Dakika başı değişen duygu durumu kendisini yoruyordu, kendisi ile beraber yanındaki adamı da aynı şekilde yorduğunu hissediyordu.
Kahvaltı yaparken saatlerce ağlayan kendisi değilmiş gibi şimdi yerinde duramıyor ve sürekli gülümsüyordu. Bir çocuğun ilk bisikletini aldığında hissettiği sevinci, heyecanı yaşıyordu sanki.
Kerem ile parmaklarını birleştirmiş, gülümseyerek onunla sohbet ediyordu. Elini bir saniye bile çekmediği için Kerem vitesi değiştirirken bile onun elini bırakmıyor, iç içe geçmiş parmaklarını ayırmıyordu.
"Yasef evde mi acaba?" diye sordu Asef sırıtarak, Kerem tek eliyle direksiyonu çevirirken dudaklarının kenarı kıvrıldı.
"Evde olmasını istiyorsun değil mi?" evet, hem de çok istiyordu. Önceden evde olduğunda o eve bile girmek istemiyordu ama şimdi mutluluğunu görsün istiyordu.
"Yoo..." dedi parmaklarını sıklaştırırken, el ele tutuştuklarını her hatırladığında karnına saniyelik, güzel hissettiren bir acı saplanıyordu.
Kerem inanmış gibi yaparak kafasını iki yana salladı ve kafasını hafifçe eğip yola baktı, evin önüne gelmişlerdi bile. Arabayı park ederken Asef hâlâ sarhoş sarhoş gülüyordu. Motor durduğunda Kerem el frenini çekti.
"Hadi inelim." dedi elini bırakmak için bir hamle yaptığında Asef sıkı sıkı tuttu.
"Niye bırakıyorsun elimi?" diye sordu kaşlarını kaldırıp, Kerem birkaç saniye anlamsızca baktı ardından kafasıyla dışarıyı gösterdi.
"Arabadan ineceğiz ya, onun için." Asef omuz silkti.
"Hayır, elimi bırakmadan ineceksin." karşısındaki adamın dudaklarının kenarı kıvrıldı ve peki dercesine kafasını sallayıp kendi kapısını açtı.
Bir ayağını dışarı atıp arabanın dışına çıkarken Asef uzun bacaklarını vitesin üzerinden geçirdi ve Kerem çıkarken kendisi sürücü koltuğuna geçip ardından biraz kayarak dışarı çıktı. Kerem onun bu haline gülüyordu.
"İki metre adamsın yaptığın hareketlere bak ya." dediğinde Asef ona aldırmadan kapıyı kapattı ve elini daha sıkı tuttu.
"Hızlı girelim apartmana komşular görmesin." aslında bunca yıl göreceklerini görmüşlerdi, hatta baya bir süre ters ters bakmışlardı. Ama yine de sırf daha fazla problem olmasınlar diye dikkatli davranıyorlardı.
Kerem arabasını kilitleyip ardından sağına soluna baktı ve apartmana ilerledi. Asef yürürken ellerine bakıp istemsizce gülümsedi, açık olan apartman kapısından girip yukarı çıkarken ikisi de sessizdi. Sadece Asef'in giydiği cepli siyah pantolonunun hışırtısı geliyordu.
Dairenin kapısının önüne geldiklerinde Kerem sol eliyle biraz zorlanarakda olsa kapıyı açtı. Asef ayakkabısını çıkarıp kapıyı kapattı, Kerem'de aynı şekilde ayakkabılarını çıkarıyordu
"Kerem geldi." dedi Turgay içeriden, sesi coşkuluydu. Sanki askerden gelen abisini karşılıyordu.
Turgay elindeki sigara ile kapının önüne geldiğinde yüzünde heyecanlı ve özlem dolu bir gülümseme vardı. Kerem'e bakıp bir adım atmıştı ki daha sonra yanındaki Asef'i görüp duraksadı. Gözleri ellerine kaydığında ise gözlerini irileştirdi.
"Hassiktir..." diye mırıldandı, Kerem ayakkabılarını çıkarırken kaşlarını saniyelik çattı ama dudaklarında bir gülümseme vardı.
Asef zafer kazanmış Hürrem Sultan gibi gülümseyip yürümeye başladığında Kerem'de onunla beraber ilerledi.
Turgay'ı severdi, neden yıllarca kendisine öyle davrandığını da biliyor ve kin tutamıyordu ama bu hava atmayacağı anlamına gelmiyordu. Gülüşlerini bile burnundan getiren çocuğun önüne en değerlisi ile çıkmıştı.
"Günaydın." dedi Asef kafasıyla selam verirken. Turgay ilk ona daha sonra ise Kerem'e baktı. Kerem elini kaldırıp kulağının hizzasına koydu yanağını biraz okşayıp elini çekti, başka bir tepki vermemişti kendisine şok ile bakan çocuğa.
Asef onu geride bırakırken bu sefer salona ilerledi. İşte salonda herkes vardı ve gözleri kendilerine dönmüştü. Bulut dahil herkesin gözlerinde belirli bir afallama oluşurken gülümsemesini durdurmak için dudaklarını yaladı.
İlk tepki veren Erhan oldu, hafifçe gülümsedi. Mutlu olmuştu.
Bulut ve Arda şaşkınlık ile bakıyordu. Özellikle Arda.
Yasef ise kaşlarını havaya kaldırmış, ilk ellerine daha sonrada Kerem'e bakmıştı. Dudaklarında bir gülümseme vardı, samimi mi alaycı mı olduğunu çözemedi Asef.
"Hayırlı işler." dedi Erhan kafasını oynatıp, selam verir gibi yaparken.
"Ne işi oğlum." diye mırıldandı Kerem bakışlardan gözlerini çekip mutfağa ilerlerken. Asef'in elini bırakmadığı için kendisiyle beraber onu da peşinde sürüklemişti.
"Süleymanla nikah kıyan Hürrem gibi gelmiş." Turgay'ın arkada şaşkın sesi geliyordu. Birkaç kişi şaşkınlıklarından sıyrılıp ona gülerken Asef'in de dudakları kıvrıldı istemeden.
Kerem hiç aldırmadan mutfağın camına ilerledi ve cebinden bir paket sigara çıkarıp tek eliyle kapağını açtı. Dudaklarını kullanarak bir sigara çıkarırken eliyle ceplerini yokladı, o sırada diğerleri de içeri gelmişti.
Asef sırtını pencereye yaslarken mutfağa gelen, biraz daha normale dönmüş sıfatlara baktı. Bulut ile göz göze geldiklerinde hafifçe göz kırptığında karşısıdaki kısa saçlı genç gülümsedi. Elini küpesine atıp oynarken mutfak tezgahına ilerledi.
Kerem gözlerini boşluğa öylesine dikmiş cebini yoklarken ters tartaki cebine elini atıp dikkatlice orayı da karıştırdı ve çakmağı bulup çıkardığında ucunu tutuşturdu.
Sigarasından bir duman çekerken rahatlamış gibiydi, o da geriye yaslandı. Asef elini daha sıkı tutup ona yaklaştı.
"Ne olduğunu sormayağız, sadece iyi misiniz onu söyleyin." dedi Bulut kendisine bir çay doldururken.
"İyiyiz." dedi Kerem.
"Güzel o zaman."
"Lan Yasef ile Kerem sevgili değil miydi?" diye sordu Turgay büyük bir şaşkınlıkla bakarken. Yasef sırıttı.
"Keşke." dedi Yasef.
Asef ilk ne dediğini anlamadı, ardından gözlerini irileştirip kaşlarını çatarak yaslandığı yerden bedenini ayırdı ve ona doğru adım atmak için hareketlendi ki Kerem elini sıkıca tutup ona engel oldu ve yine yanına çekti. Asef bakışlarını ona çevirdi.
Yasef büyük bir kahkaha attığında yüzünü buruşturdu, bu orospu çocuğu kendisini sinir etmeyi her türlü beceriyordu işte.
Kerem başparmağı ile tenini okşarken Yasef'e yapma der gibisinden bir bakış attığında Yasef kafasını sallayıp masaya geçti. Amacı sadece Asef'e şerefsizlik yapmaktı işte.
"Peki siz yeniden mi sevgili oldunuz abi?" Arda'nın sesi geldiğinde Asef az önceki sinirinden alınıp ona odaklandı.
Bunun cevabını kendisi de bilmiyordu, ona göre sevgililer hatta birbirlerinin eşiydiler ama Kerem için ne olduğunu bilmiyordu.
Kerem'den bir ses çıkmayınca kendisi de cevap vermedi, Arda daha fazla üstelemeden Erhan'ın yanına geçti.
Şimdi Turgay harici herkes normal sohbetine dönmüştü, o hâlâ boş boş önündeki duvarı izliyordu.
Asef derin bir nefes alıp yanındaki bedene yaklaştı ve kafasını omzuna yasladı. Tenini okşamaya devam eden parmak yüzünden mayışmıştı.
Hiçbir şey düşünmeden anın tadını çıkarmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...