71- GERÇEKLER İLE YÜZLEŞMEK

20.8K 2.2K 1.2K
                                    

Sıkılı dişlerinin arasından dakikalardır yaptığı gibi bir küfür daha savurdu. Direksiyonu öyle sıkıyordu ki elinde parçalanacak gibiydi.

Tam üç gündür Kerem onunla nasılsın, iyi misin dışında bir sohbete girmezken sürekli başka yerlere gidiyordu. Onu göremiyordu bile. Çok özlediği için her şeyi siktir edip onu yanına çağırdığında bile Kerem gelmemiş, işinin olduğunu söylemişti.

Şimdi ise akşamın bir saatinde gelen mesaj onu delirtmişti.

Açık olan telefon ekranında dakikalardır okuduğu mesaja yeniden göz gezdirdi.

Yasef: Asef

Yasef: Daha fazla gizleyemiyorum ve bu sefer kendimi durdurmayacağım.

Yasef: Kerem'e aşık olduğum gerçeğini ikinizden de saklamak istemiyorum.

Yasef: Sen Kerem'i yanında bekledikçe daha da deli oluyorum.

Yasef: Yanıma gel ve gerçekler ile yüzleş.

Yasef: Sonra da hayatımızdan siktir olup git.

Yasef: Çünkü bil ki, Kerem senden çoktan gitti.

Asef sinirden akan gözyaşlarını öfkeyle elinin tersiyle sildi ve gaza daha çok yüklendi.

"Orospu çocuğu."

Onda bir şeylerin olduğunu biliyordu ama son günlerde kendisine attığı o imalı gülüşlerin sebebinin bu olacağını hiç tahmin etmemişti.

Yasef'in adresini attığı yere geldiğinde yandaki yayaların korku dolu bakışlarını kendisine çevricek şekilde daha çok gaza bastı ve ardından arabayı rastgele park etti. El frenini öfkeyle çekip hiçbir şeyi umursamadan dışarı fırladı.

Burada ne işi olduğunu bilmiyordu, tek düşündüğü Yasef piçine hakettiğini vermesiydi. Ondan sonrasına, sonra karar verecekti.

Uzun bacakları ile büyük büyük adımlar atarken değişik bir mekanın önünde Yasef'i gördüğünde hiç durakmasadan yanına ilerledi. Yasef sigara içerken kendisini gördüğünde sırıtarak sigarasını yere attı.

Yanına ulaştığı anda Yasef dudaklarını aralayıp kendisine bir şey söyleyecekken yakasından sertçe tuttu ve yumruk haline getirdiği sıkılı parmakları ile çenesine sert bir darbe geçirdi. Her eline ince yüzüklerden taktığı için yumruğun etkisi daha da artarken Yasef'in çenesindeki deri anında kanadı.

Hiçbir şey söylemeden sinirle soluk alıp verirken bir daha kaldırdı titreyen elini. Tam çenesine indirecekken onun sesini duydu.

"Asef!"

Kerem'in sesi yüksek çıktığı için onu zar zor algıladı, karşısındaki çocuk çatık kaşlarına rağmen it gibi sırıtırken eli havada kalmıştı. Yakasını daha sıkı tutarken kaslari çatıldı.

"Oha amına koyim." Turgay'ın şaşırmış sesini duyduğunda ise daha fazla şaşırdı. Yasef'in yakasını bırakmadan, yumruğunu bile indirmeden omzunun üstünden sesin geldiği yöne baktı.

Kerem, Bulut, Turgay ve Arda kendisine bakıyordu. Kerem siyah gömlek, siyah pantolon giymişken diğerleride çok şık olmasalarda günlük kıyafetlerinden uzak bir tarzda giyinmişlerdi.

Kerem ilk kendisine daha sonra yakasını tuttuğu çocuğa bakıp düz bir ifadeyle yankarina ilerledi. Asef o yanına gelene kadar titreyerek onu izledi.

Tam dibinde duran bileğini tutup havada olan elini zarifçe indirirken belinden tutmuştu. Kendisine çektiğinde Asef yaşadığı anın şokuyla ona direnemedi.

"Yine mi beni denedin?" sesinin titreyip, çocuk gibi çıkmasına engel olamadı. Kerem ilk kendisine kaşlarını çatıp baktı, ardından Yasef'e döndü.

"Ne dedin ulan çocuğa?" aynı zamanda belindeki eli bastırıp daha çok kendisine çekti ve elini tuttu.

"Sana aşık olduğumu, gerçeklerle yüzleşip daha sonra siktir olup girmesini." dediğinde bu sefer Kerem sinirlenmişti.

"Senin..." dedi küfür edecekti ama kendisini zor tuttu, daha sonra Yasef'e yönelttiği sinirli bakışlarını kendisine daha yumuşamış bir şekilde çevirdiğinde hâlâ ona gözleri dolu solu baktığın fark etti.

"Güzelliğim benim, yok öyle bir şey." dedi Kerem onun inanması için her kelimeyi bastırıp, bir avuç içini yanağına yaslarken. Uzanıp dudaklarından sıkıca öptü.

O öptüğünde Asef içindeki birikmişlik ile ağlamak için yüzünü buruşturdu.

"Doğum günün için seni buraya belli etmeden getirmesini söyledim, abartmış." son kelimeyi ona dönüp sinirle bakarken söyledi.

"Doğum günü mü?" diye sordu Asef titreyen sesiyle şaşırarak. Kerem kendisine dönüp sevecen bir ifadeyle gülümsedi.

"Evet sevgilim."

Asef o sırada kendisine bakan arkadaşlarına döndü, hepsi kendisini izliyordu. Bugünün doğum günü olduğunu bile unutmuştu.

"Sen o yüzden mi günlerdir bana..." dedi Kerem'e dönerken, devamını getiremedi çünkü artık duygularını saklamaktan yorulduğu için en boş anda kendini serbest bırakmıştı. Sesi titriyordu.

"Yani, evet..." Kerem suçlu suçlu dudaklarını birbirine bastırdı.

"Senden nefret ediyorum." dedi Asef dudaklarını bükerek. Ama söylediğinin aksine Kerem'e sıkıca sarıldı. Kerem'in kolları anında kendisini sardı.

Asef sırıtarak bakan arkadaşlarına döndü.

"Sizden de nefret ediyorum!" dedi öfkeyle. Daha fazla güldüler.

"Özellikle Yasef piçi..." dedi Kerem'e daha sıkı sarılırken. "Senden daha çok nefret ediyorum."

Yasef arkada kahkaha atarken, Kerem'in de vücudu titredi.

Hepsi kendisine gülüyordu şimdi ama hiç umursamadan kollarındaki bedeni daha sıkı sardı. Kalıbından utanmasa kucağına çıkıp devekuşu gibi kafasını omzuna gömüp, kimseye görünmek istemeyecekti.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin