135- ÇIĞLIK

21.9K 1.8K 954
                                    

+20

Kalabalık mekana girdiği anda meraklı gözleri ile etrafı süzdü. Bakışları içki dolduran sevgilisine kaydığında dudaklarında hin bir gülümseme ile yanına ilerledi.

O sırada personel odasının kapısı açılıp elindeki iki büyük su şişesi ile çıkan Erhan'ı gördüğünde dudaklarındaki gülümseme soldu. Yüzü öyle bir haldeydi ki onunda bu durumuna üzüldü.

"Hoş geldin." dedi Erhan, gözleri birbiri ile temas ettiğinde. Asef gülümsemeye çalıştı.

"Hoş buldum." dediğinde suratsız çocuk anında gözlerini başka yöne çevirmişti.

Derin bir nefes alıp sevgilisinin olduğu yere giderken Kerem elindeki bardağı bıraktı. Ellerini pantolonuna sürüp Bulut'a bir şey dediğinde Asef adımlarını durdurdu.

Saniyeler sonra sevgilisi kendisine doğru gelip boynuna bir öpücük kondurdu ve elinden tuttu. Demek direkt kendisini has odaya alacaktı. Bu işine gelirdi.

"Erhan birkaç saat odaya gelmeyin." dedi Kerem kendisini personel odasına sürüklerken.

"Anlaşıldı."

Kapıyı açıp içeri girdiğinde Ayaz elimdeki bezler ile dışarı çıkmak üzereydi. Kendilerine kısa bir bakış atıp anında odadan çıktı. Konuşmuyordu bile, Kerem'in bakışlarından her şeyi anlıyordu.

Kerem kapıyı kapatıp kilitledi, hâlâ elini bırakmamıştı.

"İş yok mu?" dedi Asef kendisini koltuklara sürükleyen sevgilisine.

"Seni sikmek daha önemli benim için." dediğinde koltuğa fırlatır gibi attı. Asef'in sırtı koltukla buluşunca büyükçe sırıttı.

"Biliyor musun? Deliğim aletini özledi." bugün Kerem'i baştan çıkarmak istiyordu. Sınırlarını zorlamak, olağanın dışına çıkmak.

"Asef yapma şöyle," dedi Kerem kemerini çıkarırken. "Döve döve sikesim geliyor."

"Ağlat beni." diye gülerek mırıldandı, ardından onun gibi pantolonunu ve baksırını çıkardı. Altı tamamen çıplak kalırken üstünde sadece bir kazak vardı.

"Sen bilirsin." dedi Kerem gömleğinin düğmelerini sökerken. Ardından gözleri Asef'in baksırına takılınca yere eğilip onu eline aldı.

Asef onun ne yapmak istediğine bakarken baksırını avucunun içinde tutup burnuna götürdüğünde deliği kasıldı, dudakları aralandı. Kerem tek eliyle gömleğinin düğmelerini çözerken, baksırı burnuna bastırıp gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.

"Bacaklarını aç, deliğini göster bana." diye mırıldandı Kerem.

Asef hipnoz olmuş gibi onun dediğini yaptı. Uzandığı yerde bacaklarını biraz aralarken deliği ve ereksiyon olmuş aleti çok net görünüyordu. Kerem baksırı yeniden duraklarına götürdüğünde deliği kasılıp gevşedi. Kerem'in gözleri oraya kilitlendi.

"Benim için kasılıyorsun." dedi gömleğinin düğmesini tamamen söküp baksırı burnundan çekti ve bir hışımla çıkardı.

Asef'in gözleri sevgilisinin sertleşmiş, damarlı aletine kaydı. Onu içinde istiyordu, en derinlerinde.

"Aşkım, gir içime." dedi mızmızlanarak.

"Mesajlaşırken başka bir şey demiştin." dedi Kerem bacaklarının arasına yerleşip göğsüne ufak bir öpücük kondururken.

"Kocacım." dedi Asef dudaklarının kenarı kıvrılırken. Kerem güldü, gülerken gözleri kısıldı.

"İlk önce deliğini biraz yumuşatalım, hem de özlem gidereyim." dedi yerde diz çökerken. Baldırlarını iki yandan tutup bacağını daha çok ayırdı ve buruşuk deliğe sürdü. Asef anında inlerken onu daha çok inletmek için boydan boya yaladı.

Kalçasının her köşesini öperken dili deliğine baskı yaptı ama dar olduğu için dilini içeri sokamadı. Sıkıca öpüp ardından aletini aşağı doğru çekti ve dakikalarca deliğinden başlayıp yukarı çıkarak aletinin ucunu yaladı. Aletin ucunu ağzına aldığında bakışlarını yüzüne çıkardı.

Kerem diliyle aletinin ucuna baskı yapıp ağzından çıkardığında garip bir ses çıktı. Ağzı sulandığı için ağzının içindeki tüm tükürüğü deliğine bıraktı ve biraz ayağa kalkıp üzerine eğildi.

"Kocan sana çok aşık Asef." diye mırıldanıp dudaklarına sıkıca bir öpücük kondurdu.

"Ben de sana aşığım yavrum." deyip burnundan öptü.

Kerem aletini girişine dayadığında heyecanlandı, saniyeler sonra içine giren sertlikle mutluluk ile gözlerini kapatmasına sebep oldu. Kerem yüzünü öpücüklere boğarken içinde yavaşça gelgit yapmaya başlamıştı bile.

Gitgide hızlanırken kapı tıklanınca hızını bozmadı.

"Kerem, bu yeni içkiler nerede?" Turgay'ın sesi geldiğinde Asef'in belinden tuttu.

"Rafın al-tında." diye bağırdı nefes nefese.

"Baktık yoktu." dedi Turgay.

Asef tatlı tatlı inlemeye başladığında inlemesini kimse duymasın diye avuç içini dudaklarına bastırdı. Ama hızından vazgeçmiyordu.

"Turgay, bakın işte bir yere." kafası karışmıştı.

"Asef, böyle inleme seni bitiririm." diye fısıldadı, Asef gözlerini kapatmış içine giren aletin keyfini çıkarıyordu.

"Neyse, dur bir daha bakayım." dedi Turgay kapının önünden ayrılırken. Asef avuç içini yalayınca ağzını serbest bıraktı.

Ve hiç olmadığı kadar sesli inlemeye başladı.

"Asef, yapma." dedi Kerem kendini kaybederek. Kalçasını öyle hızlı ve sert hareket ettiriyordu ki altındaki çocuğun bedeni savruluyordu.

"Beni siktiğini..." dedi nefes nefese ve yutkunup devam etti. "Herkes duysun."

Kerem dudaklarını ısırdı ve onu serbest bıraktı. Asef ağlar gibi inlemeye başlayıp neredeyse tüm mekanda sesini yankılattırırken kendisini kaybederek çenesinden tutup işaret parmağını damağına taktı.

Yaklaştığını anladığında diğer yandan da aletini tutup çekmeye başladı. Dakikalar sonra Asef'in çığlıkları eşliğinde ikisi de boşaldığında nefes nefese kalmıştı her ikiside.

Asef'in deliği kasılıp gevşerken aletini içinden çekti. Göz ucuyla baktığında deliğinden çıkan beyaz yoğun sıvıyı gördü. Soluk alışverişlerini düzene sokmaya çalışırken gözünü oradan ayırmadı. Koltuğa kadar sızan beyaz sıvıyı izledi.

"Bitirdin beni." dedi Kerem üzerinden kalkarken. Asef keyifle güldü.

Kerem ıslak mendille ilk kendisini daha sonra da deliğini ve koltuğu temizlediğinde ikiside üstünü giyindi. Dakikalarca zevkle öpüşüp en sonunda el ele ayağa kalktılar.

Kapıya ilerlerken hiç utanma hissetmiyordu, kapıyı açıp dışarı çıktıklarında kapının yakınında olan masadaki gözler kendilerine döndü. Muhtemelen sesleri duymuşlardı. Umursamadı.

Kerem kendisini çekip bar kısmına yönelirken Bulut'un dudaklarındaki sinsi gülümsemeye aynı şekilde karşılık verdi. Kerem elinin üstünü öpüp işine devam etmek için biraz köşeye geçtiğinde Bulut kendisine yaklaştı.

"O nasıl iniltiydi? Ağladın mı?" diye sordu utanmazca. Asef yanda duran ince havucu alıp ucunu küçük bir şekilde ısırdı ve sırtını tezgaha yasladı.

"Zevkten." dediğinde Bulut sırıttı.

Ama Erhan ile göz göze geldiğinde ikiside utanarak kafasını çevirdi. O kadarda değildi.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin