Birinci Bölüm: Mercury and Sulfur

154 8 14
                                    


King County, Washington

Sahne Nare'nin titreyen ellerinde açılır. Bileğinde bir dövme var. Mercury sembolü. (Alchemy. Bknz. Tria Prima) Bileğinin çevresinde izler ve kurumuş kan lekeleri. Fonda yüksek tonda hızla, panik halinde nefes alıp verişini duyarız. Açı genişlerken bir otelin lobisinde olduğunu görürüz. Saçları dağınık, üstü başı berbat bir halde. Saldırıya uğramış gibi görünüyor. Yüzünde gözyaşlarının kurumuş kana eşlik eden izleri. Lobideki kadın sıkı topuzlu, kırmızı rujlu bir kadın. Nare'ye sadece bakar. Bakışında karşı tarafın ne yapacağını merak eden bir ifade var. Nare ise tamamen dağılmış. Kayıp. Sendeleyerek otelden çıkar. Hiçbir şey hatırlamıyor. Otelin kocaman kırmızı bir bina olduğunu görürüz. Otelin isim kısmında yazılı olan: Serpentine Willow

Nare zangır zangır, otelin tam önünde, titrerken korkmuş yüzüne yakınlaşırız.

Sahne bir anda kesilerek tokalaşan Nare ve Gediz'in ellerinde yeniden açılır. Nare'nin bileğinde mercury sembolünün dövmesi, Gediz'in bileğinde sülfür sembolünün dövmesi.

Ellerini çekerlerken kamera yavaşça uzaklaşır.

NARRATOR: NARE

"Sen...hikayedeki kız değil misin?" diye sordu bana yüzünde şaşkın bir ifade ile. Gözleri her bir santimimi aklına kazımak ister gibi üzerimde dolaştı. Bakışlarının ardındaki merakla karışık heyecan duygusu onun gözlerinden bana aktı sanki. Aynı heyecanla ürperdim ama öte yandan gardımı almam gerekiyormuş gibi hissettim. Tek kaşımı kaldırdım. Meraklı gözlerinin karşısında giyindim zırhımı.

"Hikayedeki kız? Ha şu ultra zengin ahbaplarınıza sattığınız video gamelerden bahsediyorsunuz galiba. Hikayeyi bilmiyorum, affedin. Ben sadece o hikayede benden izinsiz alınan DNA'mdan yaratılan bir kopyam olduğunu biliyorum. Bunun için burdayım zaten. Davetliniz değilim. Sizi dava edeceğim. Buraya bunu söylemeye geldim."

Lafımı bitirdiğimde derin bir nefes aldım sinirimi kontrol altında tutabilmek için. Bir de belki biraz olsun sakinleşmek istemiş olabilirim. Sebebini bilmediğim bir şekilde tüm bedenimin titrediğini hissedebiliyordum. Gözleri hala bendeydi. Bu gece bu adamın karşısına dikilmek kolay olmamıştı. Leroy ailesinin herhangi bir üyesinin etrafında olabilmek için çok şeyi feda etmen gerekir çünkü. Mesela ruhunu.

Lucien Leroy, ya da bana kendini tanıttığı adıyla Gediz Işıklı, söylediklerimi algılamaya çalışır gibi kaşlarını çattı. Bense sabırsız ve öfkeliydim.

"Izinsiz alınan DNA?"

"Evet, izinsiz alınan DNA. Benim DNA'm."

"Sırf bizi dava edeceğinizin haberini vermek için zahmet edip lansmana katılmanız büyük incelik Nare hanım. Ama sizi temin ederim ki oyunlarda kimsenin DNA'sı kişisel bilgileri rıza dışı kullanılmadı, kullanılmaz da. Eğer bir sorun-"

"Size rızamın olmadığını söylüyorum anlamıyor musunuz?"

"Böyle bir şey mümkün değil."

"Yalan mı söylüyorum yani ben?"

"Şöyle yapalım. Buraya kadar gelebildiğinize göre bana nasıl ulaşacağınızı da biliyorsunuzdur diye düşünüyorum. Bana ulaşın, bu konuyla bizzat ilgileneceğime dair size söz veriyorum. Oldu mu?"

Benim aksime o son derece sakindi ve karşısındakini söylediklerinde samimi olduğuna ikna edecek bir enerjiye sahipti. Ama ben samimi olduğunu düşünmüyordum. Sadece iyi oyuncuydu. Psikoloji, davranış bilimi alanıydı sonuçta. Bu adam sizi tehdit etse, kendinizi ona teşekkür ederken bulabilirdiniz. Akıl oyunları, manipülasyon yeni dünyanın iplerini elinde tutan bir ailenin en güçlü silahı olacaktı elbette. Daha azı beklenemezdi. Ona kötücül bir bakış attım gözlerine gözlerimi dikerek.

Sefirin Kızı: ZuhurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin