Sahne sahilde bir elinde kırmızı kuşak ile denizi izleyen Nare/ Psyche ile açılır.
Gözleri bir süre denizde. Sonra bakışlarını indirdiği noktada denizin ayak ucuna kalp şeklinde yeşil bir deniz taşını getirdiğini görür. Taş üzerindeki kum taneleriyle parlar. Psyche sebepsizce gözlerini alamaz taştan. Yeniden denize çevirir bakışlarını. Şimdi ne yapması gerektiğini çok iyi bilen bir ifade vardır yüzünde. Bir şarkı mırıldanmaya başlar. Başta çok anlaşılmaz. Sonra sözlerini de söylemeye başlar. The Rolling Stones - Time Is On My Side.
Tam arkasında elinde Menekşe'den boşanma davası açtığına dair bir dilekçe tutan Sancar'ı görürüz. Nare ona döner. Sancar kağıdı Nare'ye verir. (Dizinin 22. Bölümü Sancar ve Nare'nin öpüştüğü sahne) Sancar Nare'ye Menekşe'den boşanacağını söyler. Sancar birden iki deniz kabuğu çıkarır Nare'nin önüne. Aynı konuşmayı yapar. Affet beni, ailem ol der sonra. Nare olmaz der. Yüzünü avuçları arasına alan Sancar'ın ellerinden çeker kendini. Gözlerinde farklı bir bakış var. Repliği olmaz, kızımı da alıp gideceğim buralardan olmasına rağmen bir türlü bu cümleyi kurmaz. Sancar'a bakar ve biraz önce mırıldandığı şarkıyı mırıldanmaya başlar yeniden. Sancar şaşkın. Nare aniden deniz kabuklarından birini kapıp Sancar'ın boynuna saplar. Sancar dizlerinin üzerine düşer. Yüzünde hala şaşkın bir ifade. Nare deniz kabuğunu sapladığı yerden çıkarır. Kumların üstünde görürüz deniz kabuğunu, kana bulanmış bir halde. Hala hayatta olan Sancar'ı öldürmek için diğer elindeki kırmızı kuşağı onun boğazına geçirir. Dizlerinin üzerinde nefes almaya çalışan Sancar. Onu kırmızı kuşakla yüzünde keyifli bir gülümseme ve dilinde şarkı ile boğuşu.
Şarkı bir virüs gibi tüm simülasyon Muğla'ya yayılır. Herkes repliklerini söylemeyi bırakıp aynı şarkıyı mırıldanmaya başlarlar. Şarkıyı söylerken şehri yakıp yıkar, önlerine çıkan onlara müdahaleye gelen görevlileri öldürürürler.
Çığlıklar yükselirken Nare aynalı odada gözlerini açar (ama gözlerini açan Psyche elbette) Önce aynalı odadaki bütün aynaları kırar. Sonra onu durdurmaya çalışanları teker teker öldürür.
Şarkıyı mırıldanmaya da devam eder bir yandan. Karşısına Sophia çıkar. Nare ona yaklaşır. Gözlerinin içine bakar ama bir şey yapmaz. Yanından geçer. Alarmlar ötmeye başlar. Bembeyaz duvarlar, koridorlar tamamen kan. Koridorlarda kırmızı alarm ışıkları yanıp sönüyor. Nare'nin elinde hala kırmızı kuşak. Vincent ofisinden çıkar. Göz göze gelirler. Nare kanlı elinde tuttuğu kırmızı kuşağı havaya kaldırıp sallar ve sorar.
NARE
Kim yazdı bu saçmalığı?
[Jenerik girer]
Ring of Fire eşliğinde sessiz Muğla sokaklarında nefes nefese koşan Nare. Neden kaçtığını görmüyoruz, sadece çok korktuğunu görüyoruz. Bir süre daha koşar ve Psyche uyanır. Yanında Gediz. Monark merkez binasındalar. Yine mi, diye sorar Gediz. Nare/ Psyche ona cevap vermek yerine başını göğsüne yaslar. Gediz de ona sarılır sessizce.
Sahne geceden bir anda gündüze geçerken Gediz yok olur. Nare yatakta yalnız yatmaktadır. Gözlerini açar. Kendi evinde artık. Gediz ile son konuşmasından sonra Işıklı konağından ayrılmış. Ama Gediz'i hep evinin çevresinde görüyor. (Onu korumak istediği için, Akın hala dışarda) Uyanıp pencereden dışarı baktığında yine kapısında, arabanın içinde uyuyan Gediz'i görür.
DIŞ. IZZY, DOĞA, SILA'NIN EVI - GÜN
Izzy ve Sıla bahçede. Önlerinde bir sürü kağıt, çizimler. Doğa yüzünü buruşturarak dışardan gelip yanlarına oturur.
SILA
Ne oldu, ne bu surat?
DOĞA
Simsiyah bir sıvı içiyorlar su diye. Az önce yine gördüm sokakta ıyyyy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sefirin Kızı: Zuhur
FanficBu hikaye Sefirin Kızı dizisinin dördüncü bölüm sonrasında olacakları konu alacak. #NarGed için kelimelere ruh üflemek amacım. Hikayenin odak noktası Nare ve onun iyileşme süreci olacağı için dizide yer alan bazı yan karakterler bu versiyonda yer al...