Hayatındaki en mutsuz doğum gününü geçiyor olabilirdi.
Aslında mutsuz denilmesede huysuz.
Elini sıkı sıkı tutan gence baktı, sanki kaçıp gitmesine mani olmak için bu kadar sıkı tutuyordu. Zaten o tutmasa Asef anlık gelen duygu yoğunluğu ile çoktan masayı terk etmiş olurdu.
Pastasını kızarmış gözleri ile kesmiş, mumu kinle üflemiş ama dileğini en çocuksu ruhuyla 'artık Kerem ile mutlu olalım' diye dilemişti.
Artık mutlu olmak istiyordu. Ayrı ayrı değil, beraber.
"Erhan biraz önce işten çıkmış, mesaisi varmış." Arda dakikalardır baktığı telefonu kenara indirirken üzgünce mırıldandı. "O da gelsin yemeğini yesin öyle dağılalım."
"Geldiğini görelim, biz Asef ile çıkarız siz devam edersiniz." dedi Kerem yemeğini sargılı eliyle zorla yerken, diğerini el ele tutuştuğu için kullanamıyordu. Asef o an umursamadı.
"Nereye gideceğiz? Bu seferde beni bir yerlerden atmaya kalkışma." yan profiline baktığı sevgilisine laf sokar gibi cevap verince Kerem ona hiç dönmeden yemeğini yemeye devam etti.
"Eğer izin verirsen sana bir sürprizim daha var." diye cevap verdi yüzüne bakmadan.
"Korkuyorum." aslında korkudan eser yoktu yüreğinde, sadece günlerin acısını çıkarıyordu.
Kerem bir şey diyemedi, baş parmağı ile elini hafifçe okşadı.
O sırada Asef geriye yaslandı, ne laf sokarsa soksun cevap vermiyordu. Bu da çok eğlenceli olmuyordu. Cevap verse de eğlenceli olmayacaktı. Bugün hiçbir şey eğlenceli değildi!
Sandalye çekilme sesi geldiğinde yanına yaklaşan Bulut'u fark etti, yüz ifadesi kalabalık ortamda yapılan arkadaş dedikodusu başlangıcı gibi duruyordu. İstemsizce yaklaştı ona.
"Sen iyice bebek oldun." dedi sevimli bir gülümseme ile, daha doğrusu kimse olmasa kendisini mıncıklayarak sevecek bir şekilde. Sesi sadece kendisinin duyabileceği seviyedeydi.
"Ne alakası var?" yine huysuzca mırıldandığında Bulut istemsizce güldü. O an ses tonunun bile çocuk gibi olduğunu fark etti.
"Ne fark ettim biliyor musun?" dedi Bulut o dediğine cevap vermeden. Biraz daha yaklaştı merakla.
"Kerem sugar daddy gibi oldu, senin babacığın yani." Asef kaşlarını çattı.
"Aynı yaştayız amına koyayım, yıkık dökük binada yaşadığımız sevgilimden mi bahsediyorsun? Film mi çekiyoruz?" diye mırıldandı istemsizce, ardından gözleri siyah gömlekli sevdiğine değdi. Turgay ile muhabbet ediyordu.
"Normalde böyle şeyler demem ama bugün fark ettim. Kerem acayip değişmiş ve bu değişimi yeni görüyorum ben." Bulut bunu dediğinde daha çok şaşırdı Asef, değiştiği her türlü belli oluyordu yeni mi fark etmişti?
"Senin gözlerin kör olmuş o zaman, Kerem'in aynı kalan tek şeyi ismi." bu sefer gözleri ellerine takıldı. Kerem'in eli kendi eline göre biraz daha esmerdi. Ve daha kemikli.
"Yok, önceden de fark ediyordum ama üç gündür şu planları yaparken daha çok dikkatimi çekti. Ve Allah yardımcın olsun çünkü aşırı kıskanç, aşırı hemde." evet bunun farkındaydı ama Bulut'un neden üstüne basarak bunu söylediğini anlamamıştı.
"Nereden anladın?" diye sordu isremsizce.
"Pastaya ismini yazdırmak istedim, o da böyle antin kuntin işleri sevmesede tamam dedi. Pasta ayarlamaya gittiğimizde öyle aramızda muhabbet ettik, sonra pastacı 'beyefendinin adı nedir?' sordu yazıyı yazmak için. Kerem çocuğa kitlendi 'ne yapacaksın adını?' diye soruyor. Nerede olduğunu unuttu iki dakikada." Asef gözlerini irileştirerek arkadaşına baktı.
"Yok be?" o kadar da değildir.
Bulut hiçbir tepki vermeden yüzüne baktığında o kadar olduğunu anladı. İstemsizce kaşları çatıldı.
Ne yapacaktı bu adamın kıskançlığı ile? Kendiside kıskançtı ama bu derece değildi. Sanırım.
"Erhan geldi." Arda'nın mutlu çıkan sesiyle ikiside dedikodu modundan ayrıldı. Kerem omzunun üstünden dönüp baktığında ilk onun yüzüne baktı, ardından arkasını dönüp saniyelik olarak arkaya baktı.
Erhan'ı görünce içi ısınmıştı, gerçek anlamda kendisini güvende hissetmesine sebep oluyordu bu çocuk. Erhan'ın gözleri gözlerine değdiğinde gülümsedi. Yanına yaklaştığında Kerem'in elini bıraktı.
Elleri uzun süredir iç içe olduğu için aşırı sıcaklamıştı ama umursamadı. Erhan yanına geldiği anda kendisine sarıldı.
"İyi ki doğmuşsun." dediğinde Asef ona sıkıca sarıldı. Kollarının arasındaki beden afallasada saniyeler sonra o da ayak uydurdu.
"Teşekkür ederim." diye mırıldandı. Erhan boynunu öptüğünde kendiside ona karşılık verdi.
Birbirlerinden ayrıldıklarında tüm masanın kendilerine baktığını fark etti. İstemsizce Kerem'e döndü, Kerem gülümseyerek Erhan'a bakıyordu.
Yerine oturduğu anda yine elinden sıkıca tutulsada aldırmadan Bulut'a yaklaştı.
"Erhan'dan kıskanmadı?" diye sordu, kıskanmasını istemiyordu elbette ama değişik gelmişti.
"Erhan oğlum o, çocuğun önünde soyunsak kafasını çevirip başka yöne bakar." evet bunu haklı bulmuştu. Yeniden önüne dönerken birden Kerem ayaklandı.
"Neyse biz gidiyoruz o zaman." kafasını kaldırıp saçları dağınık çocuğun yüzüne baktı.
"Nereye?" diye sorduğunda Kerem dönüp gülümsedi ve onu zarifçe kaldırdı.
"Söyleyeceğim." dediğinde zorluk çıkarmadan ayağa kalktı.
"Dikkat edin birbirinize." Yasef'in sesi geldiğinde Asef istemsizce sinirlendi.
"Sen konuşma." dediğinde çocuk yine kahkaha attı. Joker gibi ölürken bile gülerek gidecekti sanırım bu çocuk.
"Ederiz, hadi yürü yavrum." dedi elini bırakmadan.
Mekanda kendilerine dönen, bazı ayıplayan bakışları umursamadılar. Her şey o kadar karışıktı ki homofobik insanlar hayatlarında hiçbir yer kaplamıyordu şu an. Kendi nefretlerinde boğulmaları için nefret denizinde terk etmişlerdi onları.
"Üstüm çok kötü, bari eve gidip giyineyim?" dedi Asef bir adım önden giden sevdiğine bakarken.
"Gerek yok bebeğim."neden gerek olmadığını soracaktı ki mekanın çıkışına gelmişlerdi.
Kerem nereye gideceğini bilirmiş gibi yürümeye başlayınca onu takip etti. Akşamın serinliği ince üstüne vururken biraz titredi. Yolları bir karavanın önüne geldiklerinde son bulmuştu.
Asef önündeki büyük karavana baktı, ardından kendisini izleyen sevgilisine döndü.
"Bir hafta kadar buralardan, şehirden uzaklaşacağız. Her şeyi hallettim ben, işlerini de." diye açıklama yaptı.
Asef yeniden karavana döndü, isremsizce gülümsedi çünkü Kerem'in yıllar önceki hayalini gerçekleştirebileceklerdi.
Geç bile olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERNWEH
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Bölümler kısadır. Bu kitaba başlamak için No:31 kitabında "K-A" bölümlerini okumanız yeterli... "Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş." Asef öyle...