Büyük Usta Olmak

114 16 5
                                    

Kuro ile ayrılırken endişeli görünüyordu. Anlına bir öptüm ve saçını ovuşturdum.

-Uğur: Geri döneceğim.

-Kuro: Biliyorum.

-Uğur: Merak etme geri döneceğim. Gerçekten, daha gezeceğim çok yer var. Hiç görmediğin şeyleri görecek ve yemediğin yemekleri yiyeceğiz.

-Kuro: Bekliyorum, söz verdin.

Ayrılırken Kuro'nun neden endişeli olduğunu biliyorum. Büyük usta aşaması, sonunda o  aşamaya geçecektim ama benim için kritik bir andı. Kule beni ıssız bir alana gönderirken yakın çevrede hiç kimseyi hissetmedim. Etrafıma bakarken bariyer üstüne bariyer kurulurken güldüm.

-Uğur: Kule sanırım son gösteriden sonra iyice korktu.

Yedi katmanlı bariyere bakarken güldüm, artık biraz  daha neşeli hissederken ayakta durdum ve büyük usta olmaya hazırlandım. Zaten gücümün zirvesindeydim sadece isteyerek geçebilirdim, bedenim gücümün zirvesindeydi, elementlerim artık çekirdek alemindeydi, kan özlerimi özümsemiştim. Bedenim enerji ile doluydu, bundan daha iyi bir an yoktu. Bedenimdeki barajı kırararken enerji katlanarak artmaya ve bedenimi kaplamaya başladı. Bedenim zaten oldukça gelişmişti, bu yüzden bedenim alem atlarken o kadar fazla etkilenmedi. Aslında bedenim hiç değişmemiş gibiydi. Sessice bir şey olmasını beklerkerken gök gürlemeye başladı. Hava kararırken gök yüzü tamamen karardı ve bulutlara baktım.

-Uğur: Demek göksel sınav. Bu sınavı geçersem tamamen bitiyor.

Gök gürlerken şimşekler bulutların içinde dolaşmaya başladı, yıldırımdan korkmayabilirim ama göksel ceza mı ? Bu korkutucuydu, göksel yıldırımlar normal yıldırımlardan daha güçlüydü ve kanunlar ona karşı pek işe yaramazdı. Şimşekler bir araya toparlanırken gökten devasa bir yıldırım sütunu üstüme doğru düşmeye başladı. Hemen dik durdum ve göksel yıldırım bedenemi çarparken yıldırım enerjisini özümseme başladım. Bu ilk yıldırımdı, ne kadarını yağmalarsam o kadar iyi olacaktı. Bedenim yıldırımı özümserken hiç bir şey yokmuş gibi yıldırım bedenim tarafından yutuldu. Şaşkınlıkla bir şeyler beklerken gök yüzüne baktım, sanki gökyüzüde şaşırmış gibi bir an durmuştu. Sonra birden tekrar gürlemeye başladı ve sanki kızmış gibi daha fazla şimşek bulutlar arasından fırladı. Birleşen şimşekler öncekinden üç kat büyük bir yıldırım oluşturdu ve bedenime indi. Yıldırım tekrar bedenim tarafından özümsenirken gülerek gök yüzüne baktım.

-Uğur: Sanırım korkmama gerek yokmuş.

Gökyüzü sesimi duymuş gibi cevap verirken bulut denizi tamamen şimşeklerle dolmaya başladı. Sarı yıldırımlar birleşirken renk değiştirdi ve mavi bir renk aldı. Mavi yıldırım öncesine göre daha güçlü görünürken biraz ciddi bir ifade takındım. Yıldırım üstüme düşerken ışık tüm alanı kaplamıştı. Mavi yıldırım bedenime çarparken bir acı hissettim, bedenim karıncalanıyordu, bazı yerlerim yanıyordu ama hemen ilahi ruhum olan ağaç hışırdadı ve yeşil bir ışık bedenimi sararken hiç bir şey olmamış gibi iyileştim.

Şimşekler tekrar gürlemeye başladı, bu sefer şimşek toplanırken koyu mor rengine dönüşmüştü. Öncesine göre artık üç metre çapında devasa bir yıldırımdı, üstüme inerken biraz gerildim. Yıldırım bedenime çarptığı anda acı ile haykırdım, dişlerimi sıkarken bedenimin canlı canlı yanmış kokusunu alıyordum. Yıldırım damarlarıma ve organlarıma sızarken bazı yerleri çatlattı ama her şey anında yenilendi fakat çektiğim acı çok fazlaydı.

Yıldırım en sonunda iç çekirdeğime ulaştı ve ağaç tarafından özümsendi. Gökyüzü tekrar gürlerken bu sefer şimşekler toplandı ve kan kırmızı renge büründü, hemen hazırlandım. Bu sefer beş metrelik yıldırım inerken acı ile tekrar haykırdım. Bedenim parçalanmaya ve yanmaya devam ederken acı çekiyordum. İyileşirken çektiğim acı şaka değildi, iyileşsem bile bu psikolojik çileye dönüştü. Yıldırım yok olurken gökyüzü öfke ile bağırıyor gibiydi, şimşekler gürledi ve altından şimşekler toplanarak bulutların içinden devasa bir yıldırım belirdi. Yıldırım bir şekil alırken bir şövalye formuna dönüştü, atına atladı ve üstüme doğru düşerken hemen mızrağımı tuttum.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin