83- BAKMA

18.6K 1.9K 1K
                                    

Kahvaltıdan sonra herkes kendi haline dağılmıştı, çoğunluk salonda oturuyordu. Direkt olarak Kerem'in yanına geçip kolunun arasına girdi. En güvende hissettiği yer burasıydı.

Sevgilisinin omzundan sarkan eliyle yavaş yavaş oynarken diğer yandan da bakışlarını açık olan televizyona yöneltmişti. Televizyonda oynayan program pek ilgisini çekmese bile şu an o kadar mayışmıştı ki istemsizce gözleri oraya dalmıştı.

"Karşı apartmandaki Kadriye teyze var ya, hani geçen gece avazı çıktığı kadar bağırıyordu. İşte o gün kocası ile kavga etmiş." Turgay ve Bulut pencerenin kenarında oturmuş dedikodu yapıyordu, istemsizce boş bakan gözleri onlara takıldı. Dudaklarının kenarı kıvrıldı, birbirlerine yakışıyorlardı.

"Sen nereden öğrendin?" dedi kahvesini yudumlarken.

"Geçen sabah okula giderken karşı balkondan birine anlatıyordu, Arda'ya dur biraz dinleyelim dedim ama derse geç kalacağım dedi. Yoksa durur dinlerdim sebeplerinide öğrenirdim." Turgay hevesli hevesli konuşuyordu, Arda'ya bir yerde hafif kızdığı ses tonundan bile belli oluyordu.

O sırada mutfaktan salona giren bedene kaçamak bakışlar attı, Yasef elinde bir kupa bardağı gelmiş koltuğa oturmuştu. İlk başta gözleri birbirine değmiyorken saniyeler sonra Yasef bakışlarını çevirdi.

Ani yakalanmanın etkisi ile gözlerini kaçıracakken, Yasef dudaklarına götürdüğü bardağın içindeki şeyi içmeden önce hafifçe gülümsedi, yakalandığı için dalga geçici bir gülüştü.

"Yasef," dedi Kerem birden, Asef istemeden gerildi. "Birazdan Turgay ile çıkacağım, sen Asef ile mekana git anahtarlar sende zaten. Asef masalara falan baksın, düzeni en iyi o yapar."

Asef'in istemsizce kaşları çatıldı, itiraz etmek için dudaklarını araladı ki karşısındaki çocuk rahatsızca kıpırdandı.

"Yavrum benim işim var, anahtarı Asef'e veririm o gider bakar." dedi, işi var mıydı yok muydu bilmiyordu ama bahane gibi gelmişti. Elindeki bardağı kenara indirdi.

"İyi, bebeğim sen gidip bakarsın. İşin yoksa orada dur, bizde geliriz." Kerem kendisine bakıp konuştu, sadece gözlerini çevirip sevgilisine baktı. Kerem onun bu tatlı haline gülümseyip burnuna ufak bir öpücük kondurdu.

"Tamam, ben mekanda beklerim. Masaları kendi zevkime göre ayarlarım." dediğinde sevgilisi kafasını salladı.

"Olur." dedi ve o sırada telefonu çalınca mecburen kollarını çekti. Asef sıcak kollardan ayrılınca oturuşunu düzeltti ve bedenini dikleştirdi.

Kerem hemen yanında telefonu açmış konuşmaya başladığında bakışları Yasef'i buldu, kendisini öyle izliyordu ki istemsizce gözlerini kaçırdı. Gözleri  Bulut'a değdiğinde ikisine baktığını görünce daha da panik yaptı ve telefonunu çıkardı.

Onun sohbet kısmına girip parmaklarini gergince klavyede gezdirdi.

Asef: Ne bakıyorsun öyle?

Bir süre durdu, yüzüne bakmak istemiyordu. Gördüğü kadarıyla cebinden telefonu çıkarıp mesajı okuduğunu gördü, zaten saniyeler sonra yazıyor yazısı döndü.

Yasef: Özlemişim

Asef mesajı kavramak için birkaç defa okudu, her okuduğunda vücudu daha da alev aldı. Yutkundu, kaşları çatıldı.

Asef: Düzgün konuş.

Yasef: Gözlerime baksana, biraz izleyip gideceğim zaten.

Asef: Bakmam, şimdi git

Yasef: Olmaz

Asef: Yanımda Kerem var, utanmıyor musun amk?

Asef: Ne yapamaya çalışıyorsun?

Yasef: Ahahahahahahahah

Yasef: Hiçbir şey yapmıyorum Yasef

Asef: Yasef sensin

Yasef: Bebek gibi bakma ekrana

Asef: Yasef harbiden siktir git bakma bana

Yasef: İki dakika daha izlesem?

Asef: Olmaz, git

Yasef: Tamam otuz saniye

Asef: Hiç bakma

Yasef: Peki

Saniyeler sonra Yasef ayaklandı, istemsizce gözlerini çevirdi. Kendisine bakmıyordu.

"Yavrum ben gidiyorum, anahtarı girişe bırakırım. Akşama da mekanda olurum." dedi, ses tonu aşırı sakindi.

"Tamamdır." dedi Kerem telefonla konuşurken.

Yasef diğerlerine selam verip çıkarken bir daha kendine bakmadı. Bir dakika sonra ise kapının açılma ve kapanma sesi duyuldu.

Asef içindeki sıkıntı ile geriye yaslanırken kendisine bakan Bulut'a göz ucuyla bakıp önüne döndü.

Ağlayacak kadar kötü hissediyordu.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin