Essiz Savaş Ruhu 3

C534 - Sınırları Aşmak

EŞSİZ SAVAŞ RUHU

...Sayısız canavarla dolu zikzak çizen dağ silsilesinde...

Qin Nan'ın figürü bir kasırga gibiydi, geçtiği bölgeye büyük bir yıkım getirerek canavarların paniğe kapılmasına neden oldu.

Durma belirtisi göstermedi; kılıcını savurarak ve savaşarak ilerlemeye devam etti.

Hepsi tek bir amaç için: kendini eğitmek.

Zaman yavaş yavaş geçti; Sekiz gün göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

Bu dönemde Mu Chengye'nin mürettebatı Xue Meng, Shen Fei ve Su Chan yeni edindikleri Dövüş Sanatlarını iyice kavramışlardı. Sıradağlara girme ve savaşlarda pratik yapma zamanı gelmişti.

Özellikle Mu Chengye, gözleri açıldığında Qin Nan'ın figürünü göremeyince kalbinde büyük bir darbe hissetti.

Yedinci sınıf Di Seviye Dövüşçü Ruhu'na rağmen hala Qin Nan'ın anlama hızına yetişemedi mi?

Benimle dalga mı geçiyorsun!?

Şok nedeniyle Mu Chengye çılgınca gelişim yapmaya başladı.

...Bu arada sıradağların derinliklerinde...

Qin Nan'ın önünde dört zhang uzunluğunda antik bir timsah duruyordu. Kanlı ağzını açtı ve içindeki buz gibi bir yansıma yayan ve Qin Nan'a doğru yırtılan sıra sıra dişleri ortaya çıkardı.

Qin Nan'ın figürü yüzen bir ejderha gibi hızla hareket ediyordu. Her hareket ettiğinde, Vermilyon Kuşu şeklini alan ondan fazla Kılıç Niyeti düşmanına saldırıyordu.

Geçtiğimiz sekiz gündeki savaşlar ve eğitimler sayesinde Qin Nan, Vermilyon Kuş Cenneti Vurma Sanatının ikinci seviyesi olan Vermilyon Kuş Dansında tamamen ustalaştı.

Qin Nan aniden hareket etmeyi bıraktı ve yerinde durdu.

"HAHA, insan, ne kadar aptalsın!"

Yaşlı timsah, figürü bir tekmeyle öne doğru fırlarken kahkahayı patlattı. Ağzını açtı ve Qin Nan'ın boynunu vahşice yırtarken içindeki dişlerden sayısız siyah parıltı yayıldı.

Gözleri büyük bir mutlulukla doldu.

Yırtma hareketi onun en büyük öldürücü darbesiydi. Dişleri ölümcül zehirle kaplı olduğundan, Dövüş Hakimiyeti Aleminin zirvesindeki yetişimine rağmen, hedefini ısırdığında, Dövüş Majesteleri Alemi'nin birinci katman rakibi bile zehirden ciddi şekilde yaralanırdı.

PAT!

Yaşlı timsahın gözlerindeki neşe yok oldu ve yerini bir şaşkınlık aldı.

Bu doğru değildi! Bu hiç doğru değildi!

Isırığı nasıl bu insanın boynuna girmemişti?

Ancak Qin Nan buna bir an bile bakmadı. Düşünceleri karanlık bir yere gömülmüştü.

Vermilyon Kuş Cenneti Vuran Sanat'ın kullanım kılavuzunda yazılı sayısız kelime zihninde bir nehir gibi hızla akıyordu. Her kelime, her cümle hafif bir uğultu yaydı.

Dahası sanki Qin Nan'ın görüş alanında bir sanat eseri ortaya çıkmış gibiydi.

İçinde bir Vermilyon Kuşu dağın kenarında duruyordu ve başını kaldırıp Gökyüzüne bakıyordu. Gözleri keskin bir parıltı yayarken aniden alevler içinde kaldı.

Bir çığlık duyulabiliyordu.

Vermilyon Kuşu kanatlarını açıp gökyüzüne sıçradı. Kanat çırpışlarından güçlü rüzgarlar üretiliyordu ve figürü acımasızca gökyüzüne doğru ilerlerken yerin sarsılmasına neden oluyordu!