“So be mine. And your innocence I will consume…”
Gediz'in yanında uyumak kötü bir fikirdi.
Elleri ellerimde, nefesi birkaç santim ötemdeyken uyumak; deli gibi istediğimiz halde asla dile getirmediğimiz arzularımızın eline kontrolsüz bir güç vermek demekti. Rüyalar, bazen uyanıkken deneyimlediğimiz hayattan daha gerçek olabiliyorlar. Duymaktan korkup susturduğumuz seslerin avaz avaz bağırabildiği bir dünya orası. Kapıların kilit tutmadığı, saydamlaşıp sakladığı bütün sırları arsızca açık ettiği bir dünya.
Elde edebilmek için istiyorum demen yeterli. Istediğin her şey istiyorum dediğin an senin. Bu kez korkularının değil arzularının esirisin. Kulağa hoş geliyor değil mi? Ama bu bir yanılgı. Çünkü bir şeyi kontrolsüzce istemek yıkım getirir. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıyasındır. Arzun seni bitirebilir çünkü. Arzun seni kontrol edebilir, efendin olabilir, sana istediğini yaptırabilir. Hayır diyemezsin. Itiraz edemeyecek kadar sarhoş olmuştur ruhun.
Gediz'in yanında uyumak kontrolü tamamen o arzuya teslim etmek gibi bir şeydi. Biliyorum, dışardan bakınca başarmışız gibi görünüyor. Bedenlerimize istediğini vermeyerek, birbirimize direnerek aynı yatakta sadece uyumayı başarmışız. Ama görünenin ötesinde, rüyalar aleminde ben ona yenik düşmüştüm. Orda iç içe geçen yalnızca parmaklarımız değildi. Orda bir şeyi kontrolsüzce istemek yıkım getirir miydi, umrumda değildi açıkçası.Kontrol diye bir şey yoktu. Onu istiyordum ve istemem yeterliydi. Ona dokunmak beni yerin kaç kat dibine çekerdi, cennetten ne kadar uzağa düşürürdü, umrumda değildi. Çıplak bedenlerimizi sıkıca saran siyah yılan başını omzuma koyduğunda varlığını benden bir parçaymış gibi kabul ettim. Aralanmış dudaklarımı Gediz'in dudakları tamamlarken hızlandık. Hissettiklerim o kadar yoğundu ki beni uyandırdı.
Sırtımı yatağın başlığına dayadım nefes nefese. Gediz yanımdaydı. Uyuyordu. Ona bakarken gözümün önüne gelen tek şey rüyamdaki halimizdi. Aklımdan nasıl sileceğimi bilmediğim, silmek istemediğim ama silmek zorunda olduğum o görüntü en başta kurduğum cümlenin haklılığının kanıtıydı. Evet, Gediz'in yanında uyumak kötü bir fikirdi. Hem de çok kötü bir fikirdi. Bacaklarımın arasında ilerleyen yılanı hissettiğimde kalakaldım. Kıpırdayamadım. Iki yanımda duran, çarşafa sıkı sıkı tutunan parmaklarımı oynatamadım. Yılanın dizlerimi aşıp geceliğimin altında uyluk kemiğimin üzerinde hareket edişini, gittikçe daha da yukarı çıkışını hissedebiliyordum. Çok gerçekti. Başımı geriye yasladım. Çığlık atmamak için dudaklarımı ısırdım. Yılan ilerlemeye devam ederken parmaklarım çarşafa daha sıkı sarıldı.
Sonra birden başımın altında Gediz'in yastığını hissettim. Oturma pozisyonunda değildim. Gediz uyumuyordu. Bir dirseğini yastığa dayamış yüzünde keyifli bir ifade ile beni izliyordu. Bacaklarımın arasında da bir yılan falan yoktu.
“Nasıldı?” diye sordu gamzelerini tüm cazibesiyle ortaya çıkaran bir gülümseme ile.
“Ne nasıldı?” Yerimde doğrulmaya çalıştım.
“Rüyanda benimle seviştiğini görüyordun ya, nasıldı diyorum?”
Gözlerim faltaşı gibi açıldı. Yanaklarıma hücum eden kanın, rengini tenimde belli etmemesi için çok şeyden vazgeçebilirdim. Nasıl bilebilirdi rüyamı? Soğukkanlılığımı koruyup bozuntuya vermeden bu soruyu alt edebilirdim. Ama panikleyip deli gibi inkar etme yolunu tercih ettim. Tamam, belki de bu bir tercih değildi. Daha çok refleksti. Engel olamadım.
“Ne alakası var? Allah Allah ya, ben niye rüyamda seninle… s-saçmalıyorsun. Saçma sapan konuşuyorsun sabah sabah. Hem nedir benim senden ve gamzelerinden çektiğim ya? Bir rahat verin artık. Aa.”
Ben böyle söyleyince gülümsemesi minik bir kahkahaya dönüştü. “Dün gece gelip yatağıma giren sendin farkındasın değil mi?”
“Olabilir. Ben senin yatağına girdim diye senin de benim rüyama mı girmen gerekiyordu? En azından orda karşıma çıkmayabilirsin. Ben de insanı…”
Ne dediğimi fark edince sesim azalarak yok oldu. Duydukları karşısında dişleri alt dudağının kenarını arasına aldı kısa süreli. Bu hareketini çarpık bir gülümseme takip etti.
“Ha sen gerçekten rüyanda benimle sevişiyordun?”
“Bilmiyor muydun? Ama şey dedin…”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefirin Kızı: Zuhur
FanfictionBu hikaye Sefirin Kızı dizisinin dördüncü bölüm sonrasında olacakları konu alacak. #NarGed için kelimelere ruh üflemek amacım. Hikayenin odak noktası Nare ve onun iyileşme süreci olacağı için dizide yer alan bazı yan karakterler bu versiyonda yer al...