52- DELİRMEK

21.9K 2.1K 917
                                    

Önceden olsa Kerem'den bu kadar korkmazdı ama delirdiği anı ve pişmanlığını gördükten sonra istemsizce içinde bir şüphe oluşuyordu.

Kerem'in kendisine böyle bir şey yapmayacağını biliyordu ama artık arkadaşları bile istemsizce paniklerken aklının ucundan geçmeyecek olan düşünce beynini zorluyordu.

Kendisini savunacak kadar gücü vardı, Kerem'den değil herkesten savunabilirdi ama işte öyle bir olay olursa karşısındaki Kerem olduğu için daha farklı olacaktı.

Kerem arkasını dönüp kendisine öfkeyle baktığında düşüncelerinden arınıp yüz ifadesini düz tutmaya çalıştı.

"Derdin ne senin?" dedi Kerem üzerine yavaş yavaş gelirken. Asef çenesini dikleştirdi.

"Derdim şu, senin beni nefret eder gibi sevmen." dedi Asef direkt konuya girerek. Evirip çevirmeye gerek yoktu çünkü artık yorulmuştu bu duygu durumundan.

"Peki sen benim derdim ne biliyor musun?" dedi öfkeyle, bir adım daha yaklaşıp tam dibine girdi. "Senin arsızca kendini savunman."

"Kerem!" dedi sesini yükseltip. "Beni terk edip gittikten sonra girdiğim ilişkiler seni ilgilendirmez."

Kerem sinirden titreyen elini kaldırıp onu susturdu.

"Beni," dedi bastırarak. "İlgilendirmediği için ilk geldiğimde ve sonrasında sana ağzımı açıp tek bir kelime bile söylemedim. Ta ki sen o üç yıl boyunca beni unutmadığını gösterdiğin odaya beni sokana kadar."

Asef kaşlarını çattı.

"Önceden diyordum ki ben terk ettim gittim, neyin acısını çekiyorsun. Giderken bekle bile demedim, beklemedi diye niye ortalığı birbirine katıyorsun. Ama sen beni unutmamışsın Asef, sen ben yanında olmasam bile başkaları ile beraber olmuşsun."

"Şimdi de seni unutmadığım için mi suçlu oldum?" diye sordu Asef, Kerem ilk kaşlarını çattı ardından ise sinirle güldü. Hatta sinirden ağlayacak seviyeye bile gelmişti.

"Niye anlamıyorsun beni? Niye?" diye sordu Kerem etrafına bakınıp boğulurmuş gibi nefes alırken. Çırpınıyor gibiydi.

"Sen beni unutmadın ama kim bilir kaç kişiyle beraber oldun." şimdi Kerem'in kahkaha sesleri duyuldu odanın içinde. Asef onun bu deli haline dehşetle baktı. Gülüşünü zar zor kesip sırıtarak baktı.

"Tek derdin bu değil mi? Birinin bana dokunma ihtimali seni deli ediyor. Belki de sırf inadına başkaları ile beraber oldun. Sırf kısasa kısas yapmak için." kafasını iki yana salladı.

"Bana hiç kimse dokunmadı Asef, ben birine dokunmayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Neden biliyor musun?" gözleri doldu, Asef irkildi. "Çünkü ben altı ay boyunca seninle yeni bir hayatın hayalini kurdum, seni yanıma getirip daha sağlıklı bir ilişki yaşayabilmemizin hayalini kurdum"

"Altı ay mı?" diye sordu afallayarak.

"Altı ay, yani senin milletle yatmanın dördüncü ayında." dedi sinirle kafasını sallayıp.

"Ben bilmiyordum ki..." dedi Asef şaşkınlıkla. Kerem yüzüne bir süre baktı ve yutkundu.

"İşte bu yüzden sana kızamıyordum, bilmiyorsun oğlum. Nereden bileceksin ki?" kendine kızıyordu sanki ama Asef bununla ilgilenmedi, hâlâ yaptığı itirafa takılmıştı.

"Ama işte Asef, senin beni unutmadığını ve o piçin altında kıvrandığın görüntüleri gördüğümde mantıklı düşünmeyi bıraktım." dedi Kerem itiraf ederek. Sanki o görüntüler yine beyninde dönüp dolaşıyordu ve üzgün hali gidip yerini sinire bırakmıştı.

"Niye yaptın?" diye sordu birden, Asef o an kendine geldi ve derin bir nefes aldı.

"Kerem, bunun niyesi yok. Canım istedi, yaptım. Üzgünüm."

"Asef, kafayı yiyeceğim." dedi çıldırmış gibi, ardından arkasını dönüp odanın içinde volta atmaya başladı. Asef üzgün gözlerle onu izliyordu.

"Gözlerimle görmesem, yalan desen buna inanmaya çalışırdım. Ama olmuyor." dedi sinirle, birden durdu ve yine baktı.

"Ne yapacağım ben seninle?" diye sordu, Asef omuz silkip titreyen dudaklarını birbirine bastırdı.

"Bilmiyorum." sesi titredi.

"Bilmen lazım ama." dedi yanına yaklaşıp, sanki sıkıştırıyordu sözleriyle.

"Ama bilmiyorum." dedi Asef kendisine yaklaşan çocuğun gözlerine bakmamak için direnirken bakışlarını çevirdi.

"Bileceksin Asef." dedi, Kerem elini kaldırdığında irkildi ve kafasını geriye itti. istemeden de olsa gözleri birleşti, karşındaki adam sakin dursa bile gözlerinden delilik akıyordu sanki. Elini yaklaştırıp yanağına hafifçe dokundu ve okşadı.

"Sen bileceksin." gözleri yüzünün her köşesinde geziniyordu. Yanağını okşamayı bıraktı ama elini çekmedi.

"Tamam mı?" diye sorduğunda Asef cevap vermedi.

Kerem kafasını salladı ve elini bir hızla çekti. Bir daha dönüp bakmadan arkasını döndü ve kapıya ilerledi. Kapıyı hışımla açtı, Bulut'un kapıda dikildiğini görünce ona kısa bir bakış atıp yanından geçip gitti.

Asef arkasından ne yapacağını bilemeyerek baktı.

Ne yapacağını ve hissedeceğini bilmiyordu.

****

Deli orosb ccocuklari

Kusura bakmayın watty kafayı yemiş bölüm baya gitmedi yanlış falan gitti.... neyse

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin