Sahil Kasabası

170 19 13
                                    

Gün doğarken etrafımı bir sis sarmıştı, sis etrafımda dolaşırken mağarayı bir nem ve rutubet kaplamıştı. Gözlerimi açarken artan bir su enerjisi tüm mağarayı doldurdu.

-Uğur; Sonunda su kanunlarının 5.aşamasına geçtim. Üst dünyaya geldiğimden beridir 4.aşamada takılı kalmıştım.

Elimdeki element  kılavuzları çok ilginç şeylerdi, canavar kılavuzları gibi değillerdi ve doğrudan benim element yasalarını anlamamla ilgiliydiler. Bir element kanununda seviye atlamadan ona denk gelene element kılavuzu aşamasına ulaşamıyordum. Bunu üst dünyaya çıkınca fark etmiştim, Leviathan canavar kılavuzunda 7.aşamaya ulaşmışken element kılavuzu olan okyanusun kalbi kitabında sadece 2. aşamadaydım.

Cassie'nin yanında su elementi kullanırken anlayışım gelişti ve Okyanus Kalbinde ilerleyerek su kanunu anlayışımı güçlendirdim. Artık iki kılavuz arasındaki farkı net olarak biliyordum, bendeki temel element kılavuzları suyu anlamam ve onunla bütünleşmem için bir rehberdi. Canavar kılavuzun ise bu suyu kullanmam için bir katalizör olarak görev görüyor ve onu şekillendiriyordu. 

Bu iki durumu bir heykel traşa benzetmek mantıklı olacaktı, heykel traş ne kadar yetenekli olursa olsun elindeki malzemeler çöpse yapacaklarının sınırları olacaktı ve tam tersi olarakta elinde ne kadar değerli malzeme olursa olsun yeteneksiz bir heykel traş sadece bu malzemeleri çöp yapacaktı. İki kılavuz burada devreye giriyordu, okyanus kalbi bana daha güçlü ve ender malzemeyi sağlarken Leviathan kılavuzu bu malzemeyi işlemeyi öğretiyordu. 

Şimdiye kadar aynı elementte hem canavar hem de element kılavuzumun olduğu tek elementim su elementiydi ve bunu fark edememiştim. Ateş gücüne çok yoğunlaştım ve altın kargaya çok güvendim ama bu basit kavramı görmemi engelledi. 

Ateşte güçlü olsam da sadece kendi ateşim için geçerliydi, etrafımdaki alevleri kendi alevlerim gibi kullanamadım ve bu potansiyeli sınırladı fakat diğer elementlerin bu kadar bile güçlü olmadığı için bu dezavantajı şuana kadar fark edememiştim. 

Elimde şu anda sadece doğanın özü ve okyanusun kalbi element kılavuzu var. Bunun dışında bir kaç tane basit element kılavuzları var ama o kadar güçlü şeyler değiller ve anlaması çok daha karmaşık. Elimi sallarken etrafımdaki sisler dalgalanmaya ve yavaş yavaş birleşerek yoğunlaşmaya başladı. Avcumun içinde sudan bir küre oluşurken suyu ileriye fırlattım. Su dağılırken buhara dönüştü ve buhar halinde ilerlemeye devam etti.

-Uğur; Su- buhar- buz hepsi aynı şey. Şuan ki gücümle su kendimin olmasa bile kontrol edebilirim.

 Alevleri kontrol edebiliyordum ama bu kendi alevlerim için geçerliydi, rakibin alevlerinde onun iradesi olduğu için şu ana kadar rakibimin alevlerini kontrol edemedim ve sadece basit iradesiz alevleri zor zar kontrol edebildim. Bunun nedeni kanun anlayışında güçlenerek karşının iradesini silecek kadar güçlü olmasıydı, bunu çok fazla fark etmedim çünkü altın karganın alevleri olsun yıldırım serçesinin yıldırımı olsun basit şeyler değildi. Bu elementler çok saf ve güçlüydü, şimdiye kadar kimse onların içindeki irademi silemediği için onları kontrol edemedi ama alev tanrısı belki yapabilirdi.

Ormanda, orman tanrısı ile karşılaşmamı hatırlıyorum. Ağaçların iradesiz zayıftı ve onların iradesini bastırarak köklerini kullanmıştım ama bu orman tanrısına kıyasla hiç bir şeydi. Onun kullandığı kökler benim kullandıkların gibi basit ağaç kökleri değildi. Toprağın derinliğinde ormanı saran büyük ağaçların kökleriydi.  O ağaçların iradesi daha kuvvetliydi ve bu yüzden ona karşı ahşap yeteneğimi kullanmak aptallık olacaktı. Bir ahşap saldırısı ile ona saldırsam bile sadece saldırımın kontrolünü kaybedecektim ve saldırı bana geri dönecekti.

Yeniden 2.Kitap 2/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin