çocuk tüylerini ürpertmişti.
Ona üzüldüğü için bile kendisinden nefret ediyordu. Onunla sağlıklı bir ilişkisi yoktu ama bunca yıl beraberlerdi. Hiçbir zaman yalan söylememişti, olanı göstermiş ve yanında kalmasını kendi inisiyatifine bırakmıştı. Şimdi ise onunla geçirdiği özel anları böyle sapıkça ve adice kaydettiğini öğreniyordu.
Derin bir nefes alıp gözlerini açtı ve koltuğun üzerinde duran telefon ekranına baktı, Yasef'den hâlâ başka bir mesaj gelmemişti. O 'ben halledeceğim sen git' dediği için direkt Kerem'in yanına gelmişti ama her an bir polis aracının kapının önüne geleceğini düşünüp panik oluyordu.
Banyodan gelen su sesleri kesildi, Kerem tam tamına bir saattir duş alıyordu. Eve geldiğinde onun banyoda olduğunu öğrenince koltuğun bir köşesine geçip oturmuş ve daha da kalkmamıştı.
"Abi sıcak bir şeyler içmek ister misin?" Arda'nın kırılgan sesi odanın içinde yankılanırken yutkunup titrekçe kafasını iki yana salladı. Neden utanıyordu? Utanmasını gerektirecek bir şey yapmamıştı.
Banyonun kapısı açılıp kapanırken kalkıp onun yanına gitmemek için kendisiyle savaş verdi, ne halde olduğunu bilmiyordu. Sakin geçen dakikalardan sonra kendisine nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu.
Ayrıyken, sevgilisi ile yaptığı sevişmelerden dolayı neden suçlu hissediyordu? Suçlu hissedip boynunu büktüğü için kendine kızıyordu ama daha sonra Kerem'in başkası ile böyle bir videosunu izlediğini düşündü... Aklını kaybederdi.
On dakika kadar sonra Kerem salona girdiğinde nefesini tuttu, gözlerini istemsizce ona yönlendirdi. Saçları nemliydi, üzerine siyah bir tişört altına ise bir mavi kot pantolon giymişti. Elinin üstü kıpkırmızı olmuştu ve yer yer kırmızılık vardı.
Erhan bile susmuş, sadece ona bakıyordu. Herkes eve geldiğinde o perişan halini gördüğü için dehşete kapılmıştı. Kerem'i ilk kez böyle gördükleri malumdu.
Turgay ve Bulut yan yana otururken, Arda ve Erhan diğer koltuktaydı. Ne yapacaklarını bilemiyor gibilerdi, aynı Asef gibi.
"İyi misin kardeşim?" diye sordu Erhan sessizliği bozup. Kerem tekli koltuğa ilerlerken kısa bir kafa hareketiyle iyi olduğunu belirtti.
Pencereye yakın tekli koltuğa oturup bacaklarını hafifçe ayırdı, Asef yüzünü o an görebildi. Dümdüz bakıyordu, soğuk ve ifadesiz. Kaşları istemsizce hafifçe çatılmıştı ve kimseyle göz teması kurmuyordu. Gözlerinin kan topladığını gördüğünde kalbine bir acı saplandı. Pencerenin kenarında duran paketine uzandı ve içinden bir dal sigara çekip aldı.
Sigarayı dudaklarının arasına koyup kendisine yönelmiş bakışları göz ardı etmeye çalışarak çakmağı da dudaklarının arasında duran sigarayı yakmak için çakmağı çaktı. Gazı bitmekte olan çakmağı birkaç saniye uğraşıp yaktığında içine derin bir duman çekti.
Sigara kağıdının yanma sesi bile salonun içinde yankılanırken kimseden çıt çıkmıyordu. Asef kirpiklerinin üzerinden gizli gizli ona bakıyordu.
Kerem dümdüz önüne bakarken ifadesiz suratına zıt bir şekilde göz pınarlarından gözyaşları yanaklarına hücum etti. Yaşlar yanaklarına inmeden bir yenisi akın ediyordu.
Erhan bunu gördüğü anda kardeşinin bu yıkılmış halin şok ile baktı, daha sonra sebepsizce kimsenin onu böyle görmesini istemediğini fark edip üzüntü ve afallayarak bakan arkadaşlarına kısa bir kafa hareketi yaparak mutfağı gösterdi.
Turgay dahil hepsi kafasını hızla sallayıp ayağa kalktıklarında Asef'e ufak bir bakış atıp mutfağa gittiler. Mutfağın kapısı kapandığı anda ikisi yalnız kalmıştı.
Asef dolan gözlerini ondan ayırmıyordu, boğazındaki yumru yutkunmasını bile zorlarken sevdiğinin gözünden akan her yaşta boğulacak gibi hissediyordu.
Kerem iki parmağının arasına aldığı sigarayı dudaklarının arasına götürdü ama daha dudaklarına götürmeden yüzünün buruşması ile kesik bir nefes aldı. Hızla sigarayı tuttuğu elinin tersiyle yanağındaki yaşları silerken daha saniyesinde yeni yaşlar dökülüyordu kıpkırmızı gözlerinden.
Asef yanına gitmek istese bile cesaret edemedi, olduğu yerde iyice küçüldü.
Sevdiği adamın iç çekişlerini acı çekerek dinledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...