119- KAÇAK

19.1K 2K 1K
                                    

Dolaba dizdiği kıyafetleri süzdü, resmen Kerem'in kıyafetlerini üst üste koymuş ve kendisinin bir valiz kadar getirdiği kıyafetleri asil asil asmıştı.

"Kendisi kaşındı." dedi omuz silkerek.

Dünden sonra bir daha o evde tek başına kalmayacaksın diye tutturmuştu, kendisini koruyabileceğini biliyordu ki zaten evinin önünde sabahlayan o sapık ruhlu çocuğun bir şey yapamayacağını biliyordu. Ama Kerem'in içinin rahat etmesi için yıllar sonra eski evine dönmüştü.

"Halletin mi yavrum?" Kerem kapının pervazında durmuş odayı süzüyordu. Evet kendi eşyalarını her yere yaymıştı.

"Hallettim, senin valizlerini de alttaki bize ait olan kömürlüğe götürelim çok yer kaplıyor." kendi tuvallerinden dolayı yer daraldı demiyordu, onun valizleri daraltıyordu odayı.

"Tamam, çarşafı değiştireyim mi?" Kerem ensesini kaşırken sordu. Asef anında kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Senin uyuduğun yer, sıkıntı değil." dedi, Kerem'in hiçbir şeyinden tiksinmiyordu.

"Tamam, sen bilirsin." dediğinde arkasını döndü. İçeri yürümeye başladı.

Asef sakin konuşmayı kendisine yakıştırmadığı için hızlı adımlarla Kerem'in peşinden gitti ve sırtına çok hafifçe vurdu. Kerem irkilerek kendisine döndü, kasları gerildi.

"Manyak mısın lan sen?" Asef kafasını salladığında Kerem ani bir hareketle üzerine atıldı. Son anda kendisini kurtarıp mutfağa koştu.

Mutfağa girdiği anda tezgaha yaslanmış sohbet eden Erhan'ı gördüğünde yanına ilerledi ve bir hızda arkasına geçti. Erhan anında elini beline koydu.

"Erhan, beni dövecek." dedi Asef alayla karışık. Kerem az önce koşmasının aksine daha rahat içeri girdi. İlk Erhana daha sonra da kendisine baktı.

"Dövemez merak etme." dedi Erhan umursamaz bir sesle. Sanki çocuk kandırıyordu.

Kerem onun bu haline sırıtarak baktı ve kafasını iki yana sallayarak masaya ilerledi. O an Asef'in kaşları çatıldı, normalde olsa kendisini çeker alır kıskançlık yapardı.

"Kerem, sen neden Erhan'dan kıskanmıyorsun?" diye sordu Erhan'ın belini bırakmazken. Kerem sandalyeye oturdu ve iyice yayıldı.

"Çünkü Erhan o." diye cevap verdi.

"Şimdi beni kucağına alsa kıskanmaz mısın?" diye sorduğunda kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Evet abi, çok merak ediyorum Erhan seni kucağında taşıyabilir mi diye. Beni kuş gibi taşıyor, bence Kerem abinin seni taşırken beli kırılıyordur."

"Arda aramızda çok bir kilo farkı yok." dediğinde Erhan bu sefer kahkaha attı.

"İki metre adamsın." dediğinde Asef kaşlarını çattı.

"Deneyelim o zaman." deyip Erhan'ın sırtına tutundu ve sanki yüksek bir yere çıkar gibi yerden destek alıp sırtına atladı.

"Asef bu aralar iyice hiperaktif çocuklara döndü." dedi Bulut sırıtarak.

"Düşeceksin." dedi Erhan sırtına çıkan sırığa, Asef ise eşeğe binermiş gibi bindiği için kendi kendine gülmeye başladı.

"Su Keloğlan'ın müziği aklıma geldi." dedi Erhan'ın boynuna kolunu dolarken.

"Çocuğun sırtını incitecek." dedi Bulut.

"Ağır değilmiş lan o kadar." Erhan hiç etkilenmeden konuştu.

"Gel bakayım bir kucağıma." dedi Erhan tartı görevini üstlenirken. Asef'i ilk başta hafifçe sırtından indirdi ama ayakları yere değmeden kendine çekti.

Düşeceği için gözlerini iri iri açsa da Erhan onu tuttu ve kucağına aldı. Asef bacaklarini hafifçe beline koyarken, Erhan ekini beline koydu.

"Yok, bildiğin zayıf bu." dedi Erhan, Asef kafasını biraz çekip yakınında olan yüze bakıp sırıttı.

"Ne sandın."

"Bana bakın bir..." içeri aceleyle giren Turgay ile herkes oraya kitlendi. Ne ara gelmişti?

"Noldu?" diye sordu Bulut endişe ile. Turgay biraz tedirgin görünüyordu.

"Bu Ayaz polislerden saklanıyor ha." dedi herkesle göz teması kurarken.

"Nasıl?" dedi Erhan kaşlarını çatarak.

Turgay bakışlarını o tarafa çevirdi ilk başta anlamsızca baktı ama ardından sorgulamadı.

"Bugun polisler geldi, yani rastgele kapının önünden geçiyordu. Ayaz baya tedirgin oldu, bir polis içeri geldiğinde de çaktırmadan depoya girdi."

"Sebep?" diye mırıldandı Asef.

"Kaçak olarak girdi bu ülkeye, ondandır." Kerem sakince mırıldandı.

"Niye kaçak?" Erhan anlamsızca sordu, o ara kendisini bilinçsizce kucağına daha çok çekti.

"Sonra anlatırım." dedi Kerem umursamazca.

Birkaç saniye sessizlik oluştu.

"E Asef in artık illa siktiğimin yerinde delireyim mi?" Kerem'in bağırtısı kulağına dolduğunda irkildi. Erhan gülmeye başladı.

"Unuttum." dedi Asef kollarını boynundan ayırırken. Erhan onu zarifçe bıraktı.

"Hani kıskanmıyordun Kerem?" diye sordu Bulut kaşlarını kaldırarak.

"E kıskanmıyoruz diye bokunu da çıkarmasın." bu sefer harbiden sinirlenmişti.

Asef ona hak vererek pencere kenarına geçti ve hiperaktifliği son bulurken bir sigara yakıp sessiz sessiz sigarasını içti.

Sakince, şımarmadan.

***

Asef'i bu eve yerleştirmek için Yasef'i bahane ettim...

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin