-Çocuk; Hey dikkatli olsana !!!!!! Burada hız sınırı var !!
Bunu umursamak için vaktim yoktu. Gökyüzünde hızla uçarken vakit geçiyordu, sadece biraz dolaşmak için çıkmıştım ama vaktin bu kadar hızlı geçmesini beklemiyordum.
Hızla tarikatın girişine doğru ilerlerken etrafı inceledim. Sadece bir yüz yıl geçmişti ama dünya çok fazla değişti. Bir çok hükümet yıkılmıştı ve yerlerini tarikatlar yada aileler almıştı, güçlenen dövüş ustaları artık dünyanın gerçek egemenleriydi.
Bu rekabeti güçlendirdi ve tarikatların hepsi karanlık yerlerinden çıkarak kapılarını tüm dünyaya açtı yada açmak zorunda kaldı. Ben doğmadan önce dünya büyük bir sarsıntı geçirdi, etraftaki tüm yıldızlar kaymaya başlarken büyük depremler ve felaketler olarak dünya nüfusunun yarısının yok olmasına neden oldu. Bu felaketten sonra dünya kaosa sürüklenirken tarikatlar kendilerini gün yüzüne çıkardı ve bir çok insana yardım etti. Bir çok kişi şeytani tarikatın geri döndüğünü ve bunun onların işi olduğunu düşünse bile gerçeğin bu olmadığı anlaşıldı.
Dünyaya neler oluyor bilmiyoruz ama dünya değişti. Daha fazla aura dolarken dövüş ustası olmak için yetenekli binlerce insan doğdu hatta seviyelerin geçişleri bile kolaylaşmıştı yada en azından kitaplarda böyle yazıyor. Annemin dediğine göre eskiden dünyada sayılı egemen varken şuanda yüzlerce egemen düzeyi dövüş ustası var.
Bu güçler arası dengesizliğe neden oldu ve otoriteye aç tarikatlar diğerlerini işgal etmeye başladı. Bu savaşlara 30 yıl savaşları denmişti ama sonunda onlarda bitti, annemin emri ile tarikatımız kapılarını açtığında güçlü savaşçılar dünyaya indi ve savaşları bitirdi. Zorunlu barış anlaşmalarıyla dünya geçici bir barış dönemine girmişti. Bu dönemde bilim ve dövüş sanatları zirveye ulaştı, enerjiyi hissedebilen bilim insanları bunu kullanabilecek aletler yapmaya başlayarak tüm dünyanın bilim anlayışını değiştirdi.
Bu gün tüm tarikatların ana liderleri büyük bir toplantı yapacak ve vekil lider olarak buna geç kalamam. Annemi dinlemeliydim, boş vaktimde tarikatta kalmalıydım. Aptallığıma kızarken tarikatın girişine gelmiştim. Adaya inerken yüz yıldır değişmeyen tek adaya baktım. Bir kaç küçük bina ve yüzlerce büyülü bitkinin dolduğu bu ada neredeyse tüm dünya tarafından kutsal kabul ediliyordu. Meydandaki büyük heykele baktım, etkileyici bir adam mızrağını tutarken sanki tüm tarikatı izliyormuş gibi bir his veriyordu.
Gözlerim biraz doldu, heykele bakarken bir umut ve hayal kırıklığı içime doldu.
-..; Baba, neredesin ? Yüz yıldan uzun bir süre geçti ama hala gelmedin. Yoksa bizi unuttun mu ? Daha beni hiç görmedin acaba gelsen beni tanıyabilir misin ?
Hayal kırıklığı içimi doldururken bir esinti hissettim, sağıma bakarken yemyeşil bir yılan yanımda bana bakıyordu.
-Yılan; Geç kaldın, çabuk içeriye gir, toplantı için tüm liderler geldi.
-...; Biliyorum yeşil koruyucu, biliyorum.
-Yeşil Koruyucu; Onu özlediğini biliyorum ama güçlü kalmalısın, eğer tüm bilgiler doğruysa o bile bizi bulamayabilir.
-...; Ne !! Ne demek istiyorsun ?
-Yeşil Koruyucu; Gir, toplantı gerçekten önemli..
-Not; Yeşil Koruyucu, Uğur'un sistemden aldığı ve büyüttüğü yeşim yılan canavarı. Bunca süre geçtikten sonra büyüdü ve tarikatı koruyan renk koruyucularına katıldı. Tarikatta bulunan ve büyüyen canavarların hepsi egemen seviyeye ulaştığında rengine göre bir ünvan kazanarak renk koruyucuları oldular ve bu adayı korumaktan sorumlular. Sadece girişi koruyan 8 tane egemen seviye canavarı düşünürsek bu oldukça korkutucuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden 2.Kitap 2/3
FantasyUğur Kayra, yükselerek orta evrene gitmiştir fakat işler hiç beklediği gibi gitmez. Tamamen yabancı ve tehlikeli bir yerde güçlenerek bu yerden kurtulmak, Sonia'yı kurtardıktan sonra dağıldığı aile üyeleri ile buluşmak için çabalamaktadır. Kapak Res...