Okyanus Özgür Şehri

164 16 4
                                    

Psica ve Misty bana eşlik ederken şehire giriş yaptık. Muhafız apar topar şehir lorduna haber vermek için giderken aslında deniz insanlarının çokta farklı olmadığını gördüm. Hatta insanlardan veya yarı insanlardan daha samimi olabilirlerdi.

Psica ve Misty hararetle konuşurken arkalarından sesizce yüzdüm ve onların konuşmasını bozmadan takip ettim. Bu sırada sürekli etrafa bakıyordum, bu küçük şehir hiçte basit değildi. Deniz kayalıkları ve resifler oyularak evlere dükkanlara hatta kafelere dönüştürülmüş. Parlayan renkli mercanlarla döşenerek renklendirilmiş muazam bir görüntüye sahip bir şehirdi. Sokakları incelerken sadece kitaplarda geçen veya fantastik filimlerde geçen deniz insanlarına baktım.

 Her biri okyanus canlıları gibi rengarenk, farklılar hatta  bazıları şeffaftı. Bu bin bir çeşitli insanlara bakarken yarı insanların bile bunların yanında sönük kalacağını fark ettim. Güçleri ise tamamen dehşet vericiydi.

Kraliyet şehrinde sokakta yürüyen insanların egemen veya ilahiyat aleminde olması normaldi, sonuçta orası tüm kıtanın merkeziydi fakat bu şehir sadece okyanusun içindeki sıradan bir şehirdi ama kraliyet şehri ile karşılaştırılabilir bir gücü vardı.

Sokakta gezenlerin çoğu ya ilahiyatta yada egemen seviyedeydi. Hatta bir kaç tane usta aleminde insan görünce bu okyanusun beklediğimden tehlikeli olacağını ve deniz tanrısının neden okyanusları hala ele geçiremediğini anladım. Diğer kıtalara göre okyanusun alana onlarca kat daha büyük ve korkutucuydu. Deniz tanrısı ne kadar kendine tanrı dese de eninde sonunda bir canavardı ve sadece belli bölgede terör estirebilirdi. Büyük ihtimalle okyanusun içinde onun adını hiç duymayan deniz insanları bile olabilirdi.

Yanımdan geçen kişileri süzerken, deniz insanlarının ya çok insansı yada çok balıksı göründüğünü fark ettim. Muhafız gibi sadece insan figürlü ama ona hiç benzemeyenler varken bazıları Misty gibi insanımsıydı. Bunun nedenini merak ettim, ırksal bir şey miydi yoksa başka bir konu var mıydı ?

Misty ve Psica bir yere oturunca bende yanlarına oturdum. Çevreden onlarca kişinin beni izlediğini fark edebiliyordum. Binlerce kişilik bir şehirde sadece görünüşüm dikkat çekmezdi ama dikkat çeken ben değildim. Misty ve Psica burada bilinene kişiler gibi görünüyor ve onlarla beraber yürüyünce bir çok istenmeyen ilgiyi üstüme aldım.

İki kız kendi aralarında konuşmaya devam ederken bir ahtapot yarı insan masaya geldi. İki elinde bir menü tutarken ahtapot bacaklarınla tepsileri taşıyordu.  Bana bakarken sırıttı ve böyle görünüp görünmediğimi merak ettim, kendi bacaklarıma bakarken bir tık iyi olsa da mürekkep balığı kollarına benzediğini anladım. Yine de hiç yoktan iyidir, neredeyse hiç insanı andırmayan canavara benzeyen deniz canlıları var, onlar gibi olabilirdim.

-Garson; Siparişinizi alabilir miyim ?

-Psica; Bir kirpi balığı istiyorum.

-Misty; Bende deniz tarakları alabilir miyim ?

-Garson; Bir kirpi balığı ve bir deniz tarağı, peki beyfendi siz ?

-Uğur; Bende bir kirpi balığı alayım.

-Misty; Eminmisin ? Kirpi balıkları çok zehirlidir ? Başa çıkabilir misin ?

-Garson; İsterseniz değiştireyim ?

-Uğur; Sorun yok.

Bir kere söylemiştim ve erkekliğe bok sürdüremedim. Zehirden korkum yoktu ama kirpi balığını düşününce kusma isteğim geldi. Neden başka bir şey söylemedim ki ?  Psica konuşunca sadece onu tekrar  etmiştim.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin