"Burdayım, evimdeyim"

3.4K 137 109
                                    

Başımda korkunç bir ağrı ile uyandım. Hâlâ sersem gibiydim. Nerede olduğumu idrak edebilmek için etrafıma bakındım. Bir odadaydım ama burayı tanımıyordum. Bir elimi zonklayan başıma götürdüğümde koluma temas eden soğuk zinciri ve ağırlığını fark ettim. Kalbim kulaklarımda atmaya başladı. Bileklerimde zincirler vardı. Simsiyah, ağır, kalın zincirler… Panikle ayağa fırlayıp kapıya gitmeye çalıştığımda ise dört beş adımdan fazlasını atamadım. Ayak bileklerimde de zincirler vardı. Dört ayrı zincir…

Kabuslarımdan birine uyanmak gibiydi. Beni kollarımdan, ayaklarımdan yakalayan o siyah eller şimdi siyah zincirlerdi ve bu küçük basık odadan çıkmama izin vermiyorlardı. Bütün gücümle zincirleri sabitlendiği yerden oynatmak için zorladım. Ben zorladıkça bileklerimi saran soğuk demir tenimi kesiyordu. Acıyla inledim ama zorlamaya devam ettim.

“Kimse yok mu?!!!” diye haykırdım bir yandan. En son nerde olduğumu hatırlamaya çalıştım. Menekşe…Menekşe ile buluşmaya gitmiştim.

Konuşuyorduk. Sonra…Sonra? Sonrası yok. İçtiğim kahveyi hatırladım kendime lanet ederek. Kahretsin! Iki kere kahretsin! Menekşe bana ilaç mı vermişti? Bana bunu yapan o muydu? Akın…Akın yapmış olmalıydı bunu. Başka kim yapacaktı ki? Menekşe ona yardım mi etmişti yani? Gerçekten bunu yapmış mıydı?

Kapının ardında duyduğum ses ile geri çekildim. Birisi kapının kilidini açıyordu. Nefesimi tuttum ve içeri girecek olan kişinin kim olduğunu görmeyi bekledim. Akın'ın arsız gülümsemesini gördüğümde kusacak gibi oldum.

“Uyanmışsın.”

“Sen…sen…nasıl…”

Ağzımdaki kuruluk, bulantı, baş dönmesi, halsizlik o kadar güçlüydü ki konuşmayı ilk deneme çabam başarısız kaldı.

“Muğla'da kendine bayağı düşman edinmişsin. Onlardan biri de Sancar'ın karısı. Onu ikna etmek hiç zor olmadı biliyor musun? Artık senden nasıl nefret ediyorsa benim kim olduğumla bile ilgilenmedi. Tek istediği senin Onun kocasının hayatından çıkıp gitmendi.”

FLASHBACK
Akın ve Menekşe bir çay bahçesinde

“Eğer bana yardım edersen Nare’yi bir daha asla görmek zorunda kalmayacaksın. Kocanla mutlu mesut, içinde Nare'nin olmadığı bir hayat yaşamak istemiyor musun?”

Isteyom emme…”

“O zaman bana yardım et. Bak ben…Nare'nin-"

“O gadının nesi olduğunu merak etmiyom. Hayatımızdan gitsin, sadece bunu isteyom."

“Tamam, ben de sana bunu vaad ediyorum. Bana yardım et ve Nare sorunundan kurtul.”

“Nasıl olcek o iş?”

“Çok basit. Senden sadece Nare ile yalnız kalmanı istiyorum. Bir bahane bul, onu eve çağır. Ve içeceğine bundan kat. Hepsi bu.” Akın Menekşe’ye küçük bir şişe uzattı.

“Ne bu? Zehirleycez mi gadını?”

“Tabii ki hayır, sadece bilincinin bir süreliğine kapanmasına neden olacağız.”

Menekşe onu anlamıyormuş gibi bir bakış atınca Akın açıklama ihtiyacı duydu.

“Bayıltacağız yani. Bayılınca ben onu götüreceğim ve sen  Nare’yi Muğla'da bir daha asla görmeyeceksin.”

“Eyi emme, kimsecikler demiycek mi bu gadın nerde diye?”

“Ben Işıklı konağına bir not bırakacağım. Herkes çekip gittiğini düşünecek.”

Sefirin Kızı: ZuhurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin