Essiz Savaş Ruhu 3

C549 - Longhu Yaralandı

EŞSİZ SAVAŞ RUHU

Pubfuture'a göre reklamlar

Hemen hemen her Prens, Birinci Prens ile Üçüncü Prens'in birbirleriyle dostane bir ilişki paylaşmadığını açıkça biliyordu.

“Birinci Kardeş, buradayım.” Üçüncü Prens sessizliği bozarak sakin bir ifadeyle konuştu.

"Neden orada oturuyorsun?" Birinci Prens şok olmuş görünüyordu. Hemen elini salladı ve şöyle dedi: “Gel gel, sen benim Üçüncü Kardeşimsin. Burada benimle oturuyor olmalısın. Orada oturmanın bir anlamı var mı?”

Diğer prensler sessiz kaldı.

O anda Dokuzuncu Prens sakin bir gülümsemeyle şöyle dedi: "Üçüncü Kardeş, En Büyük Kardeş haklı. En Büyük Kardeş'e yakın oturmalısın."

Bu sözler birçok prensi şaşırttı. Dokuzuncu Prens ile Birinci Prens bir ittifak kurmuş olabilir mi?

Durum böyle değildi. Son zamanlarda Üçüncü Prens birçok hamle yapıyor ve aralarında yaşanan çeşitli rekabetlerden büyük faydalar sağlıyordu. Hatta babaları bile ona büyük iltifatlarda bulunmuştu.

Birinci Prens ve Dokuzuncu Prens hiç de aptal değildi. Üçüncü Prens son birkaç yıldır kasıtlı olarak zayıfmış gibi davranmıştı. Büyük olasılıkla saldırmak için mükemmel zamanı bekliyordu.

Ancak, son birkaç yıldır olay yerinden uzak durma cesaretine ve sabrına sahip olan Üçüncü Prens nasıl kolayca tuzağa düşürülebilirdi? Nazik bir gülümsemeyle cevap verdi: "Açıklama için teşekkürler. Dürüst olmak gerekirse hiç sorun etmiyorum ve ayrıca Büyük Kardeş hepimizin buraya eğlenmek için geldiğimizi söylemişti."

“Ah, kararını verdiğine göre sorun yok. Yine de koltuğu senin için açık bırakacağım. Birinci Prens içini çekti.

Dokuzuncu Prens Song Yu pes etmedi; aniden şöyle dedi, "Üçüncü Kardeş, davet ettiğin dehanın Vermilyon Kuş Müfrezesinden Duan Qing olduğunu duydum?"

Bu sözler hemen kalabalığın dikkatini çekti.

Özellikle gözleri buz gibi bakışlarla dolu olan Beyaz Kaplan Müfrezesi'ndeki dahiler.

Beyaz Kaplan Müfrezesi onlara Duan Qing'i rahatsız etme ve onunla karşılaşırlarsa yetişimini test etme emrini vermişti.

Sesini Qin Nan'a ileten Üçüncü Prens'in ifadesi sakinliğini korudu: "Duan Qing, uzun yıllardır bekliyordum ve kendimi hazırlıyordum, bu yüzden her an durumu tersine çevirmeye hazırım. Benim için endişelenmeyin, eğer size meydan okumaya çalışıyorlarsa, kendi isteğinizle karşılık vermekten çekinmeyin. Sonuçları ne olursa olsun seninle ilgileneceğim!”

"Sorun değil."

Qin Nan'ın gözleri titredi. Üçüncü Prens'in sözleri tam da ihtiyacı olan şeydi. Hemen öne doğru bir adım attı ve kalabalığın önüne çıktı, ardından yumruklarını bir araya getirdi ve şöyle dedi: “Selamlar, prensler ve dâhiler arkadaşları. Ben Duan Qing'im."

"Yani o Duan Qing mi?"

“Tsk tsk.”

“Şu anda onu görmedim bile!”

Kalabalığın bakışları Qin Nan'ın figürüne odaklandı. Çeşitli göz teknikleri kullanan dahiler ve prenslerden bazıları onun figürünü taramaya çalıştı ama sonuç hayal kırıklığı yarattı.

Birinci Prens'in ifadesi karardı.

Dokuzuncu Kardeş, kendisi şimdiye kadar hiçbir şeyden habersizken Üçüncü Prens'in Duan Qing'i işe aldığını nasıl biliyordu?