10. Bölüm
"meğer ben daha önce kalbimle hiç savaşmamışım."
Nare kalbi ağzında Gediz'in bir tepki vermesini bekler. Kağıt gibi olmuştur yüzü. Hiçbir şey söylemez. Müge ve Sancar'ın arasından sıyrılıp gitmek için bahçe kapısına doğru yürür. Omuzları düşük, adımları desteksiz. Nare'nin yanından bir hayalet gibi geçer. Müge arkasından seslenir, bir etkisi olmaz.
Nare Sancar'a bakarak "Ne yaptın sen?" diye hesap sorar. Bir cevap beklemeden Gediz'in peşinden gider. Gediz önde Nare arkasında yürür yol boyunca. Gediz'e nasıl yaklaşacağını ne söyleyeceğini bilemez Nare.
Gediz sonunda bir kaldırıma çöker. Bir elini boğazına götürür nefes alamıyormuş gibi. Gözleri ıslak. Nare yanına oturur hemen. Ona dokunmak ister, dokunamaz ama sonra birden aynı anda birbirlerine yönelir bedenlerini. Gediz'in başı Nare'nin omzuna düşer usulca. Nare'nin bir eli Gediz'in sırtında, atar damarında hissettiği nefesle bütün dengeleri şaşmış bir halde hareketsiz durur. Bir şey diyemez. Ikisinin de hızla çarpan kalplerinin sesi vardır yalnızca. Konuşmazlar. Nare Gediz'i ilk defa böyle bir halde görmenin verdiği şaşkınlığı da yaşar bir yandan. Her şeye rağmen, aralarına ördükleri duvarlara rağmen birbirlerinin omzunda ağlayabiliyor olmaları onun da kavramakta güçlük çektiği bir durumdur.
Peşlerinden gelen Sancar görür onları uzaktan.
Gediz ayaklanır, ani bir kararla eve geri döner. Nare peşinden. (Sancar'ı orda dikilirken görseler de kimse bir şey demez. Yalnızca Nare suçlayarak bakar ona yanından geçerken.) Gediz eve hızlıca eşyalarını toplamak için döner. Küçük bir çanta yapar kendine. Onu durdurmaya çalışan, onunla konuşmaya çalışan Müge'ye asla bir tepki vermez. Müge onunla konuşmaya çalışır, kendini anlatmaya çalışır ama Gediz duymamakta ısrarlı. Ablasını tamamen görmezden gelir. Işini halleder halletmez de arabasına gider. Çantayı arka koltuğa atar. Nare onunla gitmek istese de içten içe gidemeyeceğini bildiğinden çaresizce Sancar'a döner.
"Gitsene peşinden. Yalnız mı bırakacaksın bu halde?"
Sancar tereddütlü, yine de dinler Nare'yi. Gediz arabaya bindikten sonra yan koltuğa oturur teklifsizce. Gediz bir şey söylemeden motoru çalıştırır. Uzaklaşırlar.
Müge gözyaşları içinde. Nare onu o halde görünce dayanamaz sarılır. Müge özür dilerim Nare, diye fısıldar hıçkırıklarının arasından. Nare sırtını sıvazlar Müge'nin acısını hissederek.
•••
Akın Muğla'dan ayrılmak zorunda kalır ve kendine yeni bir yer bulabilmek için Güven Çelebi'yi arar. Kafasında yeni bir plan vardır.
•••
Doğa ve Melek otelde, olanlardan habersiz birlikte İngilizce çalışırlar. Doğa online görüşme yapacağı danışanına bir mail yazmakla meşguldür bir yandan da. Melek birden kalemini bırakır. Mola verelim biraz, der Doğa onun bu düşünceli halini görünce. Melek başını evet anlamında sallar.
"Keşke buraya dönmeseydik," der usulca Melek. "Biz geleceğimize Gediz gelseydi. Hep birlikte Fransa'da yaşasaydık."
Doğa gülümser. Uzanıp Melek'in çenesine dokunur bir sevgi gösterme yöntemi olarak. "Sen çok mu seviyorsun Gediz'i?"
"Evet. Gediz çok komik. Çok da eğlenceli. Ayrıca ne sorarsam sorayım bana cevap veriyor. Hiç kızmıyor. Her şeyi de biliyor. Annem de hep gülüyor onun yanında. Sen de fark ettin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefirin Kızı: Zuhur
FanfictionBu hikaye Sefirin Kızı dizisinin dördüncü bölüm sonrasında olacakları konu alacak. #NarGed için kelimelere ruh üflemek amacım. Hikayenin odak noktası Nare ve onun iyileşme süreci olacağı için dizide yer alan bazı yan karakterler bu versiyonda yer al...