67- BAŞKA BİR EVRENDE

21.6K 2.1K 825
                                    

Bölüm şarkısı: Seni Dert Etmeler- Madrigal

"Turgay'ı kaçırdığımız günü hatırlıyor musun Bulut?" dedi Asef gülerek, sırtını koltuğa daha çok yasladı. Yan taraftan kıkırtılar geldiğinde Kerem ve Erhan'ın güldüğünü anladı.

"Canımın içi nasıl korkmuştu ya, sikeceğimi sandı." dedi Bulut o zamanlar it gibi davrandığı çocuğu sevgiyle öperken. Turgay kaşlarını çattı.

"Kemerini çıkardın şerefsiz ne yapayım?" hâlâ o günkü çocuksu konuşması üstündeydi. Yeniden gözleri dolduğunda sevgilisi kahkaha atarak kendine çekti. Boynundan sıkıca öpüp geri çekilmek isteyen çocuğu serbest bıraktı.

Asef bacağını zarifçe okşayan ele gülümseyerek baktı ve elini üzerine koyup o da elinin tersini okşadı. Kerem bacaklarını iki yana açmış gülümseyerek ortamda dönen eski mevzuları dinliyordu.

"Bir de hatırlıyor musun direkt sadece ben yoktum Erhan ve Kerem'de vardı demişti." dedi Bulut hatırladığı şeyle gülerken. Erhan'ın kaşları çatıldı.

"Kerem'de Erhan ve Turgay'da vardı demişti."

"Orospu çocukları." dedi Erhan büyük bir öfkeyle.

"Eskiden salaktık be reis şimdi olsa asla satmam." Turgay'ın derin bir iç çekerek söylediği şey sinirli ülkücüyü sakinleştirmemişti.

"Ben sadece şeyi hatırlıyorum sadece," dedi Arda sevgilisinin sakinleşmesi için konuyu değiştirirken. "Asef abi ile okula girdiğim ilk günü."

Asef bunu duyunca dikkatle onu dinledi çünkü o günle ilgili bir şey hatırlamıyordu. Yanındaki bedende adını duyduğunda Arda'ya kilitlenmişti.

"O yanımdan gittikten sonra benimle konuşmayan insanlar bile gelip benimle konuşmaya başlamıştı. 'Asef gibi biriyle nasıl arkadaş oldun?' diye soruyorlardı. Asef abim o sıralar okulda o sıralar ulaşılamaz profili çiziyordu."

"Evet, hem eşcinsel olduğu için tüm dikkatler üzerindeydi ama kimse benim aksime ona ibne diye bakmıyordu, bulaşmak istiyorlardı çünkü Asef'in dikkatini çekmek istiyordu hepsi. Tabi Asef kendisine küfür edene bile dönüp bakmadığı için daha çok dikkat çekiyordu."

Asef aklına gelen anılar ile bakışlarını başka bir yöne çevirip düşüncelere dalıp gitti. O günler aklına geldi, kendisine sırf göz göze gelmek için bile ibne deyip laf sokan insanları hatırladı. Sanki onlar hiç yokmuş gibi davranırdı.

"Evet, Asef abim daha farklıydı." dedi Arda, sesi derinleşmişti.

Asef daldığı düşüncelerden yanındaki bedenin rahatsızca kıpırdanması ile ayrıldı. Oturduğu yerde yayılmıştı ve dümdüz bir ifadeyle önüne bakıyordu. Onunda aklına eski anıların geldiği malumdu.

"Uyumaya gidelim mi sevgilim?" dedi Asef oluşan sessizliği bozmak için. Kerem dümdüz ifadesiyle kafasını çevirip ona baktı ve ardından kafasını salladı.

Gülümsedi ve ayağa kalktı, diğerleri çoktan kendi aralarında sohbet etmeye başlamıştı bile. Kerem'in sağlam olan elinden tutup ayağa kaldırdı ve sıkıca tutup önden yürüyerek onu çekiştirdi.

"Uyuyoruz biz, size iyi sohbetler."

Herkes iyi geceler dilerken mutfaktan çıkıp odaya ilerledi. Kerem'in odasına geldiğinde ışığı açıp düzenli odaya girdi, Kerem'de kendisinden bir iki adım arkasından içeri girdiğinde ona döndü.

Hâlâ düşünceli duruyordu, umursamadan yanağına sıkı bir öpücük kondurdu.

"Yarın benim evimde kalalım, burada başım şişti." dediğinde Kerem birkaç saniye duraksadı ve ardından kafasını salladı.

"Tamam yavrum."

İçeri geçip kapıyı kapattı ve elini direkt gömleğine attı. Asef'de üzerindeki geniş gömlekten kurtulmak için gömleğinin düğmesini teker teker açarken yatağın ucunda duran Kerem'in ona verdiği tişört ve eşofmanlara ilerledi.

"Ve yarın dışarıda yemek yiyelim. Seninle başbaşa vakit gecirmek istiyorum biraz." dedi gömleğinin son düğmesini açıp çıkarırken. Tişörtü alıp Kerem'e döndü. O daha iki düğmesini açmıştı.

"Olur, seni güzel bir yere göreceğim." dedi Kerem nazikçe gülümseyip.

Gözleri bir yere takıldığında, nazik gülümsemesi soldu ve kaşları çatıldı. Asef onun bu halini görmediği için tişörtünü giymek için bir hamle yaptı ama Kerem birkaç adımda yanına gidip kolunu bir anda tuttuğunda irkilerek ona baktı.

"Ne?" dedi ani gelen hareketle, Kerem koluna dikkatle bakıyordu, baktığı yere gözlerini çevirdi. Yasef'in o gece sıktığı yerdi, morarmıştı.

"Kim yaptı bunu?" dedi Kerem dişlerinin arasından. Asef panikledi, bir yere çarptım diyemezdi çünkü bildiğin iki parmağının izi çıkmıştı.

Birkaç saniye duraksadı, saniyeler geçtikçe Kerem daha çok sinirleniyor gibiydi.

"Sen," dedi birden, aklına gelen ilk şeyi söyledi. Paniklemiş ifadesini düzeltmeye çalıştı ve imalı imalı baktı. "Sen yaptın."

Kerem gözlerini morluktan çekip kendisine deli bir ifadeyle baktı.

"Asef," dedi uyarı dolu bir tonda. "Bu siktiğimin eli sadece sana tokat attı, başka birşey yapmadı. Yalan söyleme bana."

Konuştukça sinirleniyordu, sinirlendikçe Asef daha çok panikliyordu.

"Kim yaptı?" dedi yeniden.

"Kimse," onun korkunç bakışlarını görmemek için kafasını çevirdi ama Kerem sağlam olan eliyle çenesini tutup yeniden kendisine çevirdi.

"Eğer şimdi kimin yaptığını söylemezsen, ben öğrendiğimde her şey daha kötü olur." bunu sıradan, erkeklik taslayan birinin tehditi olduğunu düşünmek istedi ama Kerem'in bakışları bakış değildi.

Duraksadı, gözlerine inatla bakıyordu. Söylemek istemiyordu ama artık yorulmuştu.

"Yasef." dedi sadece, Kerem ilk başta afalladı ve çenesindeki eli yavaşça aşağı indi.

"Yasef?" sesi inanamıyormuş gibi. Kaşları havaya kalkmıştı.

Asef cevap vermedi.

Kerem birkaç saniye daha yüzüne baktı ve ardından sırıttı. Açtığı iki düğmeyi kapatırken kafasını aşağı yukarı salladı.

Son düğmeyi de kapatıp gözlerine baktı ve arkasını dönüp kapıya ilerledi sinirle. Asef bir küfür savurup peşinden gittiğinde Kerem çoktan arabanın anahtarını almış ayakkabısını giyiniyordu. Eli sinirden titriyordu.

"Kerem.." dedi yanına geldiğinde, o ayakkabısını giyinip kapıyı açtı.

"Bu sefer sözümü dinle ve sakın arkamdan gelme Asef, burada bekle beni." dedi arkası dönükken sinirle konuştu.

Kapıyı çekip dışarı çıktığında Asef öylece kapıyla bakıştı.

Gözlerini kapattı, bir küfür daha savurdu.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin