Bölüm 15: Gediz'in Ölümü

156 6 0
                                    


Siyah ekranda yalnızca telefon sesi duyulur.
Sesli mesaj.
Beep.
Nare'yi ağız hizasında kulağında telefon ile görürüz. Yanaklarının görünen kısmı ağladığı için ıslak. Saçları dağınık. Ağlamaya devam ediyor.

"Sesini duymaya ihtiyacım var. Seni görmeye ihtiyacım var. Sana ihtiyacım var. Kalbimi söküp almışlar gibi hissediyorum. Çok acıyor. Uyanmak istiyorum. Uyanmak istiyorum. Nolur… uyanmak istiyorum."

[Jenerik girer, sessiz]

Telefonu kapatıyor. Kesik kesik alıp verdiği nefesi. Bir eli kalbine kayar. Ev hala darmadağın. Hatta artık eskiden de dağınık. Telefonu tutan eli yanına düşer. Ardından parmakları gevşeyerek telefonu bırakır. Uzak çekimde darmadağın evde tek başına Nare.

Sahne ölüm haberini ilk aldığı anla paralel, geçmişe döner. Nare şokta gibi. Ağlamıyor, konuşmuyor, hiçbir tepki vermiyor. Öylece ayakta dikiliyor, telefonu artık elinde değil yerde. Gidip kendine bir bira açıyor, koltuğa oturuyor. İlk yudumunu alıyor. Yüzü bembeyaz. Oturduğu yerde hafif hafif sallanıyor. Bira şişesini tutan elini şişeye fazlasıyla baskı uyguluyor. Sonra bakışları bir anda o dağınıklığın içinde bir şey görüyor. Gediz'in Muğla'dayken ona verdiği çiçek. Muğla kasidesi. Ezilmiş, hırpalanmış bir durumda şimdi. Nare çiçeği gördüğü an yerinden kalkıyor, çiçeğin yanına diz çöküp onu eline alıyor dikkatlice. Artık canlılığından eser kalmamış yapraklarını okşarken ağlamaya başlıyor.

[Fonda it's only a paper moon ile jenerik girer.]

Müzik eşliğinde Nare'nin yas sürecini, dağılışını görürüz. Hiçbir şey yapmadan oturup boş bir ifade ile dışarı bakışı. Ağlama krizleri. Uyku. Kabuslar. Kapalı perdeler. Ağlama krizleri. Muğla'da birlikte satın aldıkları tişört üzerinde. Bu şekilde günler geçiyor. Birlikte çekildikleri fotoğraflar yatağın üstüne saçılmış. Nare cenin pozisyonunda yatağın üzerinde, avcunda Muğla kasidesinden geriye kalanlar. Ağlama krizleri. Banyoda aynanın karşısında solgun yüzüne bakışı. Dişlerini fırçalarken ağlamaya başlayışı. Boş ilaç kutuları. Tablonun önünde saatlerce oturuşu. Ağlama krizlerine dönüşen histerik kahkahalar. Boş bira şişeleri. Gediz'in sesini duyabilmek için defalarca o son sesli mesajını dinleyişi ve her seferinde gözyaşlarını tutamayışı. Yemek yemeğe çalışırken iki üç lokmadan sonra kusmak için banyoya koşuşu. Midesinde bir türlü yemek tutamayışı. İçi fazlasıyla sütle dolu bir kase ve içinde yüzen mısır gevreği. Üst üste yığılmış bulaşıklar. Yerde hareketsiz yatan Nare.

Sonra bir gün gözleri kırmızı oyuncak arabaya takılır. (Burda müzik eko yaparak bozularak kesilir) Yerinden kalkar, ilk defa görüyormuş gibi oyuncağı eline alır. Bu an onun için tetikleyici gibidir. Fonda alçak seste Chopin duyarız. Hayal meyal gözünün önünde bazı anlar canlanır. Akın'ın arabayla oynarken yaptığı kaza, falcı kadının kırmızı arabaya dikkat et deyişi, bileğine dokunuşu ve korku dolu bakışları, rüyasında gördüğü cümleleri bizzat gerçek hayatta tekrar edişi ve Gediz'i aylar sonra gördüğü ilk gece onu arayan sesin söyledikleri. Uyanmam lazım. Sesler kafasında birbirine karışır. Uyanmam lazım. Uyuyamıyorsun. Uyanmak istiyorum. Uyanmak istiyorum. Because I can't sleep and I talk about a place that I've been to but nobody believes it exists. Hastanede gördüğü çocuğun çizimi. Elektroşok tedavisine maruz kalan biri ve o sözcük… UYAN. Deniz kenarı, kumların üzerinde yazan tek kelime: UYAN. Kasetteki sahne: Dorothy elektroşok tedavisi için sedyeye yatırılır.

Sefirin Kızı: ZuhurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin