Dünya Sarayı

146 16 0
                                    

İlerlerken dağın üstünü kaplayan saraya hayranlıkla baktım. Uçurumun üstünde kayalıklara oturan bu dağ tüm dünyaya meydan okuyor gibiydi. Tek girişi devasa zincirin üstünden ilerleyerek adaya çıkmak olan bu dağa bakarken gerçekten stratejik konumunun harika olduğunu hissettim. Sıradan birisi bu sarayı asla inşa edemezdi, şuanda bile kimse yapamazdı.

 Göksel imparatorun kendi elleriyle yaptığını anlamak mümkündü yoksa hangi canlı bu dağın zirvesine çıkıp saray inşa edebilirdi ki ? Özellikle zincirler, belki çoğu insan sadece onları sağlam birer zincir olarak gördü ama kimse bu zincir yapımında kullanılan malzemelerin aslında bir büyük usta için yapılacak silah malzemelerinden bir kaçını içerdiğini anlayamazdı. İçimden geçen hissi hemen attım, zinciri söküp demircilik için kullanmak sadece saçma bir düşünceydi.

Adaya adım attığımız anda canlı bir atmosfer bizi karşıladı, yüzlerce insan sarayın girişinde bekliyordu. Saray kapısında güçlü olduğunu fark ettiğim iki muhafız herkesi tek tek inceledi ve kanıt olarak gösterilen rozeti onayladı ve sonra içeriye girmelerine izin verdi. 

Sıra bize yaklaşırken iki muhafıza baktım..

-Şehir Lordu; Bu ikisi aynı zamanda birer kıdemli.

-Uğur; Tahmin etmiştim, 7.aşama zirve bir ustanın burada kapı beklemesi ? Gerçekten etkileyici.

-Şehir Lordu; Zirve ?

-Uğur; 8.aşamadan bir adım uzaktalar. Enerji bakımından eksikleri yok sadece anlayışları geride kalmış.

Şehir lordu derin bir nefes aldı, 8.aşama, bu dünya için bir efsane demekti. 7.aşamalar herkes tarafından saygıyla karşılanacaktı ama 8.aşama olmak demek tüm dünyada saygın bir onur konuğu ve ata olmakla aynı şeydi. Şehir lordu onlara hayranlıkla bakarken ben daha çok enerjilerini nasıl bu kadar kolay artırdıklarını merak ettim.

Kanunları anlamak kişiye kalmıştı ama aşama atlamak için gerekli enerji muazzamdı. Dış dünya ile bağlantıları çok zayıf olan sarayın nasıl kaynakları bu kadar bol olabilirdi ?

Şuanki kaynaklarımın hepsini kullansam bile sadece bir kişinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir hazine stoğum vardı. Bir çok bin yıllık bitkim olsa bile hap tarifleri için eksik parçalar çok fazlaydı yani şuanda onlar sadece işe yaramaz birer bitki olarak duruyordu.

İki muhafız ile karşı karşıya geldiğimde grubu süzdüler ve bakışları üzerimde durdu. Bir iç çektim, gücümü saklamam onlara karşı işe yaramazdı. Üçüncü gözleri yoktu  ama altın maymun soylarını buradan bile hissedebiliyordum. Benim saklama yöntemlerim, aynı şekilde Kuro'nun tekniklerini görmüşlerdi. Bu tekniklerin zayıf olmasından değildi, güçlü olmalarından kaynaklıydı.

-Muhafız; Gerçekten ilginç, sanırım sınavlar bu yıl daha ilginç olacak.

-Diğer Muhafız; Gerçekten de, söylesene siyah tilki kızı. Neden yurdundan bu kadar uzaktasın ?

-Kuro; Eşimi takip ediyorum, eşimin olduğu her yere benim için yurdumdur.

-Muhafız; İyi bir cevap, dünya ve metal elementlerinde usta olmaman ne kadar kötü yoksa öğrencim olarak seni almak isterdim.

-Diğer Muhafız; Hahahah... sakinleş kardeşim. O çoktan kendini bu velete kaptırmış.

-Muhafız; Hmm.. peki sen velet ? Neden buraya geldin ? Yaşını düşünürsek sınavlar katılamazsın.

-Uğur; Hahaha... kıdemli beni abartıyor. Ben sadece 1000 yaşından küçük bir gencim.

-Diğer Muhafız; 1000 yaşından küçük müsün ?

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin