66- ASEF'İN KISKANÇLIĞI

22.6K 2.2K 919
                                    

Bulut: Kerem'in eline ne oldu?

Asef: Artistlik yaptı kolunu kırdım.

Bulut: Güldürme

Bulut: Ne oldu?

Asef: Bilmiyorum, kavga etmiş sanırım.

Asef karşısındaki genç mimiklerinden bir şey anlamasın diye sadece ekrana bakıyordu, baş parmağı ile dudağının kenarını kaşıyıp onun yazmasını bekledi.

Bulut: Eminim bilmiyorsundur.

Bulut: Ama neyse, demek özel bir şey. Anlatma.

Bulut: Zaten sizin ilişkinize sıçayım bir daha karışmam.

Asef yazdığı son mesaja istemsizce güldü, hem öğrenmek istiyordu hem de geçen yaşanan olaydan dolayı uzak durmak daha mantıklı geliyordu onun için.

Ona ne olduğunu anlatmak isterdi ama bu Kerem ile yaşadığı duygu durumu ya da ikisine özel bir olay değildi. Kerem'in özelini izinsiz en yakın arkadaşı bile olsa başka birine anlatmayacaktı.

"Neye gülüyorsun?" dibinde oturan Kerem'in sesi geldiğinde irkildi, kafasını çevirip ona baktı.

Eli sargıdaydı, sadece çatlamıştı ve gün içinde ağrı kesici içtiği sürece acımıyordu. Öyle ki şimdi sargılı olan elinin parmaklarının arasına sigara koymuş yavaş yavaş içiyordu.

"Hiç, komik bir şey gördüm." dedi, aslında Bulut ile konuştuğunu çok rahat bir şekilde söyleyebilirdi ama Kerem bu takıntılı kıskançlığından dolayı kendisine öyle bakışlar atıyordu ki otomatik olarak saklama ihtiyacı duyuyordu.

Kimseye bu derece hesap vermeye alışık değildi ve Kerem'in şimdiki hali bunun tersi olacağını açıklıyordu. Kendisi de aşırı kıskançtı ama artık yanındaki adamın kıskançlığı başka bir seviyeye gelmişti.

Kerem yüzüne ters ters baksada bir şey demeden önüne döndü. Kendi yaşadıklarını anlattıktan sonra kolayca o ruh halinden çıkabilmişti, yıllardır bu rolü yapmaya alıştığı için kendisi zorlanmıyordu ama Asef ona her baktığında 'dokundular' deyip diz çökerek ağlamasını unutamıyordu.

Sadece sevdiği adamı daha kötü etmemek için unutmuş rolü yapıyordu.

"Kardeşim meyve getireyim mi sana?" diye sordu Turgay, Kerem'in eli sargıda olduğu için peşinde civciv gibi gezip onu iyi etmeye çalışıyordu.

"Yok bebeğim, teşekkür ederim." dedi Kerem sakince. Ardından sigarasının külünü küllüğe koymak için gözleriyle etrafı taradı. Bulamadığında diğer avucunu açıp sigaranın ucuna iki kere vurdu ve külü düşürdü.

"Arda buraya gelmeden Kerem abine bir küllük getirir misin?" mutfağa uykulu uykulu giren kardeşini gördüğünde kısa bir ricada bulundu.

Arda gözlerini ovup kafasını sallayarak tezgaha ilerledi ama uykusundan dolayı sarsak yürüyordu, o an herkes sebepsizce onu izliyordu. Arda kendisini izleyenlerin farkında olmadan küllüğü alıp masaya getirdiğinde yanındaki adam dudaklarının kenarı kıvrılmış biçimde ona baktı.

"Teşekkür ederim kardeşim." dedi önüne konulan siyah küllük ile. Arda gülümsemeye çalıştı.

"Rica ederim."

Kerem avucundaki külü oraya koyarken Arda ise sandalyede oturan Erhan'ın yanına gitti. Bir bacağın onun dizinin üzerinden geçirip yana attıktan sonra yüz yüze gelecek şekilde kucağına oturdu. Kollarını sımsıkı sarıp yüzünü yan çevirerek yanağını omzuna yasladı ve gözlerini kapattı.

"Uyanalı üç dakika oldu Arda." dedi Erhan dediklerine zıt bir şekilde sırtın hafifçe okşayıp onu daha çok kendine çekerken.

Arda konuşmadı, anında uykuya dalmıştı bile.

"Elalemin sevgilisi ne güzel, yeriymiş gibi kucağını bulup direkt orada uyuyor." Kerem'in imalı gibi söylediği sözler ile kaşlarını çatıp ağır ağır ona döndü. Kerem sadece önüne bakıyordu.

"Senin sevgilinde ne varmış?"

"Öylesine söyledim." dedi Kerem sakince, hiç öyle söylemişe benzemiyor gibiydi.

"Kucağına mı gelmemi istiyorsun?" Asef ona aldırmadan sordu. Kerem kafasını yana eğdi.

"Yok canıım." dedi son iki heceyi uzatırken.

Asef birkaç saniye yüzüne baktı ve ardından ayağa kalktı. Kerem gülmemeye çalışarak ona bakıyordu, Asef onun masaya yasladığı kollarını çekip uzun bacağın bir kenara atıp kucağına oturdu.

Tam aletinin üstüne yerleşirken hiç kimseyi umursamadan ona sıkıca sarıldı. Normalde olsa böyle bir şey yapmazdı ama çok çabuk gaza geliyordu, Kerem başka birini övdüğünde sanki babası sınıfın çalışkan çocuğunu yanında övmüş gibi hissetmişti.

"Asef'i ilk defa böyle görüyorum, on yıl yaşlanmış gibi geldi." dedi Erhan gülerek, Kerem'de ona güldü. Şu an ikisininde kucağında sevgilileri oturuyordu.

Kerem sigarasını söndürüp bacaklarından tuttu ve kendisine daha çok çekti. Boyuna sıkı sıkı iki öpücük kondurup kafasından bastırdı ve omzuna yatırdı.

"Bebeğim benim," diye mırıldandı sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde. Asef gözlerini kapatıp öylece durdu, kucakta oturmak gerçekten çok rahattı.

"Özür dilerim." dedi ardından içten bir sesle, ne için özür dilediğini bile anlamamıştı. Kaşlarını çattı.

Ona sormak istiyordu ama boynunu sıkı sıkı öpen dudaklar nedense bu özürün nedenini açıklamayacak gibiydi.

Şimdilik.

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin