"Abi yarın siktiğimin okulu var ya."
Gecenin bir yarısı Turgay'ın isyan eden sesi doluştu içeri.
Film bittikten sonra herkes dağılmıştı, kimi mutfağa gidip bir şeyler yeme içme peşine düşmüşken kimi de sigaraya koştu. Tabi ondan sonra da yatma vakti gelmişti, garip bir serinlik çöken salondan herkes yatmak için ayrıldı.
Asef, Kerem'in valizinden kendine bir eşofman ve tişört çıkarıp direkt yatağa girmişti. Elindeki telefonuyla sosyal medyada gezinirken yan tarafının dolmasını, yani Kerem'i bekliyordu.
"Kerem bana eşofman, tişört falan verir misin?" Yasef'in sesini duyduğunda gözlerini devirdi, saniyeler sonra elinde sigarası ile içeri giren Kerem kendisine bakmadan valizine ilerledi. Arkasından ise Yasef geldi.
"Yarın mekana gidiyoruz unutma." dedi Kerem valizin önünde çömelmiş, sigaralı elini uzak tutarak boşta kalan eliyle valizi karıştırırken.
"Tamam, kahvaltı yapıp çıkarız." dedi Yasef telefonu ile uğraşırken, gözlerini bir an telefondan kaldırıp baktı. Asef ona gıcık gıcık bakıyordu.
"Merak etme yemedik eşofmanını, ben çıkardıktan sonra yıkarsın." dedi Kerem'in eşofmanını giydiği için atıfta bulunarak, diğer yandan sinir sinir gülüyordu.
"Yıkayacağım tabi." diye mırıldandı Asef bacaklarını pikenin üzerinden çıkarıp, Yasef'in gözleri bacaklarına kaydı.
"Ne uzun bacağın var senin ya..." diye mırıldandı gözleri ile bacaklarını turlarken.
"Yasef, kör kalmak istemiyorsan bacaklarına bakmayı kes." Kerem Fransızca sakin bir tonda mırıldandı ama cümlenin içerdiği mesaj hiç sakin değildi.
"Ama baya uzun..." diye diretti Yasef, bakışlarını çekmişti. Asef bacaklarını geri pikeye sokmamak için kendiyle savaştı.
"Yasef," diye gürledi Kerem, Asef irkildi.
"Tamam tamam..." Yasef hâlâ it gibi sırıtıyordu.
"Ne konuştunuz anlamadım ama Kerem bağırdıysa haklıdır." dedi çaktırmamaya çalışarak.
"İkimizin arasında olan bir mesela canım sen anlamazsın." Yasef hava atar gibi konuştuğunda Kerem bir eşofman bir de tişört çıkarıp ayağa kalktı.
"Eğer çıkarsan bizde senin anlamayacağın bir mesele konuşacağız canım." dedi 'canım' hitabını bastırarak söylerken. Kerem ise ikisine aldırmadan eşofman ve tişörtü uzatıp pencere kenarına ilerledi.
"Bende bu odada yatacağım, haberin yok mu?" dediğinde Asef kaşlarını çattı.
"Kerem?" diye sızlandı Asef, Kerem derin bir nefes aldı.
"Seninle uğraşıyor." dedi umursamaz bir sesle.
Yasef sanki karşında küçük bir çocuk varmış gibi sırıtarak baktı, ardından kafasını iki yana sallayıp dışarı çıktı.
"Kapıyı bile kapatmıyor geri zekalı." diye söylendi arkasından ama kendisi de kalkmadı. Kerem nasıl olsa ayaktaydı, en sonunda o kapatacaktı.
Kerem sigarasını içip pencereyi kapattı ve kolunu kaşıyarak kapıya varıp kapıyı kapattı. İçeriden hâlâ gürültüler geliyordu, bunların uyumaya niyeti yoktu. Normalde olsa uyku arasındaki o sohbet faslını sevdiği için onların yanında dururdu ama Kerem'i aşırı derecede özlemişti. Onunla uyumak dururken hayatta orada boş sohbet için orada oturmazdı.
"Sen erken kalkacak mısın?" diye sordu Kerem ışığı kapatırken.
"Evet sen kaçta kalkarsan beni uyandır." dedi Asef pikenin içine yeniden girerken.
"Tamamdır."
Yan tarafına ağırlık çöktü, pikenin ucu havalandı ve Kerem boylu boyunca uzandı. Gözleri karanlığa alışırken koridordan gelen ışıkla Kerem'in yüzünü daha net seçebiliyordu.
"Mekana bende geleyim mi?" yan dönüp sevdiğinin yüzünü izlerken.
"Gel, seninde karar vermen gerekiyor zaten eşyalara falan."
Asef cevap vermeden yüzünü izlemeye daldı, ardından dayanamayıp ona yanaştı. Kerem sanki bu anı bekliyormuş gibi onu kollarının arasına alıp üzerlerindeki çarşafı biraz daha çekti.
"Diğer gün benim atölyeme gelir misin? Resime başlamam gerekiyor ve senin yüzün lazım." dedi kendisini saran çocuğun boynuna sıkı bir öpücük kondururken.
"Bakayım, ayarlarsam gelirim." bu aralar biraz yoğun gibiydi.
Asef daha çok konuşmak istedi ama yeniden o konuları açmak istemiyordu, biliyordu çünkü konuştukça bir yere varamıyorlardı.
"Kerem, yine seni uyutmayabilirim haberin olsun." deyip tişörtünü yukarı çekti ve onun karın kaslarını okşadı.
"Yok yok, bu sefer yaramazlık yapmadan uyuyacaksın çünkü yarın erkenden kalkacağız." dediğine elini tutup karın kaslarından çekti ve kenara koydu.
"Ama çok özledim." diye mırıldandı Asef, gözlerini kapatmış olan Kerem'e yavru köpek bakışlarından atıyordu.
"Şşş." dedi sadece, Asef kaşlarını çattı ve onun kollarından kendini kurtarıp arkasını döndü.
"İyi." dedi gözlerini kapatırken, çok fena ters yapmıştı. Hatta ondan birazda olsa uzaklaştı.
"İyi ki uykum var Asef, yoksa bana arkanı dönüp yatmanın hesabını sorardım." diye söylendi Kerem, Asef ona aldırmadı.
Bir kere sevişseler kendisine gelecekti, özlemi geçecekti ama Kerem kendisine dokundurmuyordu resmen.
Hiç sesini çıkarmadan uykusunun gelmesini bekledi, Kerem ise çoktan uyumuştu.
Asef'de onun gibi yaparak daha fazla düşünmek istemedi ve beynini sakinleştirip onun düzenli nefes seslerini dinlerken uyuyakaldı.
***
Gece çerezliği olsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...