170- AYNI ODA

17.9K 1.9K 2.5K
                                    

Erhan otele girdiklerinde biraz önden giderek Kerem'e yaklaştı. Arkadaşı habersizce önden önden giderken ona yanaştı ve yanında yürümeye başladı.

"Kerem," dedi rahatsız bir ses tonuyla.

"Hm?" 

"Biz aynı odada kalalım ya da Asef ile ben. Arda ile aynı odayı bana niye veriyorsunuz amına koyayım?" dedi en sonunda çıkışarak. Kerem bakışlarını ilk kendisine, sonra da daha arkadan gelen Arda'ya çevirdi. Ve yeniden kendisine baktı.

"Sen dururken bizimle neden kalsın çocuk?" diye mırıldandı anlamayarak.

"Kerem biz ayrıldık ya hani?" diye sorduğunda Kerem daha çok şaşırdı sanki.

"Asef ile biz ayrıyken aynı yatakta yatıyorduk hatta beraber duş alıyorduk." anlamayarak sorduğunda Erhan dişlerini sıktı.

"Fransa'ya gitmeden önceki ayrılığını düşün Kerem." dediğinde Kerem sanki haftalardır yeni fark etmişti durumu. Adımlarını durdurdu.

"Ciddi misin?" diye sorduğunda Erhan kafasını salladı ve yürümeye devam etti.

"Kafam karışık sadece."

Kerem saniyeler sonra yeniden yanına geldiğinde asansörlerin önüne varmışlardı bile. Herkes teker teker gelirken bir şey diyemedi. Erhan asansörü çağırmak için düğmeye bastı.

"Erhan ile kalacağım ben, odaları değişiyoruz." dediğinde hiçbirinin yüzüne bakmıyordu.

"Neden?" Arda'nın üzgün sesi geldiğinde içi titredi. Gözlerini kapattı.

"Onunla konuşmam gereken bir şeyler var." dedi Kerem direkt.

"İyi, Arda biz de beraber eğleniriz." Asef bu durumu hiç umursamadı. Arda'nın yanına gidip kolunu omzuna koydu.

"Eğlenin." dedi Kerem sadece.

"Bize bulaşmayın da ne yaparsanız yapın, Kerem senin için demiyorum kardeşim." Turgay hemen kendini açıklarken Kerem ona gülümsedi ve göz kırptı. O sırada asansör geldiğinde Erhan anında içeri girdi.

Boş asansöre ilerleyip arkasını döndüğünde Arda'nın üzgün bakışları ile karşılaştı, anında kafasını başka yöne çevirdi. Yoksa ona dayanamayacağını biliyordu.

Herkes bindiğinde odalarının olduğu kata bastı ve bekledi. Onlar sohbet ederken sessizdi. Asansörden çıkarken ise hâlâ sessizliğini koruyordu.

Asef ve Kerem'in odasının önüne giderken Arda hemen yandaki odaya geçti. Normalde ikisi beraber orada kalacaklardı. Derin bir nefes alıp odaya girdi.

"Valizimi alacağım." dedi Asef arkalarından gelirken.

"Biraz yanımda dur öyle git." dedi Kerem kapıyı kapatıp, Asef omuz silkti. Valizin önünde dururken Kerem onu kucağına alıp boynundan sıkı sıkı öptü.

"Kusura bakmayın sizin de keyfinizi bozdum." dedi tekli koltuğa otururken, Kerem kucağındaki Asef ile yatağa ilerken kendisine baktı.

"Sıkıntı yok yavrum."

Yatağa oturduğu anda kucağındaki çocuğa sıkı sıkı sarıldı ve kokusunu içine çekti.

"Kokuna kurban olurum." diye fısıldadı, Asef ise kafasını omzuna koymuştu. Gülümsedi.

Aklına çilek kokusu geldi, özlemle kasıldı.

"Erhan," dedi Asef, onun sesiyle dalmış bakışlarını yeniden kucak kucağa oturan sevgililere çevirdi. "Arda çok üzülüyor."

Onun ne kadar üzüldüğünü biliyordu.

"Biliyorum." dedi, sesi üzgün çıkıyordu.

"İstersen burada kalma fikrini değiştir ve onun odasına git. Biliyorum, sabaha kadar ağlayacak."

"Asef, ayrıldık biz." dediğinde Asef omuz silkti.

"Öyle, ama ağlıyor işte." dediğinde Erhan'ın içi daraldı. Son zamanlarda artık nefes almakta bile zorluk çekiyordu. Nefret ediyordu bu durumdan.

Hâlâ onun ağlamasına dayanamıyordu, canından can gidiyor gibi hissediyordu.

"Git hadi yanına." dedi Erhan sadece. Kalkıp kendisi gitmek istiyordu ama düşünme süresine darbe indirecekti biliyordu. Ona dayanamadığını biliyordu. Bu yüzden şu an olmazdı.

Asef sesini çıkarmadı, ısrar etmedi.

Dakikalar sonra omzunu öpen sevgilisinden ayrıldı ve dudaklarından sıkı sıkı öpüp iyi geceler dileyerek çantasını alıp odadan çıktı.

"Uyuyacak mısın?" diye sordu Kerem eşofmanını giyinip yatağa uzanırken. Tek bir yatak olduğu için beraber yatacaklardı.

"Yatacağım sadece, uykum yok." dedi ayağa kalkıp gömleğinin düğmelerini açarken. Gömleğini çıkardı ve ardından pantolonunu da çıkarıp baksır ile yatağa girdi.

Aynı Kerem gibi yapıp tavana bakacak şekilde uzandı ve sağ kolunu kafasının altına koydu.

"Oğuz ile konuşuyor musun?" dedi Kerem birden, onun adını duyunca irkildi.

"Hayır." dedi sadece, bir haftadır ne görüyor ne de mesajlaşıyorlardı.

"Peki ona aşık mısın?" diye sordu Kerem, bunun cevabı belliydi.

"Hayır." dediğinde Kerem kafasını yana çevirdi ve kendisine baktı.

"Gönül mü eğlendiriyorsun?" Erhan duyduğu şeyle sinirle ona döndü.

"Kerem ağzını sikerim düzgün konuş." istemeden tüm sinirini ona kustu. Ama Kerem pek etkilenmemiş gibi duruyordu.

"Seviyorsun belli," dedi istifini bozmadan.

Erhan sesini çıkarmadı.

"Vazgeçebilirsin." dedi Kerem, yine sesini çıkarmadı. "Çünkü vazgeçmek istiyorsun."

Konuşmak istemiyordu, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kerem bir daha sesini çıkarmadı.

Saniyeler sonra bedenine sarılan kolları ile arkadaşının kendisine sarıldığını anladı. Kafasını göğsüne koyduğunda Erhan çenesine değen saçlar ile huylandı.

"Biraz baba sevgisine ihtiyacım var, o yüzden sarılıyorum." diye kendini açıkladı Kerem, Erhan bunu duyduğunda her şeyi unutup gözlerini açtı ve göğsüne sokulmuş çocuğun saçlarından öpüp biraz daha üstüne çekti ve sıkıca sarıldı.

Bu biraz daha iyi gelmişti.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin