Yeniden 2.Kitap 2/3

Ayrılık

Vadinin altında dururken şiddetli dalgalar suratıma çarpıyordu.  Dimdik akıntıya karşı direnirken enerjim ile kendimi güçlendirmedim sadece saf beden gücü ile tonlarca olan akıntıyı engellemeye çalıştım. İlk başlarda sürekli yaralandım ve bazen kemiklerim çatladı ve organlarım zarar gördü ama bu eğitimin bir parçasıydı.

...

...

Çoktan iki yıl geçmişti, akıntıya karşı dururken bedenimin güçlendiğini anlıyordum. İlk başta ayakta bile duramazken yavaş yavaş ayakta durmaya ve enerjimi çekerek bedenimi bir demir gibi döverek şekillendirmeye başladım. Bir süre sonra bunu da geçerek mızrağımı tuttum ve sayısız defa güçlü dalgalara karşı mızrağımı savurdum.

Akıntılar sadece günün 8 saati vardı ve bu sürede eğitim yaptıktan sonra bir kaç saat dinlendim ve sonra gençlere teorik dersler verirken bazen onların dövüş antrenmanına yardım ettim. Koi'ler düşündüğüm kadar zayıf değildi, ilk başta bocalasalar da gittikçe güçlenmeye başladılar. Hatta güçlenme hızları beni bile şaşırttı, bu dönemde onlara haplar vererek destekledim ve gençler güçlendi.

Misty egemen alemine geçerken, Pino ve Lou ( Genç kızlar ) imparator alemine geçti. Tuana ve Tuna adlı kardeşler güçlenerek tiran aşamasındalar. Tuana tiran aşaması zirvesine gelirken, Tuna tirana yeni geçmişti. Lisana güçlendi ama bir seviye atlamadı, usta aleminin geçmesi zordu ama bu dönemde kendi kullandığı asa sanatını güçlendirdi ve asa ile bütünleşmeyi öğrendi. 

Lisana kendi başına çalışırken asasını kullanma tarzı bana ilham verdi ve bir fikir öne sürdüm. Asa olsun, mızrak olsun veya kılıç hangi silah olduğu fark etmez sonuçta öz olarak aynı şeylerdi. Hepsi silah dao'sunun bir parçasıydı. Mızrağımı savururken yavaş yavaş bildiğim diğer teknikleri karıştırdım. Kılıcın kesme ve saplama hamlesi, hançerin kritik vuruşu veya kırbacın düzensiz hareketi olsun hepsini düşünerek mızrak sanatıma ekledim ve mızrak sanatımda büyük bir gelişme oldu.

Kendime ait bir mızrak sanatı yaratırken kurallara bağlı kalmayı reddettim ve tamamen farklı bir yol açtım. Bu gün burada son günümdü, Koi'ler biraz daha vadide kalırken ben lav ıstakozu ile savaşmayı planlıyordum. Bedenimi oldukça güçlendirdim ve akıntıya karşı dururken suyun gücünü kullanmakta ustalaşmıştım. Bedenimin gücünü denemenin en iyi yolu o canavarla tekrar savaşmaktı.

Mağarada büyük bir ziyafet verirken altı kişi bana bakarken hüzün doluydu.

-Uğur; Yarın buradan ayrılıyorum, Lav ıstakozu ile savaştıktan sonra büyük ihtimale burada kalmayacağım.

-Tuna; Usta biraz daha duramaz mısın ?

-Uğur; Maalesef, ayrılmam gerekiyor.

Daha fazla bekleyemezdim, Kuro'ya verdiğim haplar bitmiş olmalıydı ve artık sınırına yaklaşmıştı. Onun yanına gitmezsem bir felaket olabilirdi, karaya çıkacaktım ve Koi'ler için bu imkansızdı. Lisana bir usta olarak insan formuna geçip benimle gelebilir ama diğerleri ? Beş kişi yalnız kalacaktı ve Lisana asla bunu kabul etmezdi.

-Lisana; Sadece vazgeçin, bu iki yılda size büyük bir rehberlik etti ve sizi güçlendirdi. Koi'ler her zaman  zorluğa karşı yüzdü, şimdide akıntıya karşı yüzmek sizin göreviniz.

Lisana'nın gözünde tereddüttü görebiliyordum, bir şey  demek için kendini zor tutuyordu ve en sonunda gözü karalılıkla parladı. Gece boyunca içip eğlendik ve gençler yorulduktan sonra uykuya daldı. Vadinin üstünde derin akıntıya bakarken Lisana beklediğim gibi geldi.

-Uğur; Lisana ? Ne istiyorsun ?

-Lisana; Gitmek zorunda olduğunu biliyorum, büyük ihtimalle bahsettiğin eşin bekliyor.