Her Şeyin Hükümdarı

109 15 1
                                    

Bulutların üzerinde dağlık bir alan vardı, dağlar sıra sıra dizilirken zirveleri bulut denizinde birer ada gibi görünüyordu. Bu huzurlu ve sakin manzara anında bozuldu. Alan kırılmaya başlarken bir anda bir dağın tepesinde bir uzay kırığı oluştu ve içinden bir adam dışarı çıktı. Bir kaç adım atar atmaz kaybolurken başka bir yerde belirdi. Her belirdiğinde iki üç adım atıp bir anda yok oluyor ve başka bir yerde çıkıyordu. Bir kaç saniyede dağın zirvelerinin hepsinin üstünde belirmiş ve dağın zirvesine yerleştirilen taş hedefleri parçalamıştı.

Son dağın üstünde dururken mızrağını tuttu ve savurdu. Yatay bir kesme dalgası ilerlerken uzay gerildi ve sanki bir cam gibi çatlaklar oluştuktan sonra kırılmaya başladı. Mızrak dalgası en uzakta farklı bir dağın zirvesini hedeflerken bulutlar vakum etkisi ile mızrağın geçtiği yerdeki boşlukların içine çekilirken kesme darbesi dağın zirvesini sanki bir tereyağı gibi keserek yatayda ikiye böldü. Dağın tepesi çapraz kesişten sonra yana kayarak aşağı düşmeye başladığında adam sakince durumu izledi.

-Uğur: Her hangi bir savunma bunu durduramaz gibi görünüyor ama kullanması zahmetli. En fazla enerjiyi gerçekten uzay kanunları harcıyor. Bulunduğum alandaki uzay gücü ne kadar büyükse kesmek ve ışınlanmak o kadar zorlaşıyor. 

İç çekerken yere oturdu ve ruh taşlarını özümserken enerjisini geri doldurmaya başladı. Bu adam bu bölgede bir yıldır eğitim yapan Uğur'du. Bu bir yılda zehir kanunlarında çekirdek oluşturmuş ve son kalan iki elementinden birisi olan uzay kanunlarında çekirdekten bir adım gerideydi.

Enerjisini geri doldurduktan sonra ayağa kalktı ve mızrağını yüzüğüne koyduktan sonra dimdik bir şekilde etrafa baktı.

-Uğur: Yakın mesafede hiç sapma olmadan artık ardı ardına ışınlanabiliyorum, üç büyük boşluk darbesi uzay gücümü bitirse bile iyi bir zamanlama ile oldukça yardımcı olacaktır. Tek sorunum uzay bölgesini oluşturamam ve uzak mesafe ışınlanmada bir kaç metrelik şaşmaların olmasıydı.

Derin bir nefes aldıktan sonra ellerimi bir çarşaf tutar gibi tuttum. Uzayın içinde parmaklarımın ucunda gerilmeler olurken, bir çarşaf çarpar gibi savurdum ve bir anda uzay kırılırken alan sallanmaya başladı. Deprem olurken uzay yarılmaya ve her şeyi içine çekmeye başladı. Anında uzayın kendisi boşluğu onarırken bir kaç saniye durmuştu ama bu bir kaç saniyede tüm bulut denizini ve dağların büyük bir kısmını içine çekerek yok etmişti.

Kitaplarda uzay kanunlarında usta birini bir adımı ile uzayı kırabileceği ve her şeyi yok edebileceği söyleniyor ama bunu yapamıyorum. En fazla uzayı ellerim ile bir kaç saniyeliğine yırtmak. Boşluk bölgesini yaratmak için hala daha bir yolum var, eğer boşluk bölgesini yapabilirsem o zaman rakiplerimin hiç bir şansı kalmaz. Boşluk bölgesinde hiç bir element kullanılmaz sadece uzay kanunları ve fiziksel güç geçerlidir. Bu küçük hamle tekrar tüm uzay gücümü yok ederken iç çektim, son kristalimi az önce kullanmıştım. Doğal yolla enerjimi toplamaktan başka şansım yoktu, illüzyon gücüm dururken ilk başta ona biraz çalışmayı ve sonra meditasyon ile gücümü geri kazanmayı planladım.

Adım atarak artık harabeye dönen dağ zirvesini terk ederken bir çorak araziye geldim. İllüzyon adımları ile ilerlerken etraf değişmeye başlamıştı. Çorak arazi yemyeşil cimlerle kaplanırken, ağaçlar büyümeye ve çicekler ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu benim illüzyonumdu, illüzyon ormanını düşündüğüm zaman eğer ya yeteneği kullanacağım yerde orman yoksa ne olacak diye düşünüyordum. Tek başına küçük bir orman dikkat çekecekti, bu yüzden etrafı illüzyon ile değiştirerek yeşil bir alan gibi gösterirken illüzyon ormanını kullanmayı düşündüm. Sonuç beklediğimden iyiydi, illüzyon fark edilmezken orman illüzyonun içinde bir sahte gerçekliğe dönüşüyor ve illüzyon içinde illüzyon oluyordu. Kişi illüzyonu fark edip kırmaya çalışsa bile ormanı yok edemiyor ve başarısız olduğunu düşünüyordu ama sadece birinci katmanı kırmış olacaktı.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin