17. Bölüm
"sizin yüzünüzden sevmek en büyük kabusum oldu…"
Sancar Akın'la konuşmaya gider hapishaneye.
Sahne Sancar hapishane koridorunda yürürken açılır. Yalnızca attığı adımlar görülür. Onu bekleyen Akın'ın ise sadece ellerini görürüz önce, beklerken masanın üzerinde ritim tutar. Sancar'ın adımları ile Akın'ın ritim tutuşu senkronize ilerlerken sonunda karşı karşıya gelirler.
•••
Nare odasında, pencere önünde düşüncelere dalmış. Aklı o iki günde. Gediz'in ona onu öpmek için yaklaştığı o anı düşünür. Kendisinin geri çekilmek yerine öpücüğü beklemesini… Büyük ağacın altında nefeslerinin öpüşmesini düşünür. Onun dudaklarına parmaklarıyla dokunduğu o anı düşünür. İlk defa böylesi bir heyecan yaşıyor Nare ve bu yüzden bilmiyor ne yapacağını. Içindeki duygularla, bu yoğun tutkuyla ne yapacağını bilmiyor.
Doğa yanına gelip dışarı çıkmayı teklif eder. Nare ancak o zaman yerinden kalkıp düşüncelerini kovalar.
•••
Akın sinsi bir gülümseme ile karşılar Sancar'ı. Sancar orda bulunmaktan rahatsız. Öfkeli. Istemeye istemeye oturur karşısına.
"O fotoğrafları senin çektirdiğini biliyorum," diyerek hemen konuya girer Sancar.
"Bildiğini biliyorum. Bilmeni ben istedim."
"Ne oyun çeviriyon lan sen?"
"Seninle konuşmak istiyordum. Ben de bu şekilde dikkatini çektim."
"O saçma sapan fotoğraflarla?"
"Saçma sapan mı?" Akın güler. "Seninle gerçekten konuşacak çok şeyimiz var."
"Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok."
"Artık Nare'ye inanıyorsun yani öyle mi?"
"Öyle. Senin nasıl aşağılık bir şerefsiz olduğunu artık biliyorum."
"Yeni bir şey öğrenmiş gibi davranıyorsun ama senin Nare'yi kovduğun gece Nare sana zaten şu an inanmayı tercih ettiğin hikayeyi anlatmamış mıydı?"
"O zaman inanmadım şimdi inanıyom oldu mu? Sana hesap mı verecem?"
"Benim aşağılık bir şerefsiz olduğumu," aşağılık bir şerefsiz kısmını tırnak içine alır havada, "kabullenmen dokuz yılını aldığına göre bana bayağı değer veriyor olmalısın."
"Veriyom veriyom sana o kadar değer veriyom ki burdan çıktığın gün gırtlağına çökecem senin."
Akın tehditle ilgilenmez bile. Yavaş yavaş asıl konuşmak istediği yere getirir konuyu.
"Nare sana yeni bir şey anlattı mı? Mesela dokuz sene boyunca nerde olduğunu, ne yaptığını, kimle olduğunu… anlattı mı?"
Akın kelimelerini dikkatli seçerek, yavaşça, kelimelerin üstüne basarak alçak bir tonda konuşur. Her bir kelimesi zehir gibi Sancar'ın damarlarına sızar.
"Ne demeye çalışıyon?"
"Bunca zaman biz… Nare ile birlikte yaşıyorduk. O, ben, Melek. Arada sırada Güven amca da uğrardı eve ama o çok yoğun çalışıyordu tabii. Çok sık gelmezdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefirin Kızı: Zuhur
FanficBu hikaye Sefirin Kızı dizisinin dördüncü bölüm sonrasında olacakları konu alacak. #NarGed için kelimelere ruh üflemek amacım. Hikayenin odak noktası Nare ve onun iyileşme süreci olacağı için dizide yer alan bazı yan karakterler bu versiyonda yer al...