1 hafta sonra
Yunanistan...
"O nasıl bir yarışmaydı öyle? Hiçbir şey anlamadım." dedi Turgay büyük alandan çıkarken. Asef ise sırıtarak ona baktı.
"Anlamana gerek yok, birinci olmam dışında hiçbir şey önemli değil." dedi sevgilisinin elini sıkıca tutarken. Kerem ise her gelen geçen kendisine baktığı için aşırı tedirgin ve huzursuz hissediyordu.
"Herkes bana böyle bakmaya devam edecek mi?" diye sordu kendisini afallayarak izleyen kadından bakışlarını hızla çekerken.
"Bakacaklar, gerçek bir Yunan tanrısı olduğunu kanıtladın." yarışmada birinci olmuştu ve yaptığı resim şu an baş köşede asılı duruyordu. Tabi yarışmaya gelen herkes o resimdeki kişinin kendisi olduğunu fark ettikleri için bakışlarını bir türlü çekmiyorlardı.
"Kerem, Ayaz aradı sana ulaşamamış, boş içki şişelerinin hepsini mi geri vereyim diyor." Kerem zaten stresliydi ve bunu duyunca iyice sinirlendi.
"Hayır Erhan, yarısını götüne soksun biz gelene kadar." dediğinde Erhan sırıttı.
"Ayaz götüne sokacakmışsın." dedi Erhan telefonu kulağına götürüp, ardından biraz durdu. "Aferin, anladın sonunda. Kapat bakalım. Görüşürüz."
Büyük alandan çıkıp arabalarına ilerlerken biraz daha rahatladı. Cebinden sigarasını çıkarıp filtreyi dudaklarının arasına sıkıştırırken arabaların önüne geldiklerinde durdular. Buraya geldiklerinde iki tane araba kiralamışlardı, iki gün için.
"Eee şimdi ne yapıyoruz?" dedi Bulut montunun fermuarını çekerken. Kerem sigaranın ucunu tutuşturdu ve derin soluk çekip çakmağı sallayarak cebine koydu.
"Sevgilimin başarısını kutlamak için bir yemek yiyelim, sonra da otele dağılırız." dediğinde kimse buna itiraz etmedi. Herkes bir sigara çıkarıp yakarken bir tek Arda eli cebinde soğuğa karşı savaşıyordu.
"Keşke hepimiz gelmeseydik, birkaç kişi mekanda kalsaydı." dedi Turgay sigarasını içerken, burayı pek sevmiş gibi değildi.
"Biraz değişiklik olur diye gelmenizi istedim. Sürekli aynı mekan, aynı ev." diye yanıtladı Asef arabaya yaslanırken.
"Mükemmel oldu." dedi Bulut, o böyle değişiklikleri seviyordu.
Kerem sessizce sigarasını içerken gözleri Erhan'a kaydı, sürekli telefonun ekranını açıp bakıyordu ve ardından geri kapatıyordu. Niye saate bu kadar baktığını anlayamamıştı.
"Hadi arabalara," dedi Kerem yarısına gelmiş sigarasını yere atarken. Hepsi kafasını salladı. Asef ve Erhan kendi sürdüğü arabaya binerken diğerleri de Bulut'un arabasına ilerledi.
Kerem tam motoru çalıştıracağı sırada Arda'nın arabadan geri indiğini gördü, rüzgar artmışken taktığı hırka boynunda sallanırken kendilerine doğru ilerledi. Kapıyı açıp arkaya bindiğinde Erhan biraz yana kayıp ona yer açtı ve bakışlarını ona çevirdi.
"Noldu?" diye sordu Asef hemen yanında. Arda kapıyı çekip kıpkırmızı olmuş yanağı ile Erhan'a kaçamak bir bakış attı ve ardından Asef'e döndü.
"Turgay abi bana bulaşıyor, sinirim bozuluyor." dediğinde geçerli bir sebep olduğuna kanaat getiren Kerem motoru çalıştırdı.
Erhan sesini çıkarmadan otururken Arda atkısını çıkarıp kenara koydu.
"Aşkım," dedi Asef kendisine dönerken. Bakışlarını ona yöneltti, öyle güzel duruyordu ki bir an içi titredi.
"Söyle hayatımın anlamı." dediğinde Asef gülümsedi ama biraz tedirgin duruyordu.
"Şimdi yarında buradayız ya, benim buradan bir arkadaşım var yarışmada birinciliğimi duyduğu için kutlamak istiyormuş. Yarın öğleden sonra onunla buluşacağım." Kerem'in yüzündeki gülümseme asılı kalırken sevgilisine döndü.
"Sen karar vermişsin zaten neden soruyorsun?" ondan izin almadığını vurgularken. Asef sinir bozucu bir şekilde gülümsedi.
"Evet, haberin olsun dedim." Kerem daha çok sinirlendi.
"Öyle cins cins gülme elimin tersiyle ağzının ortasına vururum Asef." sert sesiyle konuştuğunda Asef kafasını salladı dalga geçer gibi.
"Aynen, benim elim armut topluyor zaten." artık kendi laflarını pek ciddiye almıyordu.
"Çok şımarıksın." önüne dönerken sinirle mırıldandı.
"Kerem bir başarı aldım ve mutluyum. Neden burnumdan getiriyorsun bunu?"
"Çünkü dalga geçer gibi konuşuyorsun, izin alıp gitmeyeceksen bile böyle yapma." alyanslı eliyle direksiyonu çevirirken.
"Tamam, en doğru sensin." dediğinde Kerem 'haydaaa" diye yükseldi. Dikiz aynasında dışarı bakan Erhan'a döndü.
"Erhan haksız mıyım ben?" diye sorduğunda arkadaşı bakışlarını çevirdi.
"Ben karışmam." dedi direkt, Asef'in gazabından korkuyordu.
"Tamam Kerem, bir şey demiyorum. Hadi." dedi Asef koltuğa yaslanırken.
"Tavır alma Asef, git nereye gideceksen."
"Zaten gideceğim, mal." dediğinde tövbe estağfurullah diye mırıldandı.
Erhan ve Arda sessizce onları izlerken göz göze geldikleri an bakışlarını çeviriyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Ficção Adolescente[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...