Yin-Yang Havuzu

220 22 5
                                    

Yin-Yang havuzu beklediğim gibi iki tane havuzdan oluşmuyordu. Salonun ortasında küçük bir kaplıca kadar bir alan vardı. Havuz tam olarak ortadan ikiye ayrılmış gibiydi, bir tarafı tamamen alevlerle kaplı bir cehennem sahnesiyken, diğer yarısı buzlu suyla dolu bir alandı. İkimizde birbirimize baktık, Cassie'nin de bunu düşünmediği belliydi.

-Kule Sesi; Bu kaplıca Yin-Yang havuzudur, girmek için izin verilen süre başladı.

Kule sesinin onaylamasıyla bunun havuz olduğunu anladık ama çok küçük bir kaplıca değil miydi ? Tıbbi banyo için kullandığım ahşap havuzlardan sadece bir tık büyüktü. Bir iç çekerken Cassie üstünü çıkarmaya başlamıştı bile.

-Cassie; Ne ? Utanç duygusu yüzünden bir hazineyi görmezden mi geleceksin ? Az olmasına aldanma, yin-yang havuzları evrenin özünü içerir. Bir damlası bile inanılmaz derecede nadir ve değerli, bu kadar olması bile iyi bir şey.

Tekrar iç çektim ve soyunmaya başladım, bir kadın çekinmiyorsa ben neden çekineyim ki ? İkimiz tamamen çıplakken, gözlerimi ondan alamadım. Sarı uzun saçları sırtından aşağı düşerken, süt beyazı teni parlıyordu. Poposu hiçte sarkık değil, düzgün bir şekilde dururken küçük askerimin uyandığını hissettim.

Bir süredir yapmadığım aklıma gelince gerildim, boktan bi şey olmazdı değil mi ?

Cassie'nin yüzünün biraz kızardığını fark ettim ama soğukkanlılığını hala koruyordu. Yavaş yavaş dizine kadar gelen suya girdi. Suya girerken titremeye başladığını fark ettim ama dayanmaya çalışıyordu. Suyun içine oturup meditasyona başlarken, manzaranın tadını çıkardım. Biri göstermekten çekinmiyorsa, erkek olarak bakışlarımı kaçırmam kabalık olurdu.

-Cassie; Girmeyecek misin ?

-Uğur; Peki.

Suyun içine girerken tüm vücudum ısınmaya başladı. Yoğun bir enerji bedenime giriyordu. Bu taşlardan özümsediğim enerjiden çok farklıydı. Direk olarak etime, kemiklerime ve organlarıma işliyordu. Suyun ortasına geldiğimde sırtımı dönecek şekilde oturdum ve meditasyona başladım. Cassie ile sırt sırta duruyorduk.  Havuz küçük olduğu için çekilebileceğimiz bir yer yoktu. Sırtlarımız arasında neredeyse hiç mesafe yoktu.

Gözlerimi kapatırken, sıcak yang enerjisi vücudumda dolaşıyor ve tüm bedenimi besliyordu. Aç bir kurt gibi bedenim tüm enerjiyi reddetmeden emmeye başladı. Bir saat kadar geçmişti, sırtımda bir soğukluk hissettiğim de gözlerimi açtım. Cassie titremeye başlamıştı, bembeyaz  bedeni titrerken donmaya başladığını anladım. Yin enerjisi onun emebileceğinden çok fazlaydı. Böyle giderse dayanamazdı, çok iyi birisi değilim ama Cassie'ye borçluydum. Bu havuzun onun için çok önemli olduğunu biliyordum.

Geriye döndüm ve arkasına oturdum. Ellerimi sırtına koyarak çift yetiştirme kılavuzunu kullanmaya başladım. Onun fazla yin enerjisini emerken, yang enerjimi ona gönderiyordum. Titremesi gittikçe azalmaya başladı. Hala meditasyondaydı ve tam olarak ne olduğunu anlamadı ama birinin ona destek olduğunu anlamıştı. 

Bu şekilde bir kaç saat geçti, titremesi tamamen durmuştu. Etrafından emdiği yini işleyerek bana gönderiyor bende aldığım yangın bir kısmını ona gönderiyordum. İkimiz arasında dolaşan enerji daha saf ve rafineri bir şekilde birbirimize iletilirken ikimizde rahat bir şekilde enerjiyi emiyorduk ama verimi çok düşüktü. Ellerimi sırtından çekerken gözlerini açtı, omzunun üstünden bana bakarken soru sorar gibi bir hali vardı.

Parmağımı anlına dayadım ve ikili ( Çift ) yetiştirme kılavuzunu bir enerji mesajı olarak ona gönderdim.

-Uğur; Bunu kullan, tek başımıza özümseyebileceğimizden fazla enerji var. Beraber çalışmalıyız.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin