Bölüm 8: Lütfen Mutlu Olduğunu Söyle Bana

168 10 0
                                    

Bodrum, 2009

Sahne güneş yeni yeni doğarken denizle açılır. Dalgaların yavaşça kıyıya vuruşu ile kamera ilerler ve bir kayalığın köşesinde 17 yaşındaki Nare'nin kumları parmakları ile kazışını izleriz. Ağlamıyor ama yanakları ıslak. Belli ki çok ağlamış öncesinde. Garip bir sakinlik ile kazmaya devam eder. Durup dinlenir sonra. Kuma bulanmış elini kaldırır havaya, güneşle arasına yerleştirir. Elinin tersi alnında, kısık gözleri ile güneşe bakar. Saçını geriye atar, bunu yaparken yüzüne bulaştırdığı kum taneleri güneşle beraber parıldar. Yakın çekimde yüzü. Başını kayaklıklara yaslar. Gözleri denizde. 

[Jenerik girer]

Nare gözlerini Gediz'in kollarında açar. Çok hızlı bir flashback alırız burda. Aniden Nare'nin gözünün önünde beliren saniyelik anlar. Bu anlar unuttukları geçmişlerinden. Gediz'e bu kadar yakın olmak, kokusuyla uyumak, ona uyanmak zihnini tetikler çünkü. Gördüğü anlar: Sahilde kumlara oturmuş denizi izlerken yanında biri olduğunu rüyasında görmüştü daha öncesinde. Fakat bu kişinin kim olduğunu görmemişti. Bu kez o kişinin Gediz olduğunu görür. Gülümsemesi ve daha önce defalarca birlikte aynı sabaha uyandıkları anlardan oluşur flashback. Nare gördüklerini anlamlandıramıyormuş gibi bakar hala uyumakta olan Gediz'e. 

Siren sesi girer. Nare trans halinden çıkmış gibi gözlerini kırpıştırıp gerinir. Onun hareketlenmesi Gediz'i de uyandırır. Nare'nin belini saran eli koltuktan düşmesin diye onu kendine çekerken Gediz günaydın diye fısıldar bir tebessüm eşliğinde. Gözleri uykulu ama mutlu. Nare de elinden olmadan ona gülümser günaydın diye karşılık verirken. Ikisi de ilk defa birlikte uyumuşlar gibi hissetmezler. Sanki hep alışık oldukları bir durumdur bu. Tanıdıklık hissi, alışkanlık, karmaşık duygularla doğrulurlar birbirlerine bakarken. 

Nare utanıp gözlerini kaçırır, dağılmış saçlarını karıştırırken. 

NARE

O zaman… ben… odama döneyim. Üstümü başımı değiştireyim. 

GEDIZ

Bi' kahve içelim öyle git.

NARE

Ha kahve diyorsun. E olur. Tamam. Içelim. 

GEDIZ

Içelim…

Ikisi de yerinde duramaz, kıpır kıpır bir halde. Kaçamak bakışlar, gülümsemeler. Beden dillerine yansıyan heyecanları. O heyecanlı sessizliği bölmeye çalışır Nare.

NARE

Bence Akın buralarda. Yakınlarda bir yerde. Sonuçta Muğla'ya dönmesinin de, sizinle uğraşmasının da sebebi benim. Ben nerede olursam orada olacak. 

GEDIZ

Bulacağız. 

Gediz kahveleri hazırlarken bir elinin parmaklarını ağrısı varmış gibi açıp kapatır, kolunu ovuşturur.

NARE

Ne oldu? Ay, benim yüzümden dimi? Üstüne yattım tabii. Noldu, tutuldu dimi? Bakayım. Kas gevşetici falan var mı ki burda? Daha tam iyileşmedin bile. Off. 

GEDIZ (telaşına gülerek)

Ya tamam, yok bir şey. Iyiyim ben. Iyi ki yatmışsın üstüme- üstüne…. kolumun. Ben şikayetçi değilim. 

Kahvesini uzatır. Gediz yüzünde halinden memnun bir gülümseme ile Nare'ye bakmakta. Kahvesini alan Nare'nin bakışları ise önünde. Onun yüzünde de bir gülümseme. Teşekkür eder sessizce. Kahvelerini birlikte içerler. 

Sefirin Kızı: ZuhurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin