Beşinci Bölüm: Tanrı Seni Duymadı, Ben Duydum

78 5 0
                                    


Bölüm geçmişten bir sahne ile açılır. Gök gürlemekte. Hava kapalı. Nare tamamen dağılmış bir halde ağaçlarla çevrili bir yerde yürüyor. Ağlamış, bitkin, yorgun, çaresiz görünüyor. Bir anda durur ve dizlerinin üzerine çöker hıçkırarak. Bir avcunun içinde jilet sakladığını görürüz parmaklarını açtığında. Bileğini kesmeye hazırlanır. Bileğinde henüz bir dövme olmadığını görürüz. Eli titrer. Gökyüzüne bakar aniden. Bakışları hayal kırıklığına uğramış gibi. Tanrıdan bir işaret beklemiş ama karşılığını alamamış gibi. Neden der gibi. Hızla nefes alarak atak geçirir gibi ağlamakta burda. Sonra durur. Tepkisizleşir tamamen. Saniyelik bir değişim bu. Bomboş bakar. Ve bakışlarını yeniden bileğinin üzerinde tuttuğu jilete indirir. Derin bir nefes alır, neredeyse hazır. Ona doğru yaklaşan birinin ayak seslerini duyarız yavaştan, çimlerin üzerinde. Bir rüzgar. Yeniden gürleyen gök. Nare'nin yüzündeki gölge karşısında birinin dikildiğini gösterir bize. Nare kafasını kaldırıp o kişiye bakar. Alıp verdiği nefesin sesi baskın. Fonda sadece bu ses. 

[Jenerik girer]

"Ne demek Ricky Ross Ray yaşıyor? Ne demek Ricky Ross Ray yaşıyor?! Hayır. Hayır sana inanmıyorum." Başımı iki yana salladım hızla. "Yalan söylüyorsun, beni burda tutabilmek için yalan söylüyorsun sen."

Benim kontrolsüzce titreyen sesime, bedenime, yerinden oynamış aklıma inat o kadar sakindi ki. Sakinliğine rağmen gözleri tepkisiz değildi ama. Orda bir duygu vardı. İnsanlık belirtisi. Beni bu şekilde görmek onu neredeyse üzüyormuş gibi. Biraz önce öyle yumuşak bir ses tonuyla bebeğim demişti ki bana, dünyada benden daha çok değer verdiği başka hiçbir şey, hiç kimse yokmuş gibi. Sadece kollarında kalmak, yaşadığım bu kabusu unutmak, ona sığınmak istedim o an. Neredeyse de o tek bir kelimeye sığdırdığı nasıl bir büyü ise, o büyüye teslim olacaktım. Onu itmek, uzak durmak neden bu kadar zordu ki? Ne kadardır tanıyordum bu adamı? Böylesine derin ve yoğun bir şeyleri birkaç günde nasıl hissedebilirdim? Fazlası vardı. Emindim. 

"Ben sana hiç yalan söylemedim," dedi usulca. Bu takındığı tavır, sanki kırılmış küçük bir çocukmuşcasına sesini sardığı masumiyet beni allak bullak ediyordu. Hangisine inanacaktım? 

"Doğruları da söylemedin. Nasıl hayatta olabilir? Nasıl, nasıl?! Elektrikli sandalyede öldü bu adam???"

"O kadar emin misin?"

Duraksadım bir an için. "Hayır, hayır kafamı karıştırmak için yapıyorsun."

Hiçbir şey söylemedi. Yine beni izliyordu. Ona dün geceyi sormaya hazırlandım tekrar ama bir müzik işgal etti zihnimi, düşüncelerimi. Chopin. (Nocturne In E-Flat Major, Op.9 No.2) Bu eserde bir şey var. Benden önce bedenimin tepki vermesine sebep olan bir şey. Kulaklarıma götürdüm ellerimi hemen. "Kim açtı bunu? Söyle kapatsınlar. Söyle kapatsınlar."

Beynimde çok keskin bir acı hissettim. Her şey bulanıklaştı. Geçmiş bir anda gözlerime üşüştü sanki. O kadar hızlıydı ki seçemiyordum bile. Biri bir tür matkapla beynimi oyuyor gibi hissediyordum. Sesini bile duyuyordum beynimin içinde. "Lütfen. Lütfen duymak istemiyorum," diye yalvarırken buldum kendimi. Gediz kulaklarıma götürdüğüm ellerimi tutup uzaklaştırdı başımdan. Çınlama. Tekrar kapatmak istedim kulaklarımı ama Gediz bırakmadı ellerimi. Alnım alnında, ellerim ellerinde gözlerimi kapattım savaşmayı birkaç saniyeliğine bırakarak. Ne kadar kolay olabilirdi aslında beynimdeki bu korkunç basınçtan kurtulmak. Milimlik uzaklıktaki dudaklara bırakabilirdim kendimi. Ne garipti. Onca soru, korkularım, yaşadıklarım, aklım, mantığım karanlığımın kaynağı olan bu adama yaklaşınca kayboluyordu. Dudaklarımız birbirine dokundu yavaşça. Bizi gördüm zihnimde. O minik dokunuş bir öpücüğe evrildi. Kafamın içinde bir uyuşukluk var gibi hissediyordum. Müzik devam ettikçe artan bir uyuşukluk. Bir anda ayrıldı dudaklarımız ve bütün enerjim aynı anda bedenimi terk etti sanki. Dizlerimin üstüne yığıldım. Ve yığıldığım an kendimi ormanlık yemyeşil bir yerde gördüm. Benimle birlikte dizlerinin üstüne yığıldı o da. 

Sefirin Kızı: ZuhurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin