Atölyeden çıktıktan sonra arkadaşlarının mesaj attığı mekana geldiğinde buranın yine lüks bir yer olduğunu fark etti. Muhtemelen Kerem yine parasını ne yapacağını bilemedi ve yine arkadaşlarına yemek ısmarlamakta çare buldu. Zaten evde artık doğru düzgün bir yemek bile yapılmıyordu bu sebeple.
"Paran bitsin, göstereceğim ben sana." dedi Asef el frenini çekip, telefonunu yanına aldı ve arabanın kapısını açıp dışarı çıktı.
O sırada karşı tarafta aynı saniye kendi arabasından çıkan Yasef'i gördüğünde yüzünü buruşturdu. Onunla denk geldiği ana küfür ediyordu, keşke trafik biraz daha tıkalı kalsaydıda onunla karşılaşmak yerine açlıktan ölseydi.
Yasef'de saniyeler sonra kendisini fark edince baştan aşağı süzdü ama kafasını çevirdi. Son günlerde biraz daha uzak davranıyordu ve bu birazda olsa rahatlatıyordu Asef'i.
Onu umursamamaya çalışarak yürümeye başladı, Yasef ise ceplerini yokluyordu, bir şey unutup unutmadığını kontrol ediyordu muhtemelen. Asef dümdüz bir ifade ile ilerledi.
Yanına yaklaşmaya yakın arkasından üç beş havlama sesi geldiğinde kaşları çatıldı, arkasına baktığında dört tane, salyaları havlayan ağızlarından akan köpeğin üstüne geldiğini gördü.
Kalbi korkuyla atarken gözleri iri iri oldu, iki saniye kilitlenmiş gibi orada öylece durdu ama köpekler yaklaştıkça korku ve adrenalin hat safhaya çıkarken arkasını döndü ve denize düşen yılana sarılır hesabı Yasef'e baktı.
"Yasef!" diye bağırdı yanına koşarken. Yakınında olduğu için birkaç adımda nefes nefese yanına gitti, arkasına büyük bir hızla geçtiği için Yasef'in bedeni sarsıldı.
"Noldu?" Yasef endişeyle bağırır gibi konuştu ve istemsizce elini belinin yanına bastırmadan koydu. Bir şeyden korumak istermiş gibi.
"Köpek." dedi Asef gömleğinden sıkıca tutarken,onu önüne almıştı. Köpekler saldırırsa onu öne atıp biraz daha zaman kazanabilirdi.
Yasef ilk başta anlamadı, sanki köpeklerin hırlamalarını duymuyordu. Daha sonra çatık kaşları ile önüne baktı, üç tane köpeğin dört beş adım gerisinde durmuş zıplayarak havladığını gördü. Dudakları kıvrıldı.
"Anaaa köpek."
Korkmak yerine sevecen bir ses tonuyla mırıldanmıştı.
"Uzaklaştır şunları." diye bağırdı Asef, bağırdıkça köpekler daha da coşuyordu.
"Gel kuçu kuçu." dedi Asef'in bileğinden tutup arkasından çıkarırken. Yanında tutup korkmuş bedeni hedef gösterdi.
"Lan..." dedi Asef kendisini köpeklerin önüne atmaya çalışan çocuğun elinden kurtulmaya çalışırken.
"Atıl kurt!" dedi Yasef kahkaha atarak. Korkmadığı belliydi, kendisini korkutmak için yapıyordu.
Köpekler sanki anlamış gibi biraz yaklaşıp daha büyük havladılar, Asef'in kalbi korku ve dehşetle daha hızlı atarken kendisini köpeklere yem etmeye çalışan çocuğun elinden kurtuldu.
"Orospu çocuğu." dedi karnına hafif bir yumruk atarken. Daha fazlasını da yapmak istedi ama köpekler yaklaşıyordu.
O adrenalin ile Asef'in arabasına ilerledi ve elini tabana koydu. Vücudunu havaya itip tek bacağını arabanın tabanına koyduktan sonra arabanın üstüne çıktı.
Yasef kendisine bakıp kahkaha attı ama yaklaşmakta olan köpekler bu sefer kendisine saldırıya geçmek için bir hamle yaptığında onları durdurmak için elini kaldırdı, bir şeyler söyleyip bağırdı ama köpekler durmuyordu. Biri tam ayağının dibine geldiğinde bu sefer onun gözleri korkuyla açıldı.
"O ne lan!" dedi korku dolu sesiyle, saniyeler sonra arabaya yaklaştı ve aynı kendisinin yaptığı gibi seri bir şekilde arabanın tabanına çıkıp ayakta durdu.
"Geri zekalı." dedi Asef onu itmek için bir hamle yaparken, Yasef geri çekilip engel oldu.
"Bunlar kudurmuş." Yasef köpeklere bakarken inanamayarak söylendi.
Asef dişlerini sıktı, zaten ne zaman ondan bir hayır gelmişti ki. Telefonunun ekranını açtı ve aramalarda başta olan isimi çaldırdı. Köpek seslerinden gidip gelen arama sesini bile kısık duyuyordu. Saniyeler içinde arama cevaplandı.
"Efendim bebeğim?" Kerem'in sesi geldiğinde biraz geriye çekildi.
"Kerem mekanın kapısının önündeyim, köpekler var içeri geçemedim. Gel beni al." dedi biraz bağırarak konuşurken.
"Ne?" dedi Kerem, ardından az da olsa sandalyenin kenara itilme sesini duydu. "Geliyorum, bekle."
Cevaplamadan telefonu kapattı, Yasef ise yabancı dillerde köpeklere sesleniyordu. Güya durdurmaya çalışıyordu. Asef ona sinirle bakmaktan kendini alamadı. Sırf korktuğu için mecburen ondan yardım dilenmişti onu bile oyuna çevirmişti orospu çocuğu.
Bir dakika kadar sonra kapıdan çıkan beyaz gömlek ve siyah pantolon giymiş Kerem'i gördüğünde köpeklerden kurtulmasa bile rahatladı. Kerem çatık kaşları ile arabanın olduğu yere gelirken yanında da başka bir adam vardı.
"Onlar bir şey yapmazlar, korkmayın!" adam uzaktan bağırdı, muhtemelen buranın sahibiydi.
"Oyun mu istiyor abisi?" dedi Yasef sinirle.
"Tamam abi, ben hallederim." Kerem'in sesini duydu, adam sanki içeride çok işi varmış gibi anında kafasını salladı ve geri döndü.
Kerem köpeklere kısa bir bakış atıp yanlarından geçti, köpekler sadece havlamakla yetindi hiçbir şey yapmadılar. Arabanın önüne gelip kendisine ve Yasef'e kaşları çatık bir vaziyette baktı. Ardından elini Asef'e uzattı.
"İn hadi yavrum." dediğinde Asef kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Ayağımı yerler."
Kerem derin bir nefes alıp gömleğinin katlanmış kolunu biraz daha yukarı çekti ve ardından kolunu kaldırdı. Kucağıma gel demek istiyordu. Asef köpeklere ufak bir bakış attı ardından oturur pozisyona geldi ve Kerem'e yaklaşıp boynundan tuttu.
Kerem onu kendine çekip kucağına aldığında anında bacaklarını beline doladı. Gözleri havlayan köpeklerdeydi. Kerem arkasını döndüğünde Yasef'in sesi duyuldu.
"Kerem bana da yardım et, bunlara çok bağırdım. Yerler beni lan." dediğinde Kerem yürürken duraksadı. Ama devam etti.
"Kerem," diye seslendi Yasef. "En azından o adamı çağır köpekleri uzaklaştırsın."
Kerem yine aldırmadan yürümeye devam etti, Asef göz ucuyla Yasef'e baktığında onun üzgünce Kerem'in arkasından baktığını fark etti. Gözlerini hızla çevirdi, hak ediyordu.
Kapının önüne geldiklerinde Kerem yine duraksadı ve tutuşunu hafifletip kendisini kucağından indirdi. Asef güvende olduğunu bildiği için biraz daha rahatlarken Kerem yukarı çıkmış tişörtünü aşağı çekti ve ardından gözlerinin içine baktı.
"Hadi içeri geç, geliyorum."
Arkasını döndü, çenesini kaşıyarak az önce geldikleri yöne doğru yürüdü. Asef içeri geçmek yerine onu izledi. Hızlı adımlarla arabanın önüne gittiğinde Yasef sadece onu izliyordu.
Kerem köpeklerin yanına yaklaşırken yine korkmuyordu, arabanın önünde durdu ve ardından elini Yasef'e uzattı. Yasef gözlerinin içine baktı bir süre, ardından elini tuttu ve Kerem'in ayarlaması ile ayaklarını zeminle buluşturdu.
Kerem onu köpeklerden korumak için yanına alırken Yasef koluna sarılmıştı. Köpeklerden uzaklaştıkça Yasef kolunu tutmayı bıraktı. Bir şeyler söyledi, ne söylediyse Kerem hafiften sırıtmaya başladı. Kerem kolunu boynuna atıp kendisine çekti ve alnından öptü. Şimdi ikisi iki büklüm, gülerek mekanın girişine ilerliyorlardı.
Kerem kendisine baktığında gülüşü daha da genişledi, Yasef'e sardığı kolunu biraz daha gevşetip yanına geldi ve bileğinden tuttu.
O sırada Yasef ile göz göze geldi. Yasef dolu dolu olmuş gözlerini saniyesinde geri çekti ve kendisinden uzakta yürümeye başladı.
Hep beraber masaya geçip oturduklarında Yasef bir daha gözlerinin içine bile bakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Ficção Adolescente[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...