84- Y'ASEF ANLAŞMASI?

18.2K 2K 1.2K
                                    

Asef&Yasef özel..

Asef: Yasef (04:01)

Yasef çevrimiçi (04:03)

Yasef: Noldu? Bir şey mi oldu?

Asef: Oldu

Yasef: Kerem nerede?

Yasef: Yanında değil mi?

Yasef: Evde misin? Geliyorum ben

Asef: Gelme

Asef: İstemiyorum

Yasef: Kerem'i ara o zaman

Yasef: Çıldırtmak mı istiyorsun? Noldu

Asef: Neden bana böyle davranıyorsun?

Yasef çevrimiçi.

Yasef: Ne?

Asef: Ben çok üzülüyorum içim kötü oluyor

Yasef: Bekle, arıyorum seni.

Asef bulanık gören gözleri ile mesajı okurken tam itiraz etmek için klavyeyi açtı ama saniyeler sonra arama ekrana düşünce burnunu çekti. İsmini görünce bile kalbi acımıştı.

Birkaç kez çaldıktan sonra en sonunda açtı, kulaklığının tekini kulağına taktı. Oturduğu yerde iyice küçüldü.

"Asef," boğuk ses kulaklarına dolduğunda dudakları büküldü.

"Niye yapıyorsun?" sesinin titremesine engel olamadı.

"Sen dışarıda mısın?" sorusuna cevap vermedi, kaşları çatıldı.

"Ya nerede olduğum seni neden ilgilendiriyor?"

"Gecenin bir yarısı, hava soğuk-"

"Sana ne Yasef, sana ne?" dişlerinin ardından sinirle konuştu, sesi sinirli çıksa da yüzünde ağlamaya yakın bir ifadenenin olduğuna emindi.

Sustu, sessizlik.

"Kerem'e yazık değil mi?" diye sordu, yine sessizlik. Gözlerini balkondan dışarıya çevirdi.

"Yazık." dedi o boğuk ses. Onunda sesinde acı vardı sanki.

"Neden yapıyorsun o zaman?"

"Elimde değil." Asef gözlerini kapattı.

"Elinde Yasef, o çocuğun üç yıl boyunca yanında olan kişi sendin. Sen gördün ulan benim için delirişlerini, ona rağmen nasıl bana öyle imalarda bulunursun?" sabahına yaşadığı o konuşma ve iğrençlik hissi yeniden aklına düştü. Soğuk havaya rağmen vücudu ateşlendi, midesi bulandı.

"Neden delirdiğine hak verdim, Kerem'e de Sonat'a da hak verdim." bir kapının açılıp kapanma sesi geldi. Muhtemelen o da dışarı çıkmıştı.

"Yapma..." dedi Asef acı çeker gibi. "Ulan Kerem yıkılacak korkusuyla ona bile söyleyemiyorum. Kendimi suçlu hissediyorum, sen bana yazdıkça da daha kötü hissediyorum."

"Söyleme zaten." Asef istemsizce gülümsedi, sinirli bir gülüştü.

"Korkuyorsan nasıl cesaret edip yazıyorsun?" bu seferde o güldü.

"Korkuyorum çünkü zarar verir. Hem bana hem kendisine." Asef bunu biliyordu ve bu yüzden işin içinden çıkamıyordu.

Yine uzun bir sessizlik. Asef saatlerdir ağladığı için içini çektiğinde karşı taraf derin bir nefes aldı.

"Ağlama."

"Ağlıyorum."

"Özür dilerim." dedi iç çekip.

"Yasef, bir daha benimle muhattap olma. Nolur." Kerem'e söyleyemiyordu ama söyleyemediği için kapana kısılmış gibi durmakta istemiyordu.

"Dayanamadım, siz tatile gidince özlemden deliye döndüm." Asef'in yüzü buruştu.

"İğrençsin." sesi istemsizce çocuk gibi çıkmıştı, karşı taraf keyifle hafifçe güldü.

"Bebeksin."

"Hâlâ yapıyorsun!" diye bağırdı istemsizce.

"Tamam tamam, şimdi şöyle bir anlaşma yapacağız." Asef yanaklarındaki soğumuş yaşı sildi.

"Ne anlaşması? Hiçbir anlaşma yapmıyorum, siktir git."

"Ama o zaman daha çok ağlarsın bebek."

"Siktir git." dedi ve telefonu bir hırsla kapattı.

Sinirli kapatışının aksine, sessizlik çökünce bacaklarını kendine çekip daha çok ağladı.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin