Yeniden 2.Kitap 2/3

Hediye

-Kuro; Efendim hemen inzivaya mı giriyorsunuz ?

-Uğur; Evet, çok vaktimiz yok Kuro. Oyalanmak istemiyorum, ilahi usta alemine geçmek için tekrar ormana gitmeyi planlıyorum.

-Kuro; Orman ? 

-Uğur; İlahi usta olmak için kritik bir eşik var, onu aşmalıyım.

-Kuro; Eşik, usta bu nedir ?

-Uğur; İlahi ruhu kontrol edebilmek, kullanabilmek değil tamamen kontrol etmek.

-Kuro; İlahi ruh ? Usta bana ilahi ruhumu kullanmayı yasaklamadınız mı ?

-Uğur; Şimdilik, şuanda gücün onu kontrol edemez ama o seni kontrol eder.

Bir iç çekerken ilerlemeye başladım, düşük seviye ruh olsa o zaman direk kullanması sorun olmazdı ama onun ruhu çok güçlü ve ona bir şey olacağından korkuyorum. 

...

....

100 yıllık sürenin 40 yılı dolmuştu ve ben hala daha 9.aşamadayım. Sınav konusu ne bilmiyorum ama kasabayken burayı çok küçümsedim.  Silvie bir ilahi usta, buradaki şehir lordları birer ilahi usta ve ailelerde bile ilahi ustalar var.

Görevin ne olacağını bilmiyorum ama başlamadan güçlenebildiğim kadar güçlenmeliyim. Burası sıfırdan yapılan bir illüzyon dünyası değil, sonradan bağıntısı koparılan bir dünya. Demek ki kulenin kontrolü olsa bile tam kontörlünde olmayan konular olabilir ve bunlar can sıkıcı.

Ayrıca sürenin yarısını yaklaşıyorum ama hala daha diğer ülkeler hakkında bir bilgim yok ve tamamen kör bir durumdayım.  Bu fırsattan istifade ederek ilk başta ormana girip ilahi usta alemine geçip daha sonra kraliyet şehrine gitmeyi planlıyorum. Oradan yeterli bilgileri aldıktan sonra hamleme kadar vereceğim.

Hap odasına girerken Kuro aynı geçen seferki gibi avluda kaldı ve formasyona göz kulak olacağını söyledi. Burada özel bir demirci atölyesi yok ama buna çokta ihtiyacım yok.

Yüzüğümden bir demirci kazanı ve malzemeleri çıkartarak yerleştirmeye başladım. İlk başta en kritik nokta olacağı için meteor demir özünü eritmeyi deneyeceğim. Şimdiki gücümle eritebilirsem o zaman başlayabilirim.

Eğer eritemezsem o zaman daha üst seviye bir malzeme olduğu için bunu saklayacağım. İlk başta metali altın alevlerimle biraz ısıttım ve usta alemi silahla ikiye kestim. Kesilen parçaları incelemeye başladım, ve kesitinden tanıdığım metal izlerini aradım.

İki farklı metali tanıyorum birincisi Orihalcum diğeri ise uzaysal yüzük gibi eşyaların yapıldığı uzay taşı. Uzay taşı tamamen işime yaramaz ama o kadar sıkı kaynaşmış ki bunu zarar vermeden ayırmak imkansız. Taşın içeriklerini inceledim ve sertliklerini kontrol ettim. Hatta bazen elementeler tepkilerini görmek için tüm elementleri tek tek denedim ve metalin tepkisini ölçtüm. Bazı metaller elemental güçler içerir ve bu tarz metaller oldukça değerlidir. 

Benim önceden fark etmediğim  ama Anka'nın Öfkesi uç kısmı bu tarz bir gizemli metalden yapılmıştı. Alev gücünü çok iyi  bir şekilde iletebiliyor ve güçlendiriyordu. Metali inceledikçe çok hafif bir tepki keşfettim.

Bir katmanı titreşmeye karşı hassastı, sanki bir sinyal güçlendirici gibi titreşimi güçlendirerek yayıyordu ama bu sırada frekansını düşürüyordu. Düşüncelere daldım, metali en verimli nasıl kullanırdım. 

Ses özelliği güzel bir şeydi, çok aşırı bir etkisi yoktu ama yine de görmezden gelinemeyecek düzeydeydi, asıl sorun uzay taşı, uzay taşını nasıl kullanabilirim. Bir zil yaparsam ve içine uzay rünleri kazıyarak bir formasyon kurarsam bile içereceği boşluk çok küçük olacaktı. İçinde bir şey koymak çok zordu, bir depolama yüzüğü gibi kullanılamazdı.