Saray Ruhu İle Tekrar Konuşma

136 21 10
                                    

Gözlerimi açarken bir ses duymuş gibiydim ama gözlerimi açtığımda tamamen sessizlik ortama hakimdi, az önce duyduklarım bir hayal gibi geldi.

-Altın Karga; Alevlerinin boş bir kabuk olduğunu anladın, şimdi pratik ile onları güçlendirmen gerekiyor. Birinci görevin yarısında gibisin, ikinci görevini söyleyeyim belki onu yapman daha kolay olacak.

-Uğur; Dinliyorum.

-Altın Karga; Aptal bir alev şeytanının bu dünyada tanrı olarak anıldığını duydum. Tanrı ismi boş bir kalıp değil, önüne gelen kullanamaz. O canavarı öldür ve çekirdeğini sök, bu benim ikinci görevim. İki görevi bitirdiğinde üçüncüyü vereceğim.

Bir Ses; Sanırım bende katılacağım.

Ses doğru bakarken suyun dalgalanma sesleri alanı doldurdu. Aşağıdaki dala bakarken, suyun içinden çıkan devasa figüre baktım. Yeşil gözlerle bana bakarken eğlenceli bir şey bulmuş gibi bir hali vardı.

-Leviathan; O şerefsiz Cuthulhu'dan hiç haz etmedim. Şimdi gelmiş, onun bulanık soyunu taşıyan bir canavar kendine su tanrısı diyor bunu kabul edemem. Onu öldür ve onayımı direk alacaksın.

Eski bir ses kulaklarıma geldi, oldukça sakin ve yaşlı birinin sesi gibiydi.

-Dünya Ağaçı; Ben intikam veya birini öldürmeni istemiyorum, orman kıtasında yaşayanlar benim çocuklarım gibidir oraya gittiğinde düzen getir ve barış içinde yaşamalarını sağla o zaman bende seni kabul ederim.

Biraz sert ve genç bir ses daha gelince yıldırımlarla kaplı dala baktım.

-Yıldırım Serçesi; Benim bir sorunum yok, beyaz kaplanla iyi anlaştım. Görev gibi bir şey vermeyeceğim çünkü hala yetersizsin, büyük usta olduktan sonra geri gel belki sana görev veririm, başka bir şey yoksa beni rahatsız etme.

Başımı salladım, bunu hiç beklemiyordum. Leviathan, Altın Karga, Dünya ağacı ve tarafsız görünse bile Yıldırım Serçesi bana olumu bir ışık yaktı. Geri kalanlara baktığımda çoğu sessizdi, en sonunda başka bir ses duydum. Bu ses çok  baştan çıkarıcıydı, sanki sesi duyduğum anda bedenim kontrolden çıkmış gibiydi. Tereddüt ederek sesin geldiği yere baktım.

-Kyuubi; Sanırım sana bir şans vereceğim, git ve o siyah tilkiyi öldür. Çocuğumun soyundan bile gelse siyah tilkilerden haz etmem.

Siyah tilki ? Cilveli sesi zihnimi bulandırıyor ve doğru dürüst düşünmem zorlaşıyordu, bir kaç saniye sonra kimden bahsettiğini anlamam uzun sürmedi ve ona bakışlarım değişti. Ne isterlerse istesinler yapmaya çalışırdım ama kendi kurallarımı yıkmadığım sürece, şimdi gidip kadınımı mı öldürmemi istiyordu, bunu yapma şansım yoktu.

-Kyuubi; Ne yoksa bir kaç yılda ona bağlandın mı? O sadece bir sorun velet, eninde sonunda senin başına bela açacak.

-Kibirli ve Zalim bir Ses; Kekk..kekk.. ke.. işler ilginçleşiyor, bakalım ne yapacak. Ölümlü bir tilkiyi mi savunacak yoksa güç için her şeyi yapacak mı ? Kekk.kekk..ke.

Sesin geldiği yere bakmama bile gerek yoktu, Zhen Kuşundan geldiğini gözüm kapalı bile anlayabilirdim.

-Kyuubi; Karışman gereksiz, zehir.

-Zhen; Kekkke... ben görev vermiyorum seni kabul ettim bile, o küçük insanları bulamaç gibi çaresiz bırakman ve acı içinde ölmelerini izlemen oldukça hoşuma gitti. Git ve zehrimi istediğin gibi kullan, benim zehrim insan öldürmek için var, onu kullandığın sürece düşünmem gereksiz ve senin gibi biri onu acımasızca kullanacaktır. Tekniklerime gelirse, şimdilik tekniklerimi vermeyeceğim, yaratıcı ol benim küçük katilim.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin