TANITIM

123K 2.9K 1.5K
                                    

Asef arabayı park ederken etrafına bakındı, sanki bu park yeri kendisine aitti çünkü ne zaman bu mahalleye gelse bu park yeri boş oluyordu. Sigarasını dudaklarının arasına alıp dikiz aynasından arkaya baktı, yavaş yavaş küçük araya girdikten sonra direksiyonu çevirip sağına soluna baktı. Sigara dumanı gözlerine akın ettiğinde yüzünü buruşturarak gözlerini kıstı ve ortalarına gelmiş olduğu sigarayı parmaklarının arasına aldı.

Arabanın motorunu kapatıp anahtarı eline aldıktan sonra kapıyı açtı, çıkmadan önce sigara paketini ve telefonunu yan koltuktan alıp arabadan indiğinde kapıyı kapattı ve sigaranın ucuna vurup külünün düşmesini sağladı.

"Arda bundan sonra sana bulaşan olursa direkt benim adımı veriyorsun." tanıdık sesle arkasını döndüğünde karşı kaldırımdan yürüyen Turgay ve Arda'yı gördü. Muhtemelen okuldan geliyorlardı. Herkes mezun olurken Turgay altta kalan dersleri yüzünden bir dönem daha uzatmıştı. Arda'nın ise zaten son senesiydi.

"Kapıda gördüğün çocuk bana bulaşmıyordu, not istedi. Lise mi orası?" Arda huysuzca konuştuğunda gülümsedi. İki gündür görmüyordu onları ve çok özlemişti.

"Uzaktan seni köşeye sıkıştırmış gibi görünüyordu. İki metre boyu var, civciv gibi kalmıştın yanında." Turgay sigarasından bir duman çekerken gözleri Asef ile buluştu. Pek bir tepki vermedi, çenesinin ucuyla Arda'ya kendisini gösterdi. "Abin gelmiş."

Arda gözlerini ilk ona sonra da etrafına bakarak kendisine çevirdiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Asef yanına yürüyen küçük kardeşine eşlik etti ve yolun ortasında buluşunca onu sıkıca sardı.

"Hoş geldin abi, hani yarın gelecektin?" diye sordu Arda geri çekilirken. Eskiden sürekli bir arada oldukları için şimdi iki gün ayrı kalınca acayip derecede özlüyorlardı birbirlerini.

"İşim erkenden bitti, yapacak bir şey bulamadım bari akşama kadar burada durayım dedim."

Kısa boylu çocuk kafasını sallarken Asef kaldırımda adımlarını durdurmuş sigara içen Turgay'a bir bakış atıp yanına ilerledi. Turgay ise apartmana doğru yürüdü.

"Hoş geldin." dedi apartmandan içeri girerken. Hiçbir zaman acayip derecede yakın olmamışlardı Turgay ile ama o' gittikten sonra daha da uzaklaşmışlardı.

"Hoş buldum." telefonu ve sigarasını cebine koyarken kardeşine kolunu dolayıp apartmandan içeri girdi. Turgay önde, ikisi arkada ikinci kata çıkarken kapının önünde durdular. Turgay anahtarını çıkarıp zile basınca Asef gözlerini devirdi, Bulut'u deli etmeyi seviyordu ama çocuk bir kızıncada kedi gibi oluyordu.

"Orospu çocuğu Turgay." kapının ardından söylene söylene gelen Bulut'u duyunca sırıttı. Kapı saniyeler sonra açıldığında Bulut siyah tişört, gri eşofman ile karşılarında duruyordu.

"O anahtarı bir gün götüne sokacağım bekle sen." dediğinde Turgay ona aldırmadan yanağından öpüp içeri ilerledi. O ayakkabısını çıkarırken Bulut kendisini fark edince büyükçe gülümsedi.

"Broo hoş geldin."

"Hoş buldum." dedi sakin bir sesle ve Arda ile beraber kapıya ilerleyip içeri girdi. Kapıda ayakkabı birikmesin diye hepsi dışarıda çıkarıyordu ayakkabılarını.

"Sen geldiysen pizza siparişlerini iptal ediyorum, akşama köfte yaparsın bize." dedi Bulut, her gün pizza yemekten sıkılmıştı.

"Geri mi gitsem ne yapsam..." ne zaman gelse kendisini köfte yaparken buluyordu. Gülerek söylediği şeye Bulut kapıyı kapatarak cevap verdi.

"Tamam lan yapma, dur biraz özledim."

"Yaparım yaparım tamam." Asef öyle sakin konuşuyordu ki Arda her defasında onu dinlerken mayışıyor ve güvende hissediyordu.

Hep beraber içeri geçtiklerinde Turgay'ın bir koltuğa boydan boya yayılmış telefonla oynadığını gördü. Ona aldırmadan diğer koltuğa geçip oturdu, Arda üstünü çıkarmaya girerken Bulut tekli koltuğa geçti.

"Sonat gelecek mi?" diye sordu telefonunu eline alırken, tam ağzını açmıştı ki Turgay'ın sesi duyuldu.

"Sana ne amına koyayım?" sinirinin sebebi belliydi, Bulut ona ters ters bakarken Asef ona aldırmadan sakince cevap verdi.

"Yok, iki gün sonra berbaer geliriz."

"Anladım, gelsin gelsin." dedi Bulut yıllardır kapanmayan kavganın siniriyle. Turgay ile sürekli bu konu yüzünden kavga ediyorlardı.

Birkaç saat öylece konuştular, Turgay arada bir sohbete katılıyordu. Konu Sonat olmadığı sürece daha sakin oluyordu, insan gibi konuşuyordu.

Asef mutfağa geçip bir sigara yaktı, bu sefer hepsi mutfağa toplanmıştı çünkü biri yemek yaparken onunla sohbet etmek hoşlarına gidiyordu. Bu yemek yapan kişi hep Asef oluyordu ama bu önemli bir ayrıntı değildi onlar için.

"Yakında işe başlayacağım akrabanın şirketinde." dedi Bulut sigarasını içerken. Okulu bittikten sonra hiçbir yerde çalışmamıştı ama artık canı sıkılıyordu.

"Daha iyi olur senin için." Asef sigaranın ucuna vurup külün küllüğe dusmesini sağlarken mırıldandı.

O sırada açılan ve hemen ardından kapanan kapının sesiyle Erhan'ın geldiğini anladılar. Hepsi sohbeti kesip Erhan'ın mutfağa gelmesini beklerken içeri keyifli haliyle giren Erhan'ı gördüklerinde şaşırdılar. Her zaman sinirli dolaştıkları için bu görüntü garip gelmişti.

"Noldu lan ne sırıtıyorsun?" diye sordu Turgay telefondan kafasını kaldırıp. Erhan içeri ilerledi.

"Size güzel bir haberim var." dedi, gözleri arada bir Asef'e değiyordu.

"Neymiş?" diye merakla sordu Arda. Erhan birkaç saniye durdu ve ardından dudaklarını araladı.

"Kerem," dedi ardından herkesin yüzünde gezen gözleri sanki rastgele Asef'in yüzünde kalırmış gibi durdu. "Yakında geliyormuş."

Asef öylece durdu, ne dediğini çözmeye çalıştı.

Kerem geliyordu...

FERNWEH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin