Altın Boynuz

156 22 10
                                    

Sokakta büyük bir kargaşa oldu, bir adam geriye fırladı ve tezgahları yıktı. Herkes fırlayan ve düşen adama bakarken bir ara sokaktan pelerinli bir kız çıktı. Pelerin yüzünden yüzü çok net görünmüyordu ama  dalgalanan pelerini vücut kıvrımlarını biraz gösterirken kadının oldukça güzel olduğu belliydi. Bir çok kişi hayranlıkla kadına baktı, güzellik önemliydi ama güç daha önemliydi. Güçlü güzel bir kadından daha seksi hiç bir şey yoktu yada en azından yarı insan kabilelerin çoğu böyle düşünüyor.

Adam kalkmaya çalışırken korku dolu gözlerle kadına baktı.

-Adam; Üzgünüm, sizi soymaya çalışmamalıydım... lütfen...

Bir söz daha söyleyemeden kan tükürmeye  başladı. Yere kan kusarken gözleri ışığını kaybetti ve yere yığıldı. Bir çok kişi olanları anlayamasa da ben anlamıştım. Kuro'nun kan kontrolü gittikçe iyileşiyor. Bu kadar fazla yaralandıktan sonra panikleyerek kendi bedeninin kontorlünü kaybetti.

Kuro kendinden iki aşama yüksek birini zorlanmadan yendi, biz büyük bir kargaşa çıkartırken bir borazan sesi duyuldu ve sokaklarda karğaşa çıkarken yedi kişilik devriye grubu hemen Kuro'nun etrafını sardı.

-Devriyeden Biri; Şehirde kargaşa çıkarmaya cesaretin mi ?

-Uğur; Kargaşa ??? Hmmh ... insanları düzgün koruyamamak sizin suçunuz. Sokaklarda bize saldırdı ve bizi soymaya çalıştı. Sonuçlarını katlanıyor... buradaki herkes kendisi itiraf ederken duydu. O zaman devriye ekibi neredeydi !!!!

Güçlü bir aura yayılırken devriyenin ifadesi değişti. Bu şehirde ilahiyat görmek nadir değildi ama zirve bir ilahiyat başka bir konuydu. Sadece bir adım daha ve bir büyük usta olacaklardı. O zaman şehirde etkili pozisyonlardan biri onun olurdu. Şehir bile olsa burada sadece 5 büyük usta vardı ve her biri birbirine rakipti. Bir zirve ilahiyatın çıkması tüm dengeleri altüst edecekti.

Devriyenin başı soğuk terler dökerken pelerinli kadın konuştu.

-Kuro; Usta... bunun için onları suçlama. Kendini bilmezler her yerde var ve eminim ki devriyeler oldukça yoğundur. Şimdi bitki almak için mağazaya gitmeliyiz. Ne kadar geç gidersek hap yapmak için daha az malzeme kalır..

Devireye ekibi dondu, sadece güçlü değiler aynı zamanda aralarından biri simyacıydı. Bu berbat bir gündü hiç gücendiremeyecekleri biri karşısındaydı. Devriye başı ellerini kenetleyerek yarı eğildi ve pelerinli kadına teşekkür etti.

-Devriye Başı; Kıdemlinin anlayışı için teşekkür ederim. Büyük bir şehir olduğu için oldukça uzun bir mesafeden geldik ve yetişemedik. Geç kalmamızı telafi etmek için mağazaya kadar size eşlik etmemize izin verin.

Kuro; Usta ?

-Uğur; Karar senin.

Kuro; O zaman bizi buradaki en büyük mağazaya götürün lütfen. Burada yabancıyız ve etrafı çok bilmiyoruz. Bu sefer güçsüz biriydi ve ben ilgilendim ama ustam harekete geçerse ben bile onu sakinleştiremem.

-Devriye Başı; Teşekkürler kıdemli, buradaki en büyük mağaza altın boynuz mağazası lütfen rehberliğimizi kabul edin.

Kuro; Lütfen yolu gösterin.

Bir kişi cesedi sürüklerken diğerleri bize eşlik etti. Devriye başı soğuk terler dökmeye devam ederken beş dakika sonra yere geldik. Üç katlı ahşap bir yapıydı, enerjimle içeriye baktığımda içeride güçlü 4 kişi fark ettim. Her biri benim gibi 9.aşama uzmandı.

Bu mağazayı korumak için bu kadar güçlü kişiler bekliyorsa o zaman gelmemize değdi. Mağazaya girerken geriye bir şişe fırlatırken devriye ekibinin başı şaşkınlıkla bana baktı.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin