Essiz Savaş Ruhu 3

C501 - İlahi Savaş Ruhu Serbest Bırakıldı

EŞSİZ SAVAŞ RUHU

Ji Tianxiao'nun Dövüş Ruhu üçüncü sınıf Di sıralamasındaydı ve kişinin bedenini geliştirme kapasitesine sahipti. Bu nedenle, etini sertleştirmede uzmanlaşmış bir Dövüş Sanatı seçmişti. Etinin gücü yedinci katman Dövüş Hakimiyeti Alemi canavarına eşdeğerdi.

Qin Nan'a bir ders verirken gücünün yalnızca üçte birini avucuyla kullanmıştı.

Sonuçta -onun gibi- Fan Yu da Dokuzuncu Şehrin en iyi dehasıydı ama Qin Nan ona saygısızlık ediyordu. Bu ona saygısızlık etmekle aynı şey değil miydi?

Bununla birlikte, Qin Nan'ın Ticaret İttifakındaki savaşıyla ilgili haberler Fan Hao ve Ji Tianming tarafından mühürlenmişti. Aksi takdirde Ji Tianxiao'ya yüz cesaret verilse bile Qin Nan'ı rahatsız etmeye cesaret edemezdi.

PAT!

Qin Nan'ın omzunda bir patlama meydana geldi.

Ji Tianming, Qin Nan'ın hareketine direnebileceğini beklemediği için şaşırmıştı. Tüm gücünü gösterdiğinde kolunda yeşil damarlar ortaya çıktı.

PAT!

Qin Nan, Ji Tianxiao'ya sakin bir bakış atarken yerinde kaldı.

“Bu nasıl olabilir——”

Ji Tianxiao'nun gözleri şaşkınlıkla doldu.

"Eğlenmen bitti mi? Eğer öyleyse, o zaman git.”

Qin Nan omzuyla Ji Tianxiao'nun figürüne vurdu.

PAT!

Tüm kalabalığı şok eden yüksek sesli bir patlamanın ardından Ji Tianxiao'nun figürü, fırlatılan bir ok gibi on zhang uzağa uçtu. Vücudu yere çarptı ve geride berbat bir manzara bıraktı.

"Bu--'

Kalabalık şaşkına dönmüştü. Ji Tianxiao'ya ne oldu? Onu kim devirdi?

Fan Yu, Ji Tianxiao'nun Qin Nan tarafından uçarken vurulduğunu açıkça bildiği için nefesini tuttu!

Bu Qin Nan'ın gelişimi ne kadar korkutucuydu?

“Beni havaya fırlatmaya cesaret ettin; Seni öldüreceğim!"

Ji Tianxiao kalabalığın önüne uçarak gönderildikten sonra yanaklarının yandığını hissedebiliyordu, bu da onun çileden çıkmasına neden oldu. Qin Nan'a doğru hücum ederken hemen aurasını serbest bıraktı.

"Ne yapıyorsun?" Aniden gökyüzünden yüksek bir kükreme patladı ve bunun Ji Wuming'den olduğu ortaya çıktı.

"Baba…"

Ji Tianxiao'nun figürü şiddetle ürperdi. Babasından oldukça korkuyordu.

"Burada kal!" Ji Wuming, Qin Nan'a özür dileyen bir bakış atmadan önce ona dik dik baktı. Kalabalığa dönüp duyurmadan önce Qin Nan'ın yüzündeki sakin ifadeyi gördükten sonra rahat bir nefes aldı: "Akuamarin Odası yılda yalnızca bir kez açılıyor! Akuamarin Odasına girecek olan on dahinin tamamının gelişim için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını ve Dokuzuncu Şehrimizin hak ettiği ihtişamı geri getireceğini umuyorum! Artık açılış başlasın!”

Konuşmasının ortasında elinde ejderha şeklini andıran bir rozet belirdi. Ondan korkunç bir aura hissedilebiliyordu.

"Dokuzuncu Şehir, emrimi duyun, odayı açın!"

Ji Wuming, enerjisini rozete aktarırken şiddetli bir kükreme çıkardı.

PAT!

Güney Caddesi'ndeki saraylar bir anda çökerken, çevresi yüz metrelik bir alanı kaplayan büyük bir çukur oluştu. Serinletici bir esintiyle birlikte yeşil bir parıltının yayıldığı görülebiliyordu.