“If tonight lasts forever, it won’t matter if there’s no tomorrow…”
“Bana öyle hitap etmekten vazgeç,” dedi Vincent buz gibi bakışlarının gölgesiyle Giselle'in etrafını sararken.
“Neden?” Giselle Vincent'ın aksine fazlasıyla eğleniyordu. “Sana birini mi hatırlatıyor yoksa?”
Vincent cevap vermek yerine ona dik dik bakmayı sürdürdü. Giselle alaycı tavrında ısrarcı olduğunu ilan eden bir tavır takındı. Geri adım atmayarak kendisini izleyen karanlığın bakışlarından kaçmamayı tercih etti.
“Kızını mı hatırlatıyor mesela? Onun adı da Giselle'di dimi?” diye sordu cevabı bilmenin verdiği özgüvenle sırtını dikleştirirken. Vincent bu hamleden etkilenmedi.
“Benim bir kızım yok.”
“Doğru. Onu öldürdün. Teknik olarak bir kızın yok.”
“Ne istiyorsun?”
“Kaç yaşındaydı onu küvette boğduğunda? Iki? Dur bir dakika. Hah! Dört yaşındaydı. Doğru mu?”
“Gülünçsün.”
“Öldürdüğün kızından bahsetmenin nesi gülünç? Ah, pardon. Mizah anlayışının da ruhun gibi karanlık olduğunu unutmuşum bir an.”
“Bitti mi?”
“Merak ediyorum, gece başını yastığa koyduğunda ne düşünüyorsun?”
“Ne düşünüyorum biliyor musun? Hiçbir şey! Ne sanıyorsun, vicdan azabından uyuyamadığımı falan mı? Vicdan azabı çekmiyorum. Suçluluk duymuyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum.”
“Hissettiğin bir şey var aslında.”
“Neymiş?”
“Korku,” dedi Giselle tıslar gibi.
“Benim korkmak için bir nedenim yok. Her şey planladığım gibi ilerliyor. Kontrol bende. Burda tanrı benim.”
“Peki Fransa? O da planlarına dahil miydi? Profesör Sullivan?”
“Sullivan’ın bir önemi yok ki. Bunağın teki.”
“Belki. Ama bunu plânlamamıştın. Demek ki kontrol tamamen sende değil. Ön göremediğin şeyler olabiliyor. Bence bunu bir işaret olarak algılamalısın. Tren yaydan bir kere çıktı. Tekrar çıkabilir. Daha da kötüsü, kaza yapabilir.”
“Işaretlere inanmam. Endişelenecek bir durum yok. Ben adımlarımı sağlam atarım.”
“Sancar Geneva'ya gelmiş. Bildiğim kadarıyla bu da planlarında yoktu.”
“Sancar olması gereken zamanda olması gerektiği yerde.”
Vincent siyah çalışma masasının üzerindeki notu işaret etti gözleriyle. Giselle Vincent ile arasındaki mesafeyi korumaya dikkat ederek masaya yaklaşıp notu inceledi.
“Yeni bir oyun? Niye?”
“Cevabını merak ettiğim sorular var.”
“Zaten biliyorsun.”
“Emin olmam lazım.”
“Bu şekilde olmak zorunda mı? Ya beklediğin şekilde sonuçlanmazsa, bir aksilik çıkarsa?”
“Bir aksilik çıkmayacak.”
“O kadar kibirlisin ki. Sonunu kendin getireceksin.”
“Herkes kibirlidir. Kibir kötü bir şey değil.”
“Peki bu oyundan sonra onunla yüzleşecek misin?”
“Son bir oyun.”
Giselle bir şarkı mırıldanmaya başladı. Bir yandan da Vincent'ın tepkisini ölçüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefirin Kızı: Zuhur
FanficBu hikaye Sefirin Kızı dizisinin dördüncü bölüm sonrasında olacakları konu alacak. #NarGed için kelimelere ruh üflemek amacım. Hikayenin odak noktası Nare ve onun iyileşme süreci olacağı için dizide yer alan bazı yan karakterler bu versiyonda yer al...