Treantların Hediyesi

174 24 8
                                    

İkinci treant ile konuşurken bir gün ve bir gece geçmişti. Anlattıklarını düşünürken ne yapacağımı bilemedim. Bu dünya benim dünyam değildi ama bu insanları yalnız bırakarak kaderlerine mahkûm etmek istemedim.

Konuşma biterken 2.Treant bir kutu çıkardı ve bana verdi.

-2.Treant; Bu bizim aile mirasımız, atamızdan kalan son yadigar olan onun çekirdeği. Kutsal bir nesne ama nesneler ne kadar kutsal veya güçlü olursa olsun kullanılmazlarsa sadece çöp olacaklar. Bunu al ve özümse, ahşap elementinde de uzman olduğunu biliyorum.

Kutuyu açmak isterken treant beni durdurdu.

-2.Treant; Açma, açtığın anda orman tanrısı onu fark edecek. Binlerce yıldır bu çekirdeği arıyor, onun için hala faydalı sonuçta dünya ağacının bir çekirdeği her ahşap canavar için çok faydalıdır.

-Uğur; Bu çok değerli ama kabul edeceğim. İhtiyacım olan bir şey ve size söz veriyorum orman tanrısını öldüreceğim.

-2.Treant; Bu söz bizim için yeterli şimdi git evlat. Burada olman dikkat çekecek, ormanı terk et ve derin okyanusa gir. Okyanus çok büyük ve deniz tanrısı bile orayı tamamen kontrol edemedi. Orada güçlen ve tekrar gel, burada kalırsan sadece kolay yakalanır ve ölürsün.

-Uğur; Bunu şuanda yapamam, orman benim için daha faydalı ve okyanus hakkında hiç bir bilgim yok.

-2.Treant; Sarayı şimdilik unut, sarayda orman tanrısı bekliyor. Onu öldürünce sarayla ne yapacaksan yap ama şimdilik lütfen oraya gitme.

-Uğur; Ama batıda hala bir savaş var, orada fark edilmem daha kolay olmaz mı ?

-2.Treant; Okyanusun anlamını bilmiyor musun genç ? Sadece batıda mı okyanus var ? Doğuya git ve kıtanın sonunu bul, orası tamamen bağımsız ve okyanus tanrısının kontrolünde değil. Arada orman tanrısı varken okyanus tanrısı orayı ele geçiremedi.

-Uğur; Neden gitmemi bu kadar çok istiyorsun ? Sadece orman tanrısı değil değil mi ?

-2.Treant; Elf imparatorluğu değişti, eskiden onlara hayrandım. 100 kıdemli ölerek tüm canlılara bir şans sundu ama şimdiki imparatorları çok bencil ve hırslı. O kazanırsa özgür olmak gibi bir şansımız olmayacak. Sen yoksan onlar bozguna uğrayacaktır ama sen varken değişkenlikler çok fazla. Orada olduğun sürece imparator yaşarsa kazanmamızın hiç bir anlamı kalmaz.

-Uğur; Ya bu sürede orman ruhu olgunlaşır ve tanrı onu yutarsa ? Büyük usta olursa şansım kalmaz.

-2.Treant; Daha 100 yıllık bir süre var.

-Uğur; Nereden biliyorsun ?

-2.Treant; Unuttun mu ? Ben bu ormanın bir parçasıyım, baharın yağmalandığı yere gittim ve oradaki ağaçlar söyledi.

-Uğur; O zaman ilk başta kuzey kalesine gitmek istiyorum.

-2.Treant; O genç kız için mi ? Sorun değil onu koruyacağız, orman tanrısı bizi yıpratmak istiyor orman canavarları saldıracaktır ama kendisi değil. Sadece canavar olacaksa bırak orada kalsın ve büyüsün, güçsüz kalırsa sadece seni geride tutar.

Dedikleri doğruydu, Kuro için en uygun ortam savaş alanlarında büyümesiydi. Bir anlık teredütten sonra bir kağıda mektup yazdım ve mühürleyip 2.Treanta verdim.

-Uğur; Umarım bunu ona ulaştırırsın.

-2.Treant; Sorun değil, kabilem şuanda toplanıyor ve bitkileri söküyor. Kuzey kalesine taşınıyoruz, orada veririm.

-Uğur; Neden güvende değil miydiniz ?

-2.Treant; Artık değil, önceden de dediğim gibi canavarlar bitki bahçemizi istiyor. Bitkilerimizi alıp güçlenmelerindense tıbbı bahçeleri hasat edip, kuzey kalesine gitmek daha mantıklı. Bütün türler arasında en güvendiğim iki klandan birisi orada ve ona güveniyorum.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin