Rüzgar Tapınağı-Tempest

91 16 0
                                    

Günlerdir vadinini içinde ilerliyordum, rüzgara karşı koymak. Anlık rüzgar akışlarını okumak ve tepki vermek, rüzgar anlayışımı oldukça ilerletiyordu. Rüzgarın akan enerji formuna bakarken Aurora'nın yetenekleri aklıma geldi. Rossi ailesinden biri olarak rüzgar yeteneği kullanıcısıydı. Yanında olduğum sürede beni tuğla kıran gösterişçi bir kas manyağı sanıyordu ve rüzgar gücü ile böbürleniyordu. Birlikte vakit geçirdikçe öyle biri olmadığımı anlamıştı, yeteneğim gelişirken onunda rüzgar gücü gelişmişti. Rüzgar akışını yakalayıp bir yöne yönlendirerek rüzgar matkabı dediği bir saldırıyı kullanabiliyordu. Ateş Kırkayaklarından kaçarken onun rüzgar matkabı ile alevlerimi birleştirerek zor zar bir canavarı yenmiştik. Düşününce oldukça güzel zamanlardı, bir şey bilmeden kendi kendimize keşifler yaparken oldukça rahattık. O zamanlar o kadar fazla bir kaygımız yoktu ve rahatlayarak istediğimizi yapıyorduk.

İçten içe eski anıları hatırlayıp gülerken ateşe bakıyordum. Dalgalanan ateşin üstüne bir et parçası atmış ve pişmesini bekliyordum. Bir çok harabe deneyiminden sonra yüzüğümün en az yüzde yirmilik bölümünde yemek ve içecek saklama alışkanlığım devam ediyordu. Bir dövüş ustası olarak özellikle ilahi alemden sonra yıllar boyunca yemeden içmeden durabilirdik ama alışan biri için bu çok sıkıcı bir şey oluyordu. Yemek yemeden hayattan zevk almadan ot gibi yaşamak istemiyordum. Eğer böyle bir hayat yaşayacaksam bu uzun ömür bir çileye dönüşürdü.

Rüzgarın sesi değiştiği anda yerimden fırladım ve hemen bir duvara yaslandım. Anladığım bir şey varsa rüzgar sırası her bir kaç günde bir değişiyordu. Bu değişimler en tehlikeli şeylerdi, ani bir harekette kendini beklemediğin bir yerde bulabilirdin. Bir keresinde iki zıt rüzgarın estiği bir noktada kalmıştım, iki taraftan esen şiddetli rüzgar bir balyoz gibi bana çarpıyor ve doğal bir kasırga oluştururken beni içinde hapsediyordu. Kaçmak için bir çok şey denemem gerekmişti, bir kere daha içinde kalmak oldukça tehlikeli olacaktı.

 Gözlerimi kapatıp işitmem ile rüzgarın ne sıra ile nereden geldiğini anlamak için biraz vakit ayırdım. Ateşte pişen etin kokusu dikkatimi dağıtmayı başarsa da  bu anın önemi yüzünden sadece tükürüğümü yuttum ve işime geri konsantre oldum. Kendi içimde saniyeleri sayarak bir planer oluşturdum. Üçüncü tur döndüğü zaman hangi an ne yapacağımı çoktan biliyordum, hızla kuzeye ilerledim otuz nefes sonra hemen sağa kaçarak ilerlediğim anda kuzeyden güçlü bir rüzgar eserek geliyordu. İçinde benim büyüklüğümde yüzlerce kaya taşıyor ve bir yumurta gibi onu vadinin duvarlarına çarpıyordu. Sağ yolda on nefes ilerledikten sonra hemen kuzeye geri döndüm ve beş nefes orada ilerledim. 

Sürekli nefesimi sayarak saniye gibi kullandım ve hızla iç kısımlara doğru ilerledim. Bir kaç saat sonra büyük bir duvarın önünde durmuştum. Bu dev kaya duvarı sanki Petra gibi içine oyulmuş ve bir çok yapı inşa edilmişti. Rüzgarın sesi duyulmaya başladığı anda hızla yapının içine kaçarken arkamdan bir sel gibi rüzgar dalgaları esmeye başladı. İçinde bir çok taş, toprak ve ağaç parçaları taşıyan bir sel gibiydi.

Rüzgara baktıktan sonra dikkatimi içeriye verdim, bir çok heykelin bir sunağın etrafına yapıldığı bir alandı. Sunağın merkezinde bir kürsü gibi yapı vardı ve üstünde kapalı bir kitap. Bu kitabın bir hazine olduğunu biliyordum ama heykellere bakarken iç çektim. Heykeller sanki bana göz kırpıyor ve golem olduklarını haykırıyordu.

İç çekerken mızrağımı çıkartıp hazır tuttum ve sunağın merkezine doğru ilerledim. Gözlerim golemlerdeyken dikkatle kitaba elimi uzattım ve kitap alıp yüzüğüme attım. Beklediğim an gelmişti, golemler hareket etmeye başlarken güçlü rüzgarlar etrafımda esere sunağın etrafını bir hortum ile sarmıştı. Sunağın etrafı kapalı, içinde altı tane on metrelik golemle hapis kalmıştım. Mızrağımı tutarken ilk saldırı avantajını kullanmak için hemen en yakınımdaki insanı goleme fırladım. Mızrağımı savururken rüzgar gücünü kullanmaya çalıştığım ana rüzgar dağılarak etrafımdaki hortum tarafından emildi. Bu lanet yerde rüzgarı kullanamazdım, zehir ise golemlere karşı işe yaramazdı. Diğer yeteneklerimi şimdilik kullanmadan hemen mızrağımı savurarak saf güçle darbe vurdum. Mızrak hamlemi golem elindeki orak biçimindeki silahla engellerken golem bir kaç adım geriledi.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin