Korku,Endişe,Heyecan... bu üç duygu ne kadar kuvvetli olabilir ? Bir de yanlarına acı eklenilirse dayanılabilir mi ? İşte ben tam şuanda sorularımın cevaplarını uygulamalı bir şekilde vereceğim.
Ya öleceğim,
Ya da yaralı bir şekilde ama eskisinden daha güçlü olarak yoluma devam edeceğim.
Kalkan sonlandıktan sonra nefesimi tutup gözlerimi kapattım ve tam karşımda olan yaratığın karanlıklar ile kaplı olan bedenine atladım.
Gözlerimi açtığımda bir yerden düştüğümü farkettim.Etrafıma bakındım... yo yo düşmüyordum.
Kayıyordum.Hem de çok iğrenç bir yerden kayıyordum.Bir sürü kemik ve kafatası vardı.Ayrıca üzerinde aşağı doğru kaymakta olduğum şey ise akışkan ve iğrençti.Biraz sonra düşüşüm dikleşti ve sert bir şekilde yere çakıldım.Allah'tan çok yüksek değildi.Yoksa bir yerimi kesin kırmıştım.Düştüğüm yerden yavaşça kalkıp üstümü çırptım.Karnımı sarmalayan kumaş parçasını yukarı çekip yaramın ne kadar derin olduğuna baktım.Fazla derin değildi.Bu da hiç şüphesiz üzerime giyindiğim kıyafetin bana sağladığı avantajdı.Bacaklarımı sarmaşık gibi sarmalayan ceplerden hançerimi çıkarttım ve omuzlarımdan aşağı doğru uzanan kıyafetimin küçük bir kısmını kestim.
Fakat tamamı akışkan sıvıya bulanmıştı.Kafamı kaldırdığımda karşımda küçük bir gölcük olduğunu farkettim.Yavaş adımlarla ilerleyip kumaş parçasını yıkadım.Suyunu iyice sıkıp kan olan yerimi silmeye başladım.Fakat bu iş hiçte kolay değildi.Canım çok yanıyordu ve her silişimde yaram yanıyordu.Dişlerimi sıkıp işlemime devam ettim.Yaranın etrafını güzelce sildikten sonra kumaş parçasını tekrar yıkamaya başladım.Az sonra çığlık sesleri geldiğinde arkamı döndüm.Maria benim aynı düştüğüm yere düşmüştü.Ve yüzünü buruşturuyordu.Az sonra üzerine Luka düştü.Sonra Patric daha sonra Elis ve onun üzerinede Ares düştüğünde bir insan piramidi oluşturmuşlardı.Maria en altta kalmış bağırıyordu.
"Kalkın üstümden ! Nefes alamıyorum !" Diyordu.Elis kalkmaya çalışırken Patric konuşuyordu.
"Hey ne yapıyorsunuz o benim bacağım !" Hepsi ayrı ayrı şey söylüyor ve çok komik görünüyorlardı.Bu işi kendileri halledemeyecek gibiydiler yanlarına gidip Ares'in elinden tutup onu kaldırdım.
"Çabuk olun Yekta gelince ağırlıktan değil acıdan öleceksiniz." Dedim yarı alay yarı gerçeklik ile.Bunu duyduklarında yardımıma ihtiyaçları kalmamıştı sanki.Hepsi hızlı hızlı kalktığında En son Maria kaldı.
Yekta'nın bağırışını duyduğumuzda Hemen Maria'yı kenarı çektim.
Ağırlıktan dolayı bir an afallamış olmalıydı ki kenarı çekilememişti.
Yekta sert bir şekilde yere düştüğünde
Kaşlarını çatıp yüzünü buruşturdu.
Herkesi sırası ile kontrol ettiğimde benimle aynı akışkan sıvıya bulandıklarını gördüm.Herkes kendisini topladığında Patric konuştu."Hafsa bu plan dahiceydi." Dedi.
Teşekkür edemeden Luka devam etti."Evet.Kesinlikle... sen bir dahisin." Maria hariç herkes bana iltifat ederken kızardığıma emindim.
"Tamam.Arkadaşlar lütfen beni utandırmayı kesin."Diyerek susmalarını sağladım.Sonra ıslak zeminde her adım attığımda ses çıkaran botum ile gölcüğe ilerledim.
Elimdeki kumaş parçasını yere eğilerek yıkamaya başladım.Bu sırada herkes bir köşeye oturmuş dinleniyordu."İnanılmazsın." Yekta'nın sesi ile duraksadım.Yüzümde küçük bir tebessüm oluştu.
"Söylesene... nasıl bu kadar zekisin ?"
Kumaş parçasını tamamen temizledikten sonra ayağa kalktım."Zeki değilim Yekta.Yalnızca olaylara farklı açılardan bakıyorum." Diyerek Elis'in yanına doğru ilerledim.Bu kumaş parçasını ıslak bir şekilde karnıma koyamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...